Avrupa Devrimci Gençlik Birliği’nin (Revolutionärer Jugendbund – RJ) yıl sonu kampı başarıyla tamamlandı. “Kolektif bir hafta için” çağrısıyla örgütlenen kampın hazırlık sürecinden ulaşıma, gündelik yaşamın organizasyonundan sunumlara, kültürel-sportif etkinliklerden programın akışına kadar her aşaması önden ayrıntılı planlanmıştı. Hazırlık aşamasında gençler bir yandan sanal medya üzerinden propaganda yaptılar, bir yandan da yerellerdeki gruplar aracılığıyla birebir katılımı örgütlediler. Keza sunumlar için istekli olan en genç güçlerin hazırlanması, deneyimli RJ’lilerin yakın desteği ve katkısı ile gerçekleştirildi.
Bu yıl, geçmiş kamp deneyimlerinin dersleriyle katılımda kitlesellikten çok niteliğe önem verildi. Kampın sorunsuz geçmesinde bu tercihin yadsınamayacak bir etkisi olduğu görüldü. Katılımdaki nitelik, gençlerin iç ilişkilerinin güçlenmesinin, hızla kaynaşabilmelerinin, dağıtıcı gruplaşmalar yerine kolektif yaşamın kurulabilmesinin, iç uyumun yakalanabilmesinin ön koşullarını sağladı.
Yine önden planlı hareket etmenin imkanlarıyla, gündelik işler sorunsuz bir şekilde halledildi. Kimi zaman bir ayrıntı gibi görünen alışveriş, yemek, temizlik, yatma-kalkma düzeni gibi sorunlar, kolektif işleyiş ve görev dağılımı sayesinde aksamadan çözüldü. Her günkü yaşamlarında bu tür işlere yabancı olabilen kimi gençler dahi bu işlere büyük bir istekle katıldılar. Hatta değişimli ekipler belirlenmiş olduğu halde, kimi gençler görevli olmadıkları günlerde gönüllü olarak bu ekiplere yardıma koştular. Gündelik yaşamın bu tarz örgütlenmesi, birbirine yabancı olan, bazıları sosyal ilişkiler kurmakta zorlanan gençlerin ortak atmosferin bir bileşeni olmalarını; herkesle rahatça ilişki kurabilen, kendini zorlanmadan ifade edebilen özneler haline gelmelerini kolaylaştırdı.
Kolektif etkinlik ve faaliyetler
“Kolektif bir hafta için” anlayışının hayata geçmesinde gruplar halindeki kültürel aktivitelerin, ortak sportif faaliyetlerin ve ortaklaşa yaşam düzeninin de belirleyici bir katkısı oldu. Çok kısa zaman aralığına sığdırılan folklor, müzik, tiyatro gruplarının çalışmaları ortak idealler uğruna hareket eden gençlerin yeteneklerini açığa çıkardı, kampa ayrı bir renk kattı. Yılbaşı etkinliğinde söz konusu grupların hayranlık uyandıran ürünleriyle oluşturulmuş bir program sunuldu. Folklorda erkek egemen zihniyete eleştiri, işçilere dayatılan kölelik ve baskıya karşı kenetlenmeleri ve mücadeleleri yansıtıldı. Tiyatro grubu kapitalizmdeki tüketim hastalığı, kadının aşağılanması, ezilmesi ve uğradığı şiddet, yoksullaşma ve toplumdaki duyarsızlık, rap müziğinin yaşadığı yozlaşma vb. gibi temaları eğlenceli bir gösteri ve kamp süresince hazırlanmış bir video eşliğinde sundu. Müzik grubu, seslendirdiği çeşitli parçalar dışında, bilinen bir şarkıyı kamptaki yaşamı özetleyen ve LLL yürüyüşüne çağrı yapan sözlerle değiştirmişti. Hem uyarlaması hem yorumu büyük beğeni topladı. Aktivitelerin her birinde ilerici değerleri besleyen mesajlara yer verilmişti. Etkinlikte son olarak eski-yeni RJ kamplarından sahnelerin, eğlenceli çekimlerin yer aldığı Kamp TV videosu gösterildi. Yeni yıla ise dışarıda “One solution-revolution!” sloganı ile girildi. Ardından yeni yılın ilk saatleri hep beraber söylenen şarkılar ve çekilen halaylarla devam etti.
Gençler arasındaki ilişkileri güçlendiren ve en ilgi çeken aktivitelerden biri de her gün için ayrı ayrı düşünülmüş ve isabetle seçilmiş kolektif oyunlardı. Hem öğretici hem de alabildiğine eğlenceli bu oyunlar ekip halinde hareket etmeyi ve kolektif düşünmeyi teşvik ediyordu. Özellikle tiyatral yeteneklerin açığa çıkmasını, konuşma deneyimi kazanmayı amaçlayan bazı oyunlar en umulmadık kişilerin bile şaşırtıcı potansiyellere sahip olduklarını gözler önüne serdi. Örneğin; ünlü bir TV programından esinlenme “Kim devrimci olmak ister” adlı oyunda, gruplar halinde dünyadaki yoksulluk ve açlık, mülteciler, yabancı düşmanlığından kaynaklanan saldırılar gibi konulardaki istatiksel sorulara cevaplar arandı. RJ Berlin yerelinin hazırlamış olduğu bir videoda da Spartaküs, Da Vinci, Robespierre gibi tarihsel şahsiyetler ilgi çekici bir şekilde işlenmişti.
Seminer ve sunumlar
Tüm bunlar üzerinden oluşturulan kuşatıcı atmosfer, kampın eksenini oluşturan seminerlerin-sunumların başarısını koşulladı. Habere konu olan ilk iki gündeki “Demokrasi ve diktatörlük” ile “Yozlaşma” konulu sunumların yanı sıra kampta, “Almanya’da gençlik hareketi”, “Tekelleşme (Bayer&Monsanto örneği ve ilaç sektörü üzerinden)”, “Almanya’da sağlık sistemi”, “Gıda sektörü ve beslenme” başlıklı sunumlar yapıldı.
Gençlik hareketi sunumunda, ‘68 kuşağının çıkışına kaynaklık eden tarihsel ve toplumsal arka plan işlendi. Bu çerçevede Vietnam savaşı ve Küba Devrimi anlatılarak etkilerine değinildi. Fransa’daki fabrika işgalleri, Che’nin ölümü, Türkiye’den Denizler’in idamı gibi tarihsel olaylarla ilgili de bilgilendirmeler yapıldı. Devamında Almanya’daki gençlik hareketinin “hippi hareketi” olarak damgalanması ya da öyle yansıtılması eleştirildi. Hippi hareketinin, sınırları belli bir küçük burjuva kesimi kapsadığı, gençlik hareketi içinde yoz bir kültürü oluşturduğu, düzene tepkisini sadece yaşam tarzıyla yansıttığı, düzene karşı mücadeleden uzak durduğu hatırlatıldı. Ayrıca bugünkü üniversiteli gençlikle karşılaştırması yapıldı. Öte yandan ‘68 dönemi gençlik hareketinin ana gövdesiyle devrimci ve militan bir kimlik taşıdığına işaret edildi. Bu yanı üzerinden, devlet tarafından katledilen öğrenci lideri Rudi Dutschke’nin yaşamı anlatıldı. Sonrasında gençlik hareketinin son 30-40 yıllık evrimine ve kesinti-boşluk dönemine işaret edilerek, günümüz gençlik hareketine geçildi. Görüntüler eşliğinde 2009’daki büyük gençlik hareketinden ve bugüne bıraktığı kazanımlarından söz edilerek, sosyal sorunlara ve ırkçılığa karşı bugün yine yükselen bir gençlik hareketi olduğu, G20 Hamburg zirvesinin bunu yansıttığı belirtildi. Bugünkü gençlik hareketi henüz zayıf, örgütsüz ve birleştirici devrimci önderlikten yoksun olsa da G20’den beri Almanya’da yeniden militan bir havanın estiği söylendi. Tartışmalarda ise G20 karşıtı eylemler bahanesiyle Almanya’da tırmandırılan baskı ve yıldırma girişimlerine değinilerek buna karşı örgütlenme ihtiyacı vurgulandı.
Tekelleşme konulu sunumda, kimya ve eczacılık sanayiinin kirli işleri ve ilişkileriyle ilgili bilgilendirme yapıldı. Bu konuda özelde Bayer ve Monsanto şirketleri üzerinde duruldu. Bayer ve Monsanto’nun Vietnam savaşındaki rolü teşhir edildi. Gen mühendisliği, lobi çalışması (siyasetin tekeller tarafından yönetilmesi) konuları işlendi. Sonuç olarak, bugünkü sistemde sermayenin ve kârın insandan daha önemli olduğu çarpıcı verilerle ortaya konulmuş oldu. Bu konuyla bağlantılı bir diğer sunumda ise gıda sektörü ve beslenme konusu ele alındı. Özellikle tarımda ve ilaç sanayiinde kullanılan glufosat maddesi üzerinde duruldu. Yapılan tartışmalarda kendi içinde bu sorunları ele alıp düzen içi alternatiflerle sorunu çözeceğini düşünen anlayışlar (vegan hareketi, çevreci hareket vb.) eleştirildi. Asıl çözümün tüm kötülüklerin kaynağı olan sistemi yıkmaya bağlı mücadelelerden geçtiği, bu sorunlarla ilgili duyarlılıkların bu çerçevede bir önemi olduğu vurgulandı.
Sağlık sistemi başlıklı seminerde önce grup halinde, ideal bir sağlık sisteminin nasıl olması gerektiği tartışıldı. Üç RJ’linin ortak sunumunda ise öncelikle sağlık sisteminin tablosu “Sosyal Güvenlik Yasası” üzerinden kronolojik olarak işlendi. Sonrasında, istatistiki bilgiler aracılığıyla ilaç sektörü gerçeği ve en son olarak da sağlık alanındaki çalışanların koşulları ele alındı. Çalışma koşullarının sunumunu, hemşire olarak çalışan RJ’li bir gencin yapması, içeriden bilgi olduğu ölçüde ilgi çekiciydi. Bu bölümde klinik ve hastanelerde ne tür problemler yaşandığı anlatıldı. Az personelin çalıştırılması, çalışma stresi ve telaş, hijyen sorunu, doktorların sürekli ilaç ve ameliyatla sorunları çözmek istemesi, zenginlerin ve parası yetmeyenlerin sigortaları arasındaki farklar başta olmak üzere pek çok sorun canlı deneyimlerle aktarıldı. Sonuç olarak, insanca bir sağlık sisteminin sadece kârsız ve kapitalist sistemin dışında bir dünyada mümkün olabileceği vurgulandı. Ayrıca, sağlık alanındaki grevlerin bu uğurdaki mücadeleye katkısına değinilerek ve desteklenmesi gerektiği belirtildi.
RJ Meclisi
Kampın 5. günü RJ Meclisi’ne ayrılmıştı. Öncelikle, genel kurul sonrasında, eski biçimde koordinasyon ekibi toplantılarının yerine, 3 aylık periyotlarla meclis toplama eğilimi olduğu, bunun tartışma, söz ve karar iradesini yerellere doğru genişletmek anlamına geldiği vurgulandı. Meclisin işleyişi üzerinde durularak, yerel inisiyatifler ile merkezi politikanın belirlenmesi arasındaki bağlantı sorunu ele alındı. Mecliste oluşacak irade ve anlayış birliği üzerinden yerellerde daha inisiyatifli ve sahiplenici bir çalışmanın yürütülebileceğine işaret edildi. Tartışmalarla ilk üç aylık dönemin faaliyeti planlandı. Bu çerçevede; 1) Militarizm, 2) Eğitim sistemi, 3) İşsizlik ve gençlik, 4) Dünyada ve Almanya’da servet-sefalet tablosu, 5) Irkçılık ve faşist akımların yükselişi sorunlarının öne çıkarılacağı bir faaliyet yürütülmesi kararlaştırıldı. Her bir başlıkla ilgili bülten özel sayılarının ve çalışmada kullanılacak diğer materyalin (afiş, video vb.) hazırlanması için yerel gruplar görev aldılar. Bunların dışında RJ’nin toplumsal olaylar veya politik gelişmeler karşısında hızlı refleks göstermesi, keza her yerelde marksist-leninist eserler üzerinden eğitim çalışmalarının başlatılması karara bağlandı. Yine Resistance’ın internet sayfasını hazırlama, bülten için yazı katkıları örgütleme, sosyal medyanın daha etkin kullanımı (facebook sayfasına yeni yazarlar, instagram ve youtube sayfaları açmak vb.) üzerine planlamalar yapılarak bir redaksiyon ekibi ve karikatür ekibi oluşturuldu. Oldukça canlı bir atmosferde gerçekleşen meclis, 14 Ocak’ta Berlin’de gerçekleşecek LLL yürüyüşüne geniş katılım hedefiyle noktalandı.
Gençlik kampı, veda gününde yapılan değerlendirme toplantısıyla sona erdi. Toplantıda tüm gençler sırayla düşüncelerini ve izlenimlerini paylaştılar. Konuşmalarda; bu kampın şimdiye kadar gerçekleştirilen en iyi kamp olduğu, daha sık kamp yapmak gerektiği, gündelik yaşamı birlikte örgütlemenin çok eğitici olduğu, kamp ortamı sayesinde birçok gencin yeteneklerini geliştirme olanağı bulduğu gibi vurgular öne çıktı. İlk kez katılan gençler ise böylesine düzeyli, saygıya dayalı, paylaşımcılığın hakim olduğu atmosfere hiçbir zaman sahip olmadıklarını belirterek RJ ile tanıştıkları için çok mutlu olduklarını dile getirdiler.
Başarıyla sonuçlanan ve tüm gençlerde büyük bir motivasyon yaratan kamp, RJ’nin yeni yılı büyük bir özgüven ve umutla karşılamasını sağladı.
Kızıl Bayrak / Almanya