“IŞİD’e karşı savaş” bahanesiyle Suriye topraklarına giren ABD emperyalizmi, yıkıcı savaşın bitmesini engelleme politikasında ısrarlı görünüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ABD’nin Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, işgalci güçleri Suriye’den çekmenin gündemde olmadığını söyledi.
Suriye ordusu ile müttefiklerinin IŞİD üslerine saldırmalarına engel olan ABD, Beşşar Esad yönetimini yıkamadığı için savaşın bitmesini engelleme politikasını sürdürüyor. Rojava-Rakka-Deyr ez Zor bölgesinde PYD ile işbirliği yapan ABD, İdlib’de ise cihatçı çeteleri korumaya çalışan T. Erdoğan AKP’si ile aynı safta duruyor. Buna rağmen Trump yönetiminin PYD ile Türkiye’yi aynı kefeye koyduğu, ikisine aynı misyonu biçtiği iddiası gerçeği yansıtmıyor.
ABD’nin PYD ile işbirliği yapmasının, Ankara’daki işbirlikçileri rahatsız ettiği biliniyor. Nitekim Amerikalı yetkililer sık sık bu işbirliğinin geçici olduğuna dair açıklamalarda bulunarak, AKP-saray rejimini teskin ediyor. James Jeffrey tarafından yapılan son açıklamada, bu mesaj da net bir şekilde vurgulanıyor.
“Bizim Kürtlerle işbirliğimiz taktik işbirliği. Yani bir dönüşüm ya da değişim içeren işbirliği değil, ortak bir amaca yani IŞİD’in yenilgiye uğratılması amacına hizmet eden geçici bir işbirliği” diye konuşan Jeffrey, aynı açıklamada, AKP şefi Tayyip Erdoğan’ı övgülerle taltif etti. AKP şefinin İdlib’de cihatçı çeteleri koruma konusundaki kararlılığını öven Jeffrey, Rusya ile İran’ın planını bozmasını önemli bir başarı olarak niteledi.
ABD, Suriye’de izlediği emperyalist politikasına hizmet ettiği sürece PYD ile işbirliğini sürdürecek. Zira bu uğursuz işbirliğinin kurulması, Suriye politikası iflas eden ABD’nin, yeni bir dayanak olarak PYD’yi tercih etmesinden kaynaklandı. 2014’te IŞİD’in vahşi saldırısı altında bulunan PYD ise, ABD “desteği”ne dört elle sarıldı. Özgün koşuların ürünü olan bu işbirliğinin akıbeti, söz konusu koşulların ortadan kalkması veya değişmesiyle belirlenecektir.
ABD emperyalizminin Türkiye ile ilişkileri ise ekonomik, siyasi, askeri ve daha pek çok alanı kapsıyor. Bir NATO devletiyle kurulmuş bu efendi-uşak ilişkilerinin kesilmesi ya da yön değiştirmesi ancak dünyada ya da ülkede yaşanacak köklü altüst oluşlarla mümkün olabilir.