Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının devrim davası uğruna ölümü destansı bir yiğitlikle kucaklamalarının 50. Yılı vesilesiyle, 8 Mayıs Pazar günü, saat: 14.00’te “Onlar devrim tarihimizin kilometre taşıdır, düzene karşı devrim çağrısıdır” şiarıyla ’71 devrimci önderleri kitlesel olarak anıldılar.
Etkinliğin açılış konuşmasında, Mahir Çayan ve yoldaşlarının 50 yıl önce Kızıldere’de katledilirken, aynı zamanda Denizler’in idamlarını engellemek uğruna siper yoldaşlığının pürüzsüz örneğini sergiledikleri vurgulandı. 6 Mayıs 1972’de ise Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in, darağacı önünde devrim davasına bağlılığın destanını yazdıkları belirtildi. 18 Mayıs 1973’te ise İbrahim Kaypakkaya’nın, bu destana yeni halkalar eklediğine dikkat çekildi.
‘71 Devrimci Hareketi'nin ve önderlerinin, devrim tarihimiz bakımından tarihsel önemde bir çıkış yaptıklarına işaret edilerek devam eden açılış konuşmasının sonunda etkinliğin katılımcıları, ölümsüzleşen devrimcilerin anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet edildi.
Ardından, ’71 devrimci önderlerinin siyasal yaşam çizgilerini, içinde yetiştikleri tarihsel dönemin özgünlüklerini ve devrimci çıkışlarının tarihsel anlamını da içeren sinevizyon gösterimine geçildi. DGB-DLB’nin hazırladığı sinevizyon ilgiyle izlendi.
Sinevizyon gösteriminin ardından, dönemin devrimci kuşaklarından olan, devrim davası uğruna emek vermiş ve fedakarlıklar göstermiş bir dostumuz şiir dinletisi sundu. Şiirleriyle etkinliğimizin bir parçası olan ve bu anlamlı günün heyecanını bizimle paylaşan dostumuzun, döneme uygun seçtiği ve içinde Deniz’in yazdığı şiir de olan dinletisi, katılımcıların büyük beğenisini kazandı. Etkinlik sonunda çok sayıda katılımcı bunu dile de getirdi.
Şiir dinletisinin ardından bir yoldaş etkinliğin konuşmasını yaptı.
Bundan 50 yıl önce Türkiye’de sarsıntı yaratan bir adanmışlık örneğinin sergilendiği, bir manifestonun yazıldığı ve göndere bir bayrak çekildiğini belirtmekle konuşmasına başlayan konuşmacı, bunun tarihsel bir birikim üzerinden gerçekleştiğini belirtti. Bu birikimi, Ekim Devrimi, TKP’nin kuruluşu ve sonraki süreçlerine dayandırdı. Devamında, ’71 devrimci çıkışın ‘60’lı yıllardaki büyük sosyal uyanışa ve mücadeleye, bu mücadele içinde solun ilk defa kitleselleşerek etkin bir güç kazandığına değinen konuşmacı, bu dönemde işçi sınıfı partisi bir tarafa, herhangi bir devrimci partinin bile olmadığına işaret etti. Bu iddiada olanların ise (TİP, YÖN-MDD) parlamentarist ve darbeci oldukları vurgulandı. ’71 Devrimci Hareketi'nin bu gelenekten kopan devrimci bir çıkışı simgelediği ve devamında bu çıkışın tarihsel önemi özetlendi. Onların, buzu kırıp yolu açarak Türkiye solunda devrimcileşme dönemini başlattıkları anlatıldı. ‘60’lı yılların büyük uyanışına, burjuva sosyalizminin, ’71 devrimci çıkışının tüm erdemlerine ve bilinç planında yaşadıkları sıçramaya rağmen bunun sınırlarına işaret etti ve bu döneme küçük burjuva sosyalizminin damga vurduğu belirtildi.
1980’lerdeki yenilgi ve yıkılış yıllarına da değnen konuşmacı, bu her iki akımın döneminin kapandığını vurguladı. Yeni bir döneme ve geleceğe ancak geçmişin devrimci temeller üzerine aşılarak yürüneceği, bu yapılmadığı sürece o geçmişin de korunamayacağı, nedenleriyle özetlendi. Zamanın bunu doğruladığı ve bugün, sol akımın ana gövdesiyle gerisin geri TİP çizgisine oturduğu belirtildi. Yeni bir tarihsel dönem içinde olunduğu ifade edilerek, bu döneme işçi sınıfı eksenli proleterya sosyalizminin damga vuracağı vurgalandı. Bunun için de devrim iddiasının ancak işçi sınıfını devrimcileştirme çabasıyla anlam kazanacağına işaret edildi. Yeni bir devrimler döneminin gelmekte olduğu ve buna çok yönlü bir hazırlığın zorunluluğuna ve bu hazırlığın ne olması gerektiğine vurgu yapıldı.
Etkinliğin son programı, müzik dinletisiyle sürdü. Tariye Mare Grubu'nun bir üyesi olan dostumuz, katılımcıların büyük beğenisini toplayan bir müzik dinletisi sundu. Böyle bir etkinlikte olmanın onurunu paylaştığını belirtti.
Etkinlik, mücadele çağrısıyla sonlandırıldı.
Basel’den sınıf devrimcileri