Filistin davasını-direnişini tasfiye etme çabalarının uzun bir geçmişi olduğu biliniyor. Ancak Donald Trump’ın ABD’ye Başkan seçilmesiyle bu yönde atılan küstahça adımlar sıklaştırıldı. ABD Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması, Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı ilan edilmesiyle ivme kazanan bu süreç, “Asrın Anlaşması” planıyla yeni bir boyuta taşınmak isteniyor.
Emperyalistler-siyonistler-şeriatçı rejimler koalisyonu
Filistin halkını hedef alan bu saldırıyı planlayan ABD emperyalizmi, tetikçisi siyonist İsrail, finansörleri ise Suudi Arabistan başta olmak üzere şeriatçı Körfez rejimleridir. Filistin halkının davasını tasfiye etmek için çırpınan bu koalisyon, 25-26 Haziran’da Bahreyn’in başkenti El Manama’da “Refah için Barış” adıyla ekonomik çalıştay yapacağını ilan etti.
ABD-İsrail patentli çalıştaya Körfezin şeyhleri-emirleri-kralları tam destek veriyor. Bu ‘emperyalist-siyonist-şeriatçı’ koalisyon, Filistin davasını Ortadoğu politikasının önünde engel görüyor. Bu dava tasfiye edilirse, Arap halklarının İsrail’le işbirliği yapılmasını olağan karşılayacağı var sayılıyor. Bu sayede siyonist rejimin güvenliği sağlanırsa Körfez’in şeyh takımı da kendini güvende hissedecek. Devasa silah anlaşmalarıyla Körfez şeyhlerinden yüz milyarlarca dolar sızdıran ABD emperyalizmi de “hamilik” görevini yerine getirmiş olacak.
ABD, bu işbirlikçilerini bölgesel hegemonya uğruna çatışmada da kullanmak istiyor, ancak Filistin davası bu konuda da ciddi bir engel teşkil ediyor. Zira Arap halkları bu sorun devam ederken İsrail’le işbirliği yapan devletleri lanetleniyor. Yıllardır İsrail’le gizli işbirliği yapan Körfez şeyhleri, artık bu suç ortaklığını aleni yapıyor. İşbirliği açıktan yapılsa da şeyh, kral, emir takımı halen rahat değil. Zira Arap halklarının İsrail’le işbirliği yapanları hain saydığını onlar da biliyor…
“Tek bir Filistinli bile El Manama’ya gitmeyecek”
El Manama’da yapılacağı ilan edilen çalıştaya “Refah için Barış” başlığı uygun görünmüş. Türk devletinin cezaevi katliamına “Hayata Dönüş” adı vermesi gibi, Filistin halkının davasını tasfiye etme girişimine “Refah için Barış” adı veriliyor. Güya Filistin halkını refaha kavuşturmak için barışı sağlayacaklar.
Çağrısı ABD tarafından yapılan, İsrail ve Körfez şeyhleri tarafından hararetle desteklenen çalıştaya, Filistin cephesinden “külliyen red” yanıtı geldi. RT Arabic kanalına açıklama yapan Filistinli liderlerden Mustafa El Barguti, “Tek bir Filistinli bile El Manama’ya gitmeyecek” dedi. Filistin davasının bazı ekonomik vaatlerle tasfiye edilmek istendiğini belirten El Barguti, Filistin topraklarının satılık olmadığını söyledi.
“‘Asrın Anlaşması’ ile başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının engellenmek istendiğini, mültecilerin geri dönüş hakkının gasp edilmeye çalışıldığını, Batı Şeria’nın İsrail tarafından işgalinin hedeflendiğini” vurgulayan El Barguti, Filistin halkının haklarından vazgeçmeyeceğini, tersine meşru talepleri için direnmeye devam edeceğini söyledi.
Uzlaşmacı çizgisine rağmen Mahmut Abbas liderliğindeki Filistin yönetimi de çalıştaya katılmayacağını duyurdu. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi üyesi ve Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Ahmed Mecdelani de Reuters’a yaptığı açıklamada, “Manama’daki çalıştaya Filistin’den katılım olmayacak. Katılacak herhangi bir Filistinli, Amerika ve İsrail’in işbirlikçisinden başka bir şey olmayacaktır” dedi.
“Asrın Anlaşması”na karşı direniş devam edecek
FHKC, İslami Cihad, Hamas gibi direnişçi Filistin örgütleri çalıştayı meşru görmüyorlar. İsrail işgaline karşı direnişin devam edeceğini vurgulayan örgütler, “Asrın Anlaşması” ile Filistin davasının tasfiye edilmesine izin vermeyeceklerini belirtiyorlar.
Kimi zaman Filistinli direniş hareketleriyle koordineli çalışan, bu örgütlere silah-teknik donanım sağlayan Lübnan Hizbullah’ı da “Asrın Anlaşması”na karşı direnişi görev saydığını ilan etti. Konuyla ilgili açıklama yapan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Filistin davasının tasfiye edilmesine karşı mücadeleyi görev alanları arasında saydıklarını söyledi.
“Asrın Anlaşması” çöplükteki yerini alacak
ABD ile suç ortakları, Filistin davasını tasfiye edebilmek için her yola başvuracak. Bu uğursuz girişimin öncelikli hedefi Filistin davası olsa da söz konusu girişim bölge halklarının tümüne yönelik bir saldırıdır aynı zamanda. Irak, Libya, Yemen, Suriye gibi ülkelere reva görülenler, bu güçlerin halklara karşı izledikleri yıkım/kıyım politikalarını gözler önüne seriyor.
ABD’nin başını çektiği bu güçlerin zulümde sınır tanımamaları, hedeflerine ulaşacakları anlamına gelmiyor. Emperyalistler Çin’de, Cezayir’de, Vietnam’da ve daha pek çok ülkede toplu kıyımlar gerçekleştirdiler. Ancak emperyalistlerin barbarlıkları ezilen halkların şanlı zaferler kazanmalarını engelleyemedi.
“Asrın Anlaşması” planını dayatan ABD ile suç ortakları da Filistin başta olmak üzere bölge halklarının direnişine çarpacaklar. Bu kirli planı uygulamak için rüşvete de kanlı yollara da başvuracaklar. Ancak buna rağmen halkların birleşik direnişi bu kirli planı layık olduğu yere, tarihin çöplüğüne atacaktır.