VW skandalının etkileri büyük olacak

ABD Çevre Koruma Ajansı'nın (EPA) ortaya çıkardığı skandalın ardından VW'nin açıklamaları, bütün bir dizel teknolojisinin, Avrupa pazarlarının ve otomotiv sermayedarlarının büyük bir sorunla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 24 Eylül 2015
  • 19:01

ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), 18 Eylül'de Volkswagen'ın (VW) ABD'deki satışını yaptığı bazı dizel motorlu araçların emisyon test sonuçlarının maniple edildiğini ortaya çıkarmıştı. Olayın üzerine Almanya Wolfsburg'daki merkezinde kriz toplantısı yapan VW yönetimi, toplantı sonucunda 68 yaşındaki Yönetim Kurulu Başkanı Martin Winterkorn'un istifa ettiğini açıkladı.

VW'nin emisyon testlerinde sahte bir yazılım kullanarak çevre kirliliği limitlerinin altında değerler çıkmasını sağladığı ortaya çıkmıştı. İstifasını açıklayan Winterkorn, yaptıkları sahtekarlıktan haberdar olmadığını ifade etse de, kendisi teknik uzmanlığı ile VW yönetiminde bir yere sahipti.

Ortaya çıkarılan skandalın VW'a ciddi zarar vereceği belirtilirken 18 milyar dolarlık ceza, bazı araçların geri çağrılması ve telafi etmesi gereken birçok durumla karşılaşacağı bildiriliyor. Bununla birlikte skandalın cezasının en çok işçileri vurması bekleniyor. Almanya'da 7 kişiden biri doğrudan ya da dolaylı olarak otomotiv sektörünün bir parçası. Sermayedarlar, bu sahtekarlığın bedelini de, kitlesel bir şekilde işten çıkarmalarla işçilere ödetmeye hazırlanıyor.

Otomotiv patronları telaş içerisinde

Emisyon testi sonuçlarından çıkan düşük değerlerle kendisine dizel araçların yüzde bir civarında ağırlığı olan ABD pazarlarında olanak yaratmaya çalışan VW'nin sahtekarlığının yalnızca bu pazarlarda olmayabileceği tahmin ediliyor. VW de salı günü bu yönde açıklama yaparken, sahtekarlığın yapıldığı EA189 modelli motorlara sahip yaklaşık 11 milyon aracın bulunduğu ve bunların dünya genelinde satışa sunulduğu bildirildi. Almanya, İsviçre, Fransa ve Güney Kore emisyon testlerinin tekrar gözden geçireceğini duyururken Avrupa otomotiv şirketleri de bu skandalın ardından telaşa düşmüş durumda.

2000'lerle birlikte dizel teknolojisine milyarlarca dolar yatırım yapan Avrupa emperyalistlerinin Avrupa piyasasında yüzde 50 civarında etkinliği bulunuyor. 2014 yılı verilerine göre ABD'de dizel araçların pazardaki payı yüzde 2,75 iken, Avrupa'da bu oran yüzde 53. Dünya genelindeki dizel araç satışının da dörtte üçü Avrupa pazarlarında yapılıyor. Avrupa pazarlarında Volkswagen'ın payı yüzde 13 ve 2014 yılında bu pazarlarda 1 milyondan fazla aracın satıldığı belirtiliyor. Volkswagen, Toyota'yla birlikte dünyanın en büyük otomotiv şirketi olarak göze çarpıyor. Bütün bunların yanında ortaya çıkan emisyon testi skandalı ile birlikte bütün şirketler emisyon testlerini tekrar gözden geçirmek durumunda kalabilir. Avrupa Komisyonu da konunun gündemlerinde olduğunun altını çizdi.

VW ne istisna, ne de ilk!

Geçtiğimiz yıllarda otomotiv sektöründe yaşanan skandallar da VW'nin bir istisna olmadığını gösteriyor. General Motors, Toyota, Takata gibi otomotiv sektörünün önde gelen şirketleri ciddi etkisi olan skandallara imza attılar. General Motors araçlarında gözlenen kontak anahtarında yaşanan sorundan kaynaklı seyir halinde motor durması, direksiyon kitlenmesi ve hava yastığı çalışması gibi etkilerle yaşanan 'kazalarda' 124 kişi yaşamını yitirmiş, 275 kişi yaralanmıştı. Japon Takata şirketinin ürettiği araçlarda da hava yastıklarının çalışmasında yaşanan sorunlardan dolayı en az 8 kişi ölmüş, yüzden fazla kişi de yaralanmıştı. Toyota da kendi kendine ivmelenme sorunu yaşayan araçlarından dolayı ABD'ye ceza ödemek zorunda kalmış, en az 5 kişi de katledilmişti. Bütün bunların sonucunda milyonlarca araç da piyasadan çekilmek durumunda kalmıştı. Bu sorunlar, kendi içlerinde farklı sebeplerden kaynaklanıyor gibi gözükse de, sermayenin kâr açlığı ile gerekli önlemleri almaması, bazı eksiklikleri görmezden gelmesi gibi ortak bir nedene dayanıyor.