Tarihçi Gerald Horne: Polisin cesareti cezasızlıktan geliyor

Tarihçi Gerald Horne, Minneapolis’te polis tarafından işlenen siyah cinayetini yorumladı: “Polisin kaydedildiğini bilmesine rağmen dizini Floyd’un boğazından çekmemesine şaşırmadım, çünkü hüküm giyeceğinin garantisi yok”

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 29 Mayıs 2020
  • 15:52

ABD’nin Minnesota eyaletinde yer alan Minneapolis kentinde, siyah bir yurttaşın polis tarafından öldürülmesinin yankıları sürüyor. Şehirde çarşamba günü başlayan protesto gösterileri ABD ordusuna bağlı Ulusal Muhafızlar’ın saldırılarıyla karşılaştı.

George Floyd’un ölümü ne yazık ki ABD’de polislerin siyahlara karşı uzun yıllardır işlediği suçlardan yalnızca biri. Siyahlar ABD’de sistematik olarak kötü muameleye ve kötü yaşam koşullarına mahkûm ediliyorlar.

Houston Üniversitesi’nden Tarihçi Gerald Horne’a göre, siyahlara yönelik bu muamele devletin cezasızlık politikaları ile teşvik ediliyor. Emek, politika ve temel haklar bağlamında ırkçılık üzerine çalışan Dr. Horne, “Polisin kaydedildiğini bilmesine rağmen dizini Floyd’un boğazından çekmemesine şaşırmadım, çünkü hüküm giyeceğinin garantisi yok” diyor.

>> George Floyd cinayeti ABD’de polis tarafından işlenen ilk siyah cinayeti değil. Hatta, “Nefes alamıyorum” cümlesi bile bize 2014’teki Eric Garner cinayetini hatırlatıyor. ABD polisi neden bu cinayetleri işliyor? Neyi koruyorlar?

Bu soruya cevap verebilmek için ABD tarihine dair doğru bir anlayış gerek. 18’inci yüzyılda siyahlar çok güçlü şekilde, muzaffer yerleşimcilere karşı köleliği kaldırma yönüne doğru giden Londra’yı desteklediler. Siyahlar köle olmak istemediler, sürekli isyan ettiler. Siyahların statükoya karşı olduklarına dair izlenim buradan kaldı. Polisin görevi ise statükoyu korumak.

İkinci nokta ise ABD’de pek çok kişi bu ülkenin dünyadaki en büyük ülke olduğuna inanıyor, ABD’nin tanrı tarafından insanlığa verilmiş bir hediye olduğuna inanıyorlar. Fakat aynı zamanda berbat şekilde muamele gören siyahlar var ve çoğu zaman bu muameleye karşı isyan ediyorlar. Polis bu nedenle onları baskılıyor. Çoğu zaman Minnesota’da olduğu gibi kaydedildiklerini bildikleri halde bunu yapıyorlar…

>> Polise bu cesareti veren ne?

Çoğu zaman bu polisler, siyahlara kötü davranırken kaydedilseler dahi hüküm giymiyorlar. Çoğu Avrupalı yerleşimcilerin torunları olan kişiler kendilerini, duruşmada, statükoyu savunduklarını düşündükleri polislere daha yakın hissediyorlar. Ölen siyah kişiye ise statükoyu bozan kişi olarak acıyorlar. Polisin kaydedildiğini bilmesine rağmen dizini Floyd’un boğazından çekmemesine şaşırmadım, çünkü hüküm giyeceğinin garantisi yok.

>> Floyd’un sahte 20 dolar ihbarı nedeniyle gözaltına alındığı ifade ediliyor. Minneapolis ırksal ve ekonomik açıdan son derece eşitsiz bir yer. Siyahlar ABD’de geniş işçi kitlelerini oluşturuyorlar. Şirketlerin; kapitalizmin bu eşitsizlikten çıkarı ne?

Kâr elde ediyorlar. Tıpkı köleleştirilen Afrikalıların bedava iş gücü üzerinden kâr elde ettikleri gibi. Bugün ise köleleştirilen Afrikalı Amerikalıların torunlarının ucuz iş gücü üzerinden kâr elde ediyorlar. Aynı kârı Meksikalı ya da başka bir yerden gelen göçmenlerden de kazanıyorlar. Şirketlerin üzerinden kâr elde ettikleri statükoyu desteklemeleri son derece anlaşılır.

Sınıf yoksulluğa mahkûm

>> Devlet yoksulluğu siyahlar ve göçmenler üzerinde bir şiddet unsuru olarak mı kullanıyor?

Evet kesinlikle. Özellikle bu günlerde yoksulluk bir ölüm cezası gibi. Koronavirüs enfeksiyonu oranları siyahlar, yerli Amerikalılar, göçmenler arasında daha fazla. Çok daha fazla oranda ölüyorlar. Ve “asli işçiler” onlar; market raflarını dolduranlar, otobüsleri metroyu sürenler, hastanelerde, kafeteryalarda çalışanlar… Bu demek oluyor ki, sınıfları ve sınıflarıyla gelen yoksulluk onların ölüm cezaları.

>> Floyd cinayetinden hemen önce, Amy Cooper isimli bir kadın, siyah bir kişiyi polise, “Afrikalı Amerikalı bir adam tarafından taciz ediliyorum” diyerek şikâyet etmekle tehdit etmişti. Bu olay bize ne anlatıyor?

Bu çok önemli bir olay, mükemmel bir örnekti; çünkü tarihsel olarak siyah erkekler Avrupalı yerleşimcilerin torunları olan kadınları taciz ettikleri gerekçesiyle infaz edildiler. Amy Cooper polise söz konusu kişinin siyah olduğunu söylediğinde, polisin daha hızlı geleceğini biliyor. Siyah adamı korkutacağını da biliyor çünkü siyah adam eğer polis gelirse başına ne geleceğinden haberdar…

>> Belediye Başkanı Jacob Fray, FBI’ın soruşturmanın başına geçmesini istedi. Bu bir taktik mi?

İstedikleri, protestocuların her şeyin yoluna gireceğini düşünmeleri. Her şey işleyecek; o zaman evlerinize yataklarınıza gidin ve güzel rüyalar görün… Bu taktiğin işe yarayacağından emin değilim çünkü geçmişte çoğu kez polislerin hüküm giymediğini, hapse girmediğini gördük. Burada da durum böyle olursa şaşırmam.

>> Protestolar devam edecek mi?

Valilik Ulusal Muhafızları göreve çağırdı. Bunlar askeri işgal kuvvetleri. Tarih bize Ulusal Muhafızların böyle hassas bir durumda çağırılması sonucu genelde insanların öldüğünü gösterdi. Bu tür durumlarda insanlar korkup evlerine giderler, ölmek istemezler.

>> Sadece Demokratlar ya da Cumhuriyetçiler değil. Kurulu düzenin tüm politikacıları bu durumun sürmesinden sorumlu. Üçüncü bir yol var mı?

Siyahları bu durumdan kurtarmak için uluslararası dayanışma gerekiyor. Türkiye’nin ABD’deki siyahlarla dayanışmasını umuyorum. Sadece sendikalar, öğrenci gruplarıyla değil, siyasi partileri ve milletvekilleriyle…

>> ABD’deki beyazlardan dayanışma görüyor mu siyahlar?

Olması gerektiği kadar değil. Trump’ı kim seçti? Aldığı 63 milyon oydan 61,5 milyonu beyazlardan gitti. Trump onların başkanı. Salgın karşısındaki felaket karşılığına rağmen kasım ayında yenileceğinin garantisi yok.

Ömür Şahin Keyif - BirGün / Washington / 29.05.20