University College London (UCL) araştırmacılarına göre Memeli çeşitliliği dinozorların yok olmasından sonra büyük bir patlama yaşadı. Yeni fosil analizleri göstermektedir ki bugün 5 binden fazla türü kapsayan, insan türünün de içerisinde bulunduğu plasentalı memeliler, Paleosen evresi boyunca çok daha fazla çeşitlendiler – bu da dinozorların yok olmasından sonraki 10 milyon yılı kapsamaktadır.
Önde gelen bilim insanlarından Dr Anjali Goswami (UCL Genetics, Evolution & Environment), şunları anlattı: “Dinozorlar yok olduğunda, doğal olarak memelilerin de pek çok doğal rakibi ve düşmanı da yok olmuş oldu bu da memelileri çevresel olarak sınırlandıran baskıların büyük çoğunluğunu kaldırmış oldu. Vücut ve organ büyüklüklerinden de anlayabileceğimiz gibi Memeliler bu fırsatı görünür şekilde kullandılar. Memeliler dinozor hâkimiyeti altında süren 160 milyon yıllık sürece göre, dinozor yok oluşundan sonraki ilk birkaç milyon içerisinde inanılmaz çeşitlendiler.”
The Natural Environment Research Council destekli Biological Journal of the Linnean Society’de yayımlanan araştırma, erken dönem plasentalı memeli evrimi üzerine çalışma güttü. Araştırma grubu özellikle filler, tembel hayvan, yunuslar, kediler ve insanları inceledi. Bilim insanları dinozor yok oluşundan sonra dünya çapındaki memeli çeşitliliğinin nasıl bir değişim gösterdiği konusunda daha derin bir anlayışa sahip oldular.
Bu döneme ait plasentalı memeli fosillerinin bir kısmı bugün yaşayan plasentalı memelilerin bazı belirgin özelliklerinden yoksun oldukları ve bu nedenle bunları memeli sınıfına sokmak zor olduğu için daha önceden incelendi. Biological Reviews’de yayımlanan yine aynı grup tarafından yapılan yakın dönem çalışmalar sayesinde bu sorun erken dönem formlar için yeni bir yaşam ağacı yaratılarak çözüldü.
İki araştırmanın da birinci yazarı Dr. Thomas Halliday (UCL Earth Sciences and Genetics, Evolution & Environment), şunları belirtti: “Dinozorların 66 milyon yıl önceki kitlesel yok oluşları klasik anlamda memeli çağının başlangıcı olarak açıklanıyordu çünkü memeliler hemen bu dönemde ilk defa ortaya çıkmışlardı.
“Pek çok yakın dönem çalışma Paleosen’de memeli evriminde çok az bir değişimden söz etmektedir ancak bu analizler o zamana ait fosil kayıtlarını içermemektedir. O zaman var olan memelilere baktığımız zaman yeni formlarda büyük bir patlama görüyoruz ki bunu da bugün gördüğümüz memelilere doğru evrimleşen bir tür çeşitliliği takip etmekte. İlk plasentalı memeli fosillerini dinozorların yok oluşundan birkaç yüz bin yıl sonra görüyoruz, bu da bize şunu işaret ediyor: bu durum ait olduğumuz memeli grubunun çeşitlenmesinde önemli bir rol oynadı.”
Bilimsel araştırma grubu türler arasındaki anatomik farklılıkları ölçmek için 904 plasentalı fosilin diş ve kemiklerini inceledi. Elde edilen bilgi 94’ü Paleosen’den olan 177 türden oluşan Eutheria memeli yaşam ağacını (Eutheria kangurulardan daha çok bizimle ilişkisi olan memeli grubudur) güncellemek için kullanıldı. Ve bu yeni yaşam ağacı, Paleosen’den günümüze kadar yaşamış memelilerin en büyük sunumunu oluşturuyor. Yeni yaşam ağacı 140 milyon yıllık bir süreci kapsamakta ve değişimlerin ortaya çıktığı ya da görüldüğü zaman dilimlerine göre de ayrılmakta.
Memelilerin sahip olduğu çeşitliliği ve ortaya çıkış dönemlerini araştırmak için üç farklı yöntem kullanıldı ve hepsi dinozor yok oluşundan sonra büyük bir çeşitlenme patlamasının ortaya çıktığını gösterdi. Bu; dinozorların yok olduktan sonra artık memelilerin kaynaklara ulaşabildiği, üzerlerindeki baskının kalktığı ve artık av olmaktan sıyrıldıkları için daha fazla çoğalma ve çeşitlenme fırsatı bulduğu teorileriyle de oldukça tutarlı bir bulgu ve gözlem oldu.
Dr. Anjali Goswami (UCL Genetics, Evolution & Environment), şunları ekledi: “Yok oluş, yok olan grup için kesinlikle dehşet verici bir durum, ancak bu durum plasentalı memeliler ve dinozorların ardılları olan kuş türleri için büyük bir fırsat yaratmış.”
Bir başka bilim insanı, Biological Reviews’daki ortak yazarı Profesör Paul Upchurch (UCL Earth Sciences) ise şunları belirtti: “Daha önceki pek çok bilimsel metodolojik çalışma göstermiştir ki daha derin bilgiye sahip olmak için bir evrimsel yaşam ağacına olabildiğince çok tür eklemek gerekiyor. Çünkü bu genelde evrimsel ağacın doğruluğunu arttırıyor. Bu genişlikte bir veri kümesi kurarak, var olan çalışmalara göre Paleosen’e ait daha doğru ve güvenilir bir evrimsel ağaç çıkarmaya çalıştık. Zaten bu genişlikteki evrim ağaçları ilerideki benzer bilimsel çalışmalar için de büyük önem taşıyor. Örneğin erken dönem plasentalı memelilerin bugün var olmayan köprüler ve geçitler aracılığıyla nasıl kıtalara yayılmış oldukları hala üzerine çalışılan bir konu.”
Bilimsel araştırma grubu şu an bu memelilerin evrimleşme oranları üzerinde çalışmanın yanı sıra vücut büyüklüklerindeki değişimlerini de inceliyor. Daha sonra ise, günümüz modern memelilerini anlamak için de genişleyecek şekilde, DNA bilgilerinden elde edilen veriler bu çalışmalara eklenecek.
Kaynak makaleler:
- Thomas John Dixon Halliday, Anjali Goswami. Eutherian morphological disparity across the end-Cretaceous mass extinction. Biological Journal of the Linnean Society, 2015; DOI: 10.1111/bij.12731
- Thomas J. D. Halliday, Paul Upchurch, Anjali Goswami. Resolving the relationships of Paleocene placental mammals. Biological Reviews, 2015; DOI: 10.1111/brv.12242
21.12.15
Kaynak: www.sciencedaily.com
Çeviri: Kızıl Bayrak çeviri kolektifi