Belirlediğimiz hedeflerimize tam olarak ulaşmak için, buna karşılık gelen politik ve pratik bir seferberlik gerekiyordu, biz de bunu yaptık. Erken bir tarihte gerçekten yoğun ve çok yönlü bir çalışmanın içine girdik. Binlerce el ilanı dağıttık, özellikle festivalin yapılacağı Essen başta olmak üzere, yakın kentlerde afiş çalışmaları yaptık. Her türlü imkanı festivalin duyurusunu en geniş kitleye ulaştırmak için değerlendirdik. İşçi, emekçi ve genç kuşakla bire bir temaslar kurduk, festivale katılmaları için çağrı yaptık. Etkinliğin bilet satışını gerçekleştirdik. Yoğun, tempolu ve hedefli bir koşuşturmanın ardından nihayet festivalin yapılacağı güne, 1 Temmuz’a geldik.
Ana sahne hazırdı. Üzerinde boydan boya “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” şiarının yazılı olduğu bir pankartla süslenmişti. Sahnenin ön kısmına ise N. Hikmet, P. Neruda, B. Brecht, Yılmaz Güney gibi komünist şair ve sanatçıların posterleri asılmıştı. Alanda BİR-KAR, Avrupa/DGB, Anadolu Federasyonu, Partizan, Trostalladem, MLKP Gençliği, MLPD, Alman Yeniden İnşa adlı gençlik örgütü ve Dersim Cemaati gibi örgüt ve kurumlar bilgilendirme ve kitap standları açmıştı. Hemen ötesinde de yiyecek ve içecek standları kurulmuştu.
Festival günü, saatler süren sağanak yağış gibi büyük bir talihsizlikle karşı karşıya kaldık. Bu durum doğal olarak katılımı sınırladı, birçok insanın, özellikle de uzak kentlerden gelecek olanların üzerinde caydırıcı rol oynadı. Buna rağmen etkinliği ertelemedik, gerçekleştirmek konusundaki kararlılığımızı sürdürdük.
Her şeye rağmen hatırı sayılır sayıda kitlenin festivalimize katılacağına inanıyorduk. Nitekim de böyle oldu. Özellikle Essen ve çok yakın kentlerden, gün boyu toplam 1500 işçi, emekçi, kadın ve genç festival alanına giriş-çıkış yaptı. Festival alanına gelip kısa süre sonra geri dönenler daha çok çocuklu ailelerdi. Ancak, önemli sayıda kitle, sağanak yağışa aldırmayıp kararlılıkla alanda kalmayı tercih etti.
Festival saat 15.00'te başlatıldı. Kısa selamlama, program hakkında kısa bir bilgilendirme ile giriş yapıldı. Bunu, dünyada ve coğrafyamızda dünden bugüne devrim ve sosyalizm kavgasında yitirdiğimiz değerlerimiz için yapılan bir dakikalık saygı duruşu izledi.
Önce İran/Fars müziğinden esintilerle Tina ve grubu sahneye çıktı. Ardından, kardeş Yunan halkının etkileyici müziği eşliğinde Yunan halk dansları ekibi sahne aldı. Yunan halk dansları grubu göze hoş gelen giysileri ve başarılı sunumları ile belirgin bir ilgi ile izlendi.
Onların ardından Afrika müzik grubu sahneye çağrıldı. Kardeş Afrikalılar kendilerine özgü son derce hareketli dansları, topluca söyledikleri şarkıları ve müziğe apayrı bir canlılık katan enstrümanları ile bir anda ortamı hareketlendirdi. İlgiyle izlendiler, sempati topladılar.
Bir İspanyol kadın emekçi de Pablo Neruda'dan coşkuyla okuduğu bir şiirle festivale katkı yaptı.
Bu kez, Grup Su sahne aldı. Hazırlıklı geldikleri hemen belli oldu. Girişteki potpori ile açılışını yaptıkları dinletileri beğeni ile dinlendiler. Hareketli türküler eşliğinde kitleye halay çektirdiler. Başarılı dinletileri alkışlarla karşılandı.
Grup Su'dan sonra dost sanatçı Cemil Koçgün ve ekibi sahne aldı. Cemil Koçgün birbirinden güzel ve dokunaklı Kürtçe, Zazaca ve Türkçe türküleri ile her zamanki gibi dinleyicilerden olumlu tepkiler aldı. Başarılı sunumu nedeniyle yoğun alkışlarla uğurlandı.
Ardından sahneye Pınar Aydınlar çıktı. Pınar Aydınlar dinleyicilerle kurduğu sıcak diyalogu, devrimci sınıf mücadelesi ve devrimci değerler üzerinden yaptığı ajitasyonla ortamı canlandırdı, kitleyi coşturdu. Sunumunun en canlı ve coşkulu bölümü ise, katılımcı kitle ile birlikte “Ellerinde Pankartlar” ve “Gayri Dur Durak Yok Yoldaşlar” adlı türkü ve marşları söylediği bölümdü. Pınar Aydınlar dinletisini mücadele alanlarında buluşma çağrısı ile sonlandırdı. Bundan dolayı yoğun alkış topladı.
Festival programına Grup Bajar damga vurdu. Grup Bajar sadece Kürtçe ve Zazaca türküleri oldukça başarılı sunması ile değil, aralarda dile getirdiği son derce anlamlı sözler ve kendilerine özgü ritmik hareket ve dansları ile tüm dinleyici kitleyi bir anda sahnenin önüne topladı. Belirgin bir heyecan yarattı, coşku yüklü bir atmosferin oluşmasını sağladı. Grubun söylediği hareketli türküler eşliğinde oldukça kalabalık bir kitle durmaksızın halay çekti.
Festival bir Alman müzik grubunun kısa dinletisinin ardından sona erdi.
Sonuç olarak, sağanak yağmur gibi bir talihsizliğe karşın anlamlı katılımı, doyurucu programı ve akışkan sunumu ile taraflı tarafsız her kesin beğenisini kazanan başarılı bir festival gerçekleştirdik. En dikkate değer olan husus da, hatırı sayılır sayıda bir kitlenin, politik bir duruşun ve az çok güçlü bir gönül bağının ifadesi olan bir tutumla alana gelmesi ve kalması idi.
Essen BİR-KAR