İşçilerin zorlamasıyla IG Metall'in Bosch merkezinin önünde yaptığı “12'ye 5 kala” eylem günü çağrısı büyük destek gördü. 20 Mart günü Bosch'un Gerlingen-Schillerhöhe'deki yönetim merkezi önünde yapılan mitinge 10 bini aşkın kişi katıldı. Sendika şeflerinin beklentisi 8 bindi.

Bosch işçilerinin yanı sıra Daimler, Mahle-Behr işçileri de delegasyonlar göndererek eyleme katıldı. Almanya'nın Ansbach, Blaichach/Immenstadt, Bamberg, Eisenach, Hildesheim, Hamburg, Nürnberg, Salzgitter, Saarland gibi şehirlerde eş zamanlı olarak yapılan mitinglere toplamda 20 binin üzerinde işçi katıldı. Tüm kentlerdeki katılımın sendika şeflerinin beklentisinin üzerinde olması dikkat çekti.

Aylardır medyaya “sızdırılarak” alttan alta gündeme taşınan işten atma planlarını geçtiğimiz haftalarda kapitalist tekeller resmen ilan ettiler. Büyük çaplı işten çıkarma planlarına göre, Otomotiv tedarikçileri ZF 12.000, Continental 7.350, Bosch 7.000, kimya devi BASF 2.600'den fazla, Bayer 8.000 ve çelik grubu ThyssenKrupp 13.000 işçiyi işten çıkarmayı planlıyor.

***

 İşten atma “söylentilerine” karşı işyerlerinde tartışan işçilerin ilk eylemli tepkisi işten atma saldırısının resmen açıklanmasından sonra 14 Mart’ta “üç saatlik uyarı grevi” yapan ZF'nin Gelsenkirchen işçilerinden geldi. Grev yapan içiler işletme caddesinde yaptıkları yürüyüşle saldırıları protesto etiler. İşçilerin kendi inisiyatifleriyle eylemler başlatmasından korkan sendika bürokratları işçilerin mücadele azmini törpülemek için alelacele “12'ye 5” kala eylemlerini düzenlemek zorunda kaldılar.

***

 Bosch yönetim merkezi önünde yapılan mitingde konuşan sendika şefleri kapitalistlerin kapsamlı saldırısına ''biz burada Bosch'u savunuyoruz'' diyerek masayı terk eden Bosch kapitalistini ''alternatif çözümleri konuşmak için diyalog masasına dönmeye'' çağırdılar. ''Mümkün olan en fazla işyerini koruyacağız'' şeklinde konuşan sendika şefleri, daha ilk adımda “işyerlerinin korunması” söylemi ile işçiler arasında hakim olan mücadele isteğini törpülemeye çalıştılar. Mitingte Almanya işçi sınıfının mücadele tarihinden süzülüp gelen işçi marşları yerine İngiliz futbol takımı Liverpol'un şarkısını seslendirmeyi tercih etmeleri de bunu gösteriyor.

Yüksek binanın yönetim odalarının camlarından sırıtarak sendika şeflerinin sefaletini izleyen Bosch CEO'larına karşı en “sert” konuşmayı yapan Tedarik Bölümü İş Konseyi Başkanı Frank Sell'in ''Durun, bu şekilde devam edemeyiz. Bize böyle davranılmasına izin vermeyeceğiz. Bu çılgınca işten çıkarmaları durdurun." sözlerinin sızlanmaktan öte bir anlamı yoktu.

Kılıcını çeken düşmana karşı kılıç çekmenin dışındaki her yol beyhudedir. Bir kez daha görüldü ki, işçilerin başarısının yolu mücadelede ortaya koydukları karalılık, örgütlenme ve bilinç eksikliklerini gidermekten geçiyor. 

Kızıl Bayrak / Stuttgart