2017 yılının Eylül ayında İsviçre parlamentosundan geçirilen bir yasa ile İsviçre Gizli Servisi’ne (Der Schweizer Nachrichtendienst-NDA) yeni yetkiler verilmişti.
Yasaya göre NDB, mahkeme kararı olmadan telefonları dinleyebilecek, interneti kontrol edebilecek, kişi ve kurumların bilgisayar ve akıllı telefonlarına girebilecek, evlere ve arabalara böcek diye tabir edilen gizli kamera ve ses alma cihazları yerleştirebilecek, yerli ve yabancı internet sayfalarını kırabilecek. Keza internet firmaları ve telefon şirketleri NDB’in istediği bilgileri vermekle yükümlü olacak.
Eylül 2017’de ciddi bir muhalefetle karşılaşılmadan NDB’ye verilen bu yetkilerin ardından hızını alamayan sermaye grupları, şimdi de kişilerin özel yaşamlarını istedikleri biçimde kontrol edebilmek için yeni bir yasayı daha parlamentodan geçirdiler.
“Sosyal Güvenlik Gözetim Yasası” diye tabir edilen bu yasaya göre, işsizlik kasasından geçinen işsizler, malulen emekli olanlar, sosyal yardım alanlar, kaza geçirip kaza sigortasından para alanlar, hastalık nedeni ile raporlu olanlar detektifler aracılığı ile takip edilerek fotoğraflanabilecek, videoya alınabilecek ve sesleri kaydedilebilecek. “Durumları hakkında bilgi alma adı altında” insanların evlerine girilebilecek ve özel yaşamları kontrol edilebilecek.
Daha yasa tartışma aşamasında iken, insan hakları savunucularından, hukukçu ve sol çevrelerden oluşan yasa karşıtları “Vatandaş İnisiyatifi” adı altında bir oluşuma gittiler. Bu oluşum, yasa parlamentodan geçerse referanduma gideceklerini önden açıkladı.
Parlamentoda Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve tek tek bazı parlamenterler, yasaya karşı oy kullanmalarına rağmen, yasa parlamentodan geçtikten sonra yasaya karşı referanduma gidileceğini önceden duyuran Vatandaş İnisiyatifi’ne desteklerini resmi olarak dile getirmediler.
Yasa parlamentodan geçer geçmez sosyal medya üzerinden Vatandaş İnisiyatifi’ne on bini aşkın destek mesajı gelmesinin ardından, yukarda adı geçen “sol” partilerin bazı yerel yönetimleri referanduma desteklerini açıkladılar.
Yasanın referanduma götürülebilmesi için 6 ay içinde 50 bin imzanın toplanması gerekiyor. Görünen o ki Vatandaş İnisiyatifi 50 bin imzayı toplamakta zorlanmayacak. 50 bin imzanın ardından hükümet en geç 2 yıl içinde yasayı halk oylamasına sunmakla yükümlü.
Daha şimdiden sermaye grupları ve onların temsilcileri karşı atağa geçmiş durumdalar.
Avrupa ve bütün dünyada olduğu gibi sosyal haklara saldırılar eşliğindeki siyasal saldırılar ve baskı yasaları İsviçre’de de gündemi meşgul etmeye devam ediyor ve edecek.
Referandumda yasaya karşı olanların işi zor görünse de, olayın seyri hala belirsizliğini koruyor olsa da her şey bitmiş değil. Saldırı ve baskı yasalarının hayata geçirilip geçirilemeyeceğini kitlelerin mücadelesi belirleyecektir. Dolayısıyla yasalarla resmileştirilen bu saldırıların işçi ve emekçilerin günlük hayatını nasıl etkileyebileceğinin somut örneklerle anlatılabilmesi büyük bir önem taşımaktadır.
Kızıl Bayrak / İsviçre