9 Nisan’da yapılan erken seçimlerde birinci olan Benyamin Netanyahu’nun ırkçı-sağcı partisi Likud, oyların %26’sını almıştı. Hükümeti kurma görevini alan Netanyahu’nun girişimleri fiyaskoyla sonuçlandı. Bir kısmı Yahudi kökten dinci, diğerleri faşist olan partilerle yapılan pazarlıklar sonuç vermedi. Yasal sürede hükümetin kurulamaması üzerine, ikinci kez erken seçim kararı alındı. Parlamento’da yapılan oylamada 45’e karşı 74 oyla alınan karara göre seçimler 17 Eylül’de gerçekleştirilecek.
Kökten-dincilerle faşistler anlaşamadı
Parlamentoda (Knesset) 35 koltuk kazanan Netanyahu, hükümet kurabilmek için eski savunma bakanı Avigdor Lieberman’ın faşist İsrail Evimiz Partisi ve kökten dincilerin Birleşik Tevrat Yahudiliği Partisi’yle pazarlık yaptı, ancak pazarlıktan sonuç alamadı. Zira kökten dinciler, Ortodoks Yahudi öğrencilerin zorunlu askerlikten muaf tutulmasını talep ederken, Lieberman ise buna karşı çıktı. Taraflar arasında çıkan anlaşmazlık, Netanyahu’nun koalisyon hükümeti kurma çabasını boşa düşürdü.
Trump destekli yayılmacı-saldırganlık
Hükümet kurma çalışmalarıyla ilgilenen ABD Başkanı D. Trump, Twitter hesabından, “Umarım İsrail’de koalisyon kurulması çabalarında her şey hallolur ve Bibi (B. Netanyahu) ile ben Amerika ile İsrail arasındaki ittifakı güçlendirmeye devam edebiliriz. Yapılacak çok şey var” mesajı yayınladı.
İsrail’in yayılmacı-saldırganlığına tam destek veren Trump, bu konuda önceki tüm ABD başkanlarını geride bıraktı. ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyan Trump, 9 Nisan seçimleri öncesinde ise Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde İsrail egemenliğini tanıdı. Trump’un siyonist rejime destek verme konusundaki saplantının doruğu ise, “Asrın Anlaşması” diye pazarlanan girişimde belirginleşiyor. Anlaşmanın mahiyetine dair ilk resmi açıklama, ABD’nin 23 Haziran’da Bahreyn’de toplayacağı kurultayda yapılacaktı. Fakat hükümetin kurulamamasından dolayı açıklamanın ertelenebileceği belirtiliyor. Filistin davasını tasfiye etmek amacıyla tezgahlanan bu anlaşma, ırkçı-siyonistlerin iştahını kabartsa da fiyaskoyla sonuçlanmaya mahkumdur.
Netanyahu yolsuzluk-rüşvet batağında
Trump’ın desteğine yaslansa da Netanyahu’nun işi kolay değil. Gırtlağına kadar yolsuzluk-rüşvet bataklığına saplanan siyonist şefin bu defa paçayı kurtarması kolay görünmüyor. Hakkında açılan çok sayıda yolsuzluk-rüşvet davasını şu veya bu şekilde boşa düşürmeye muvaffak olan Likud şefi, bu defa sıkışmış durumda.
Daha öne “Yeterli delil yok” diye paçayı kurtaran Netanyahu, bu defa yolsuzluk-rüşvet suçlarından dolayı üç farklı soruşturmayla karşı karşıya bulunuyor. İsrail başsavcısı ifadesini alacağını açıklamış, ancak ertelemişti. Görünen o ki, Likud şefinin bu defa vartayı kolay kolay atlatamayacak.
“Erdoğan olmana izin vermeyeceğiz…”
Köşeye sıkışın siyonist şef, kendine “yasal zırh” örmek için girişimde bulundu, ancak hedefine ulaşamadı. Çünkü sokaklara çıkan on binler, rüşvetçi Netanyahu’nun yargılanmasını talep etti.
Rüşvetçi başbakana dokunulmazlık zırhı örmek için parlamentoya yasa teklifinin sunulmasına tepki gösteren muhalefetteki Mavi ve Beyaz İttifakı, kitlesel bir eylem gerçekleştirerek bu girişime izin vermeyeceğini gösterdi.
AKP şefinin fotoğraflarının taşındığı eylemde yapılan konuşmada, “Erdoğan olmana izin vermeyeceğiz, Türk bir diktatörümüz olmayacak, buna müsaade etmeyeceğiz…” ifadeleri de kullanıldı. Organize edenlerin belirttiğine göre 80 bin kişinin katıldığı bu eylemler, Likud şefinin dokunulmazlık zırhına bürünme heveslerini kursağında bıraktı.
İzlediği saldırgan-yayılmacı politikalarla bölge halklarının baş olası olan siyonist rejim, Trump’ın pervasız desteğine rağmen ne içeride ne dışarıda istikrar yakalayabiliyor. Sık sık etrafa saldıran bu rejim, İsrail’de yaşayan Yahudi halkına da bir gelecek vaat etmiyor. Toplumun çoğunluğu siyonist ideolojinin etkisi altında olsa da bu ırkçı iktidarın İsrail halkına onurlu/güvenli bir gelecek sunması imkansızdır.