1 Mart Cumartesi günü, Türkiye’nin çeşitli illerindeki üniversitelerden Ekim Gençliği okurları, Ankara Jeoloji Mühendisleri Odası’nda yapmış oldukları etkinlikle gençlik hareketini tartıştı. Genel olarak gençlik ve dünyada gençlik hareketleri, Türkiye’de ‘60-‘70 yılları arasında gençlik hareketi-“FKF ve Dev-Genç deneyimleri”, Türkiye’de yakın dönem gençlik örgütleri ve son olarak da son dönemde gençlik hareketinin ihtiyaçları doğrultusunda Ekim Gençliği’nin misyonu üzerine sunumlar gerçekleştirildi. Esas vurgu ise tarihsel deneyimlerden de yola çıkarak, günümüz gençlik hareketinin nesnel olarak kitlesel bir devrimci örgüt ihtiyacı oldu.
İlk yapılan sunumla, gençliğin toplumdaki konumu ve toplumsal mücadelelerde, sınıf mücadelelerindeki önemi, kapitalizmde gençlik sorunun geldiği boyut ve bugün için gençliğin düzen karşısındaki dinamizmi ve bununla birlikte dünyada ‘68 hareketinde gençliğin rolü üzerine bir sunum gerçekleştirildi. Daha sonrasında ise ‘60’larda gençlik hareketinin yükselişi, FKF’nin kuruluşundan Dev-Genç’in ortaya çıkış sürecine dair detaylı bir sunum gerçekleştirildi. Dev-Genç’in nesnel olarak gençliğin devrimci örgüt ihtiyacının bir ürünü olarak ortaya çıktığına değinildi. Esas olarak da bunun FKF içerisinde TİP’in reformist-parlamentarist çizgisinin aşılarak başarıldığına vurgu yapıldı. Fakat Dev-Genç’in MDD akımının etkisinde devrimcileşmesinden ve işçi sınıfının öncü partisi boşluğunun doldurulamamasından kaynaklı yaşadığı sorunlara değinildi. Sunumların ardından gelen bir soru üzerine MDD’ci akımın ve Maoizmin, işçi sınıfının bağımsız politikalarını savunan komünist işçi partisinin yaratılmasına engel olan etkilerine de değinildi.
Daha sonra yapılan sunumların konusu ise yakın dönem gençlik örgütleriydi. Burada ilk önce reformizm-devrim ayrımı üzerinde duruldu. Somut olarak üniversitelerde yaşanan kitlesel eylemliliklerdeki farklı politik tutumlardan da örnekler verilerek reformizmin somutta gençliğin dinamizminin açığa çıkmasına nasıl engel olduğu belirtildi. Daha sonra ise Koordinasyon-Kolektif, TGB-İP, FKF-TKP örnekleri üzerinde duruldu. Bunların üzerinde durulmasının nedeni ise, her ne kadar düzen solu ya da reformist politikalarla olsa da politik bir güç olmayı başaran örgütler olmalarıydı. İki sunumda, bu örgütlerin politikalarıyla, pratikleri-eylemleri, örgütsel işleyişleri bir bütün olarak ele alınarak nasıl güç oldukları, hangi toplumsal katmanları, neden ve nasıl harekete geçirebildikleri tartışıldı.
Son olarak yapılan sunumda ise gençliğin bugün geldiği noktada kitlesel bir devrimci örgüt ihtiyacı vurgulandı. Gençliğe dair yapılan şu vurgular dikkat çekti:
* Gençlik her zaman politik bir muhteva taşımıştır. Çünkü düzen gençliğin gelecek vaadini hiçbir zaman karşılayamamıştır ve bu düzen gençliğin taleplerini karşılayamaz.
* Gençlik hareketi her ayağa kalktığında bir önderlik ihtiyacı duymuştur. Toplumsal hareketin kendiliğinden karakterinin sınırlılığı koşullarında buna öncülük, önderlik ihtiyacı hep olmuştur. Dev-Genç örneği bu ihtiyaçtan doğru ortaya çıkmıştır.
* Bugün Dolmabahçe, ODTÜ ve Haziran Direnişi örneklerinden de görüldüğü üzere, gençliğin kitlesel devrimci bir önderliğe ihtiyacı vardır. Ekim Gençliği’nin misyonu bu önderlik ihtiyacının karşılanması için çabalamak, gençliği sınıfın devrimci saflarına kitlesel olarak kazanmak olmalıdır.
* Ekim Gençliği, bu ihtiyaca uzun süredir vurgu yapıyor ve bunun için farklı araçlarla politik faaliyet yürütüyor. Bugün yeni olarak yapılan vurgu ise politikalarını, eylemlerini, pratiğini bu kitlesel devrimci gençlik örgütünü yaratma hedefiyle hayata geçirmektir. Esas hedef, ortaya konulan devrimci politikalar ekseninde gençliği kitlesel devrimci gençlik örgütü aracıyla harekete geçirmektir.
Bu vurgular üzerinden uzun tartışmalar yürütüldü. Ekim Gençliği’nin politik gücünden ayrı olarak, gençliğin kitlesel devrimci bir örgüt ihtiyaç duyduğu, bu ikisinin birbirine karıştırılmaması gerektiği vurgulandı. Ekim Gençliği’nin politika yapma-kitleleri harekete geçirme-politik güç olma açısından eksikliklerinin de bu çerçevede tartışıldığı etkinlikte, kitlesel devrimci örgüt ihtiyacının Ekim Gençliği’nin sınırlarını aşan bir tartışma olduğuna vurgu yapıldı. Bu yüzden de, kitlesel devrimci örgütü yaratma hedefiyle bugünden başta ileri gençlik kitleleri olmak üzere gençlik içinde devrimci politikaların tartışıldığı ve hayata geçirildiği bir sürecin örülmesi gerektiği belirtildi.
Önümüzdeki süreçte yerel ve bölgesel toplantıların örgütlenmesine, 6 Mayıs’ta Denizler anmasına merkezi anma ve etkinlik yapılması, son olarak da yaz kampının örgütlenmesine dair planlamalar yapılarak etkinlik sona erdi.
Ekim Gençliği / Ankara