Şili’nin devrimci halk ozanı ve Komünist Parti üyesi Victor Jara’nın katledilmesinden 43 yıl sonra, cinayette rol oynayan son kişi için açılan mahkeme ABD’de 13-29 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek. Eski asker Pedro Pablo Barrientos Nuñez 1989’dan beri Deltona-Florida’da yaşıyor ve aynı zamanda Amerika nüfusuna kayıtlı.
Victor Jara’yı öldüren kurşunların Barrientos’un silahından çıktığı tahmin ediliyor. Barrientos, Victor Jara’ya işkence etmek ve öldürmek veya azmettirmek suçundan yargılanacak.
Şili’de Victor Jara’nın kaçırılması ve öldürülmesinde rol oynayan 10 askeri yetkili hakkında dava açılmıştı. Şili İçişleri Bakanlığı İnsan Hakları Programı, Barrientos’a karşı da dava açmış ve 2013 yılında Jacksonville’de Florida makamlarına iadesi için müracaat edilmişti. ABD iadeyi reddetmişti. Barrientos Faşit Pinochet’nin ordusunda o süreçte teğmendi. Daha sonra Dina Gizli servisine geçti. Stadyum’daki görevi tutsakları gözetim altında tutmaktı.
Şair, müzisyen, tiyatro rejisörü ve doçent olan komünist Victor Jara eşitsizliğe karşı insan haklarını savunan protest müziği ile tüm dünyada tanınıyor.
Faşist Pinochet diktatörlüğünün 11 Eylül 1973 yılında iktidara gelmesinden 5 gün sonra, Teknik Üniversite’nin bahçesinde öğrenciler ve diğer doçentlerle birlikte askerler tarafından gözaltına alınan Jara, 40 bin politik tutsak için toplama kampına dönüştürülen Santiago de Chile stadyumuna götürülmüştü. Jara 16 Eylül günü soyunma odalarına götürülerek işkenceden geçirildi, bir daha gitar çalamaması içi parmakları kırıldı. Korkunç işkenceler sırasında bile Unidad Popular’ın Venceremos şarkısını söylemeye çalıştı. Daha sonra bir makinalı tüfekle öldürülen Jara’nın cesedi Santiago Mezarlığı yakınında bulundu. 2009 yılında yapılan otopside vücudunda kemik kırıklarının yanında 44 kurşun yarası tespit edildi.
Şili’deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara’nın son anlarını şöyle anlatıyor:
“Víctor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı yoldaşı, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Víctor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.”