ABD Başkanı Donald Trump’ın işgalci askerlerini Suriye’den çekme kararı, farklı tartışma ve analizlere konu oldu. Hem içerideki siyonist lobiden hem dışarıdaki işbirlikçilerinden gelen basınçlar altında kalan Trump, kısmen de olsa geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak buna rağmen çekilme tartışmaları devam ediyor. Konuya dair bir kez daha açıklama yapan Trump, çekilme kararının geri alınmasının kolay olmadığı izlenimini güçlendiren mesajlar verdi.
Amerikan CBS televizyonunda gündeme dair soruları yanıtlayan Trump, ABD'nin Suriye’den ne zaman çekileceğine ilişkin soruya “İsrail'i korumak zorundayız. Sahip olduğumuz başka şeyleri korumamız gerek ama evet eve dönmeleri an meselesi” yanıtını verdi.
Başka bir soruya verdiği yanıtta ise, “Irak’ta harika bir üssümüz var ve orada olacağız. Açıkçası Suriye4den yavaşça çekilirken IŞİD’i Irak’tan vuruyoruz. Suriye’de 2 bin askerimiz var. Çekilmeye başladılar. IŞİD’in elindeki son bölgeyi de alınca Irak’taki üsse gidecekler ve sonra eve (ABD) dönecekler ama orada olacağız ve kalacağız” diye konuşan Trump, bölgeyi Irak’taki üsten izleyeceklerini belirtti.
Bu arada geçen günlerde Taliban’la anlaşma yapan ABD, 18 ay içinde Afganistan’dan çekilme vaadinde bulundu. Aynı programda Afganistan’la ilgili soruya verdiği yanıtta Trump, emperyalist işgalin fiyaskoyla sonuçlandığını kullandığı şu ifadelerle kabul etti;
“19 yıldır Afganistan’dayız ve orada yılda 50 milyar dolar harcadık. Taliban’ı Afganistan’da çok sert vurduk ve şimdi Taliban ile görüşüyoruz. Ne olacağını göreceğiz. Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar iyi savaşıyoruz.”
18 yıldır devam eden emperyalist işgalin ardından Taliban’ın kapsını çalmak, dünya jandarması ABD için tam bir fiyaskodur. Bu yoksul ülkeyi Türkiye dahil suç ortaklarıyla birlikte yakıp yıkan ABD, sonunda Taliban’la anlaşma yoluna gitmek zorunda kaldı.
Irak’a son ziyaretini gizli yapmak zorunda kalan Trump, emperyalist hegemon gücün başı unvanıyla utanç verici bir duruma düştü. Bundan duyduğu rahatsızlığı dile getiren Trump, Orta Doğu’dan çekilme eğiliminde olduğunu hissettirmişti.
ABD halen dünyanın en güçlü en saldırgan en küstah emperyalist gücü olmakla birlikte, bu gelişmeler, Ortadoğu’daki nüfuz alanlarını korumakta güçlük çektiğini gözler önüne seriyor.
Zayıflayan emperyalist güçlerin nüfuz alanlarını korumak için saldırganlaşmaları ihtimal dahilindedir. Bu ise emperyalist savaş ve işgallere karşı mücadelenin önemini bir kat daha arttırıyor.