ABD emperyalizmi ile işbirlikçilerinin yarattığı ‘IŞİD canavarı’, yaratıcıları tarafından yayılmacı/saldırgan politikaların gerekçesi olarak kullanılıyor. ABD’den AKP-saray rejiminden, Suudi Arabistan’dan Katar’a, İngiltere’den Fransa’ya…
***
Suriye topraklarına işgalci asker gönderirken IŞİD’i gerekçe gösteren ABD, çekilmenin gerekçesini ise, bu canavarın yenilgiye uğratılmasına dayandırdı. Suriye’den çekilme kararına hem içerideki rakiplerden hem işbirlikçi rejimlerden gelen tepkiler üzerine yeni bir hamle yapan Trump yönetimi, yine “IŞİD dalı”na tutundu. Tam çekilme olmayacağını, güçlerin bir kısmının Irak’taki üslere kaydırılacağını söyleyen Trump yönetimi, “IŞİD başını kaldırırsa yine vururuz” diye birilerine “güvence” verdi.
Trump’ın açıklamalarına bakılırsa, ABD’nin Ortadoğu politikasının IŞİD’e endeksli olduğu sanılır. Emperyalist kapitalizmin dünya jandarması, kendi imalatı olan bir canavara göre bölgesel politika belirliyor. İşin vahim tarafı, “uzman” kılıklı çok sayıda kişinin Amerika’nın bu resmi söylemi etrafında tartışmalar yürütmesidir. Böylelerinin, ABD’nin gerçekten IŞİD diye bir sorunu varmış gibi “derin” analizler yapmaları tam bir düşünsel sefalet örneğidir.
***
IŞİD canavarının yaratılması ve büyütülmesinde ABD’nin kimi zaman dolaylı kimi zaman doğrudan rol oynadığına dair sayısız belge yayınlandı. Bu canavarın büyütülmesinde kritik halka sayılan Musul şehrinin IŞİD’e devredilmesinde de ABD’nin belirleyici bir rolü olmuştu. Örneğin Irak sınırına yakın bölgeye sıkışan IŞİD güçlerinin halen yok edilememiş olması da, ABD’nin sağladığı korumadan dolayıdır. Böyle bir koruma olmasaydı, bu bölgedeki IŞİD kalıntıları çoktan temizlenmiş olacaktı.
IŞİD’in kalıntıları ABD için işlevseldir. Zira bu canavar ihtiyaç duyduğunda kullanabileceği bir araçtır. Nitekim dün Menbic’e saldırı düzenleyen IŞİD, bir kez daha ABD’nin “imdadına” yetişti. Trump yönetimi sadık işbirlikçilerine “bölgeyi terk etmiyoruz” mesajı vermek için çaba sarf ederken gerçekleşen saldırının ardından yapılan “bölgeden çekilmiyoruz” açıklaması, yine IŞİD’in her an başını kaldırabilecek bir canavar olduğu gerekçesiyle izah edildi.
***
İşgalci ABD askerlerinin Suriye topraklarından çekilmesinden rahatsız olan, Kürt hareketi ile Suriye yönetiminin anlaşmaya varmasını sabote eden güçler, “can simidi” gibi IŞİD saldırısına sarıldılar. Bu arada saldırının ardından açıklama yapan Trump’ın Yardımcısı Mike Pence, “Askerlerimizi eve getiriyoruz. IŞİD yenilgiye uğratıldı ama kazanımlarımızı korumak için bölgede kalacağız” dedi.
ABD bölgede kalacak mı? Bu, halen de belirsiz bir durum. Zira işbirlikçileriyle birlikte Suriye’yi yakıp yıkmaya muvaffak olsa da, asıl hedeflerine ulaşamadı: Ne İsrail’le Körfez şeyhleri rahata kavuştu ne Şam’da dinci-Amerikancı bir yönetim kurulabildi ne AKP şefleri Emevi camisinde namaz kılabildi. Bu aşamadan sonra, Suriye ile müttefiklerinin işini baltalamaya odaklanmış görünüyorlar. Trump’ın, AKP-saray rejimini -güya Kürtleri savunmak adına- tehdit etmesi, ardından ise “güvenli bölge” konusunda anlaşmaya varması, “baltalama” çalışmalarının dışavurumundan biridir.
Çekilme kararı Suriye’de yaşanan başarısızlığın dolaysız sonucu olarak gündeme geldi. Bu başarısızlık sadece Suriye ile sınırlı değil, Ortadoğu’daki olayların seyrine etki edecek kapsamdadır. Kürt hareketi ile Esad yönetiminin %90 oranında anlaşmaya vardığına dair bilgiler yansırken yapılan “bölgeden çekilmiyoruz” açıklamasını, ABD ile işbirlikçilerinin “baltalama” girişimlerinin temel halkalarından biri saymak gerek.
***
ABD ile işbirlikçileri başarısızlığın sonuçlarını kabullenmiyor. Yeni dengeleri kabullenmek için süreci uzatıyor. İşbirlikçi rejimler ABD ordusunun daha güçlü bir şekilde bölge varlığını hissettirmesini isterken, Trump yönetimi ise, askerlerin eve dönme zamanının geldiğini söylüyor.
Bu yalpalamalar, gelgitler, tutarsızlıklar ve daha pek çok şey, emperyalist ABD rejiminin derinleşen açmazlarından kaynaklanıyor. Hal böyleyken her sorun IŞİD canavarıyla izah ediliyor. Emperyalist bir gücün IŞİD’e bu kadar angaje olması, içine düştüğü açmazın derinliğinin göstergesi olabilir ancak. Emperyalist imparatorluk bu gidişatı tersine çevirme gücünden yoksunken, IŞİD’in varlığıyla izah edilen bir takım manevraların sürece ciddi bir şekilde etki etmesi olası görünmüyor.