1930 yılında, Latin Amerika’nın küçük bir ada ülkesi olan Dominik Cumhuriyeti’nde, Rafael Trujillo askeri bir darbe ile iktidarı ele geçirdi. 31 yıl boyunca baskıyla birlikte iktidarda kalmayı başaran diktatöre karşı çeşitli ayaklanmalar gerçekleşiyordu. Diktatörlüğe karşı olan Clandestine Hareketi, diktatör Rafael Trujillo için oldukça rahatsız ediciydi. Bu hareketin başında Mirabel Kardeşler olarak bilinen üç kadın savaşçı yer alıyordu; Maria, Patria, Minerva. Mirabel Kardeşler, diktatörlüğe karşı verdikleri yiğitçe mücadele nedeniyle hedef gösterilerek 25 Kasım 1960 tarihinde tecavüz edilip katledildiler.
Taciz ve tecavüzün meşrulaştırılmaya çalışıldığı, kadın üzerinden her türlü gerici düşüncenin aşılandığı, kadına yönelik şiddetin kat kat arttığı bu dönemde, Mirabel Kardeşleri sahiplenmek ve mücadeleyi büyütmek özel bir önemdedir. Evine dönerken tecavüze uğrayıp vahşice katledilen Özgecan Aslan’ın, lise sıralarında öğretmeni tarafından tecavüze uğradığı için yaşamına son veren Cansel Buse Kınalı’nın, okul çıkışında katledilen Helin Palandöken’in ve isimlerini bilmediğimiz nice sıra arkadaşımızın katledilmesi bu düzenden bağımsız değildir. Kadına yönelik her türlü gerici saldırının önünü açan AKP iktidarı ise, bütün tecavüzcü-katilleri aklamakta, mahkemelerde “iyi hal” indirimleri ile ödüller sunmakta ve kadını hedef alan taciz, tecavüz, şiddet vb. saldırılara yasal birçok dayanak oluşturmaktadır.
Devrimci Liseliler Birliği olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde mücadeleyi büyütmeye, örgütlü birliğimizi güçlendirmeye çağırıyoruz.
Devrimci Liseliler Birliği