Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2017 yılında nükleer silahların yasaklanması için kabul edilen bir anlaşmaya 50. ülkenin de katılımıyla, devletlerin sürüncemede bıraktığı onay süreci geride kaldı. BM nükleer silah yasağı anlaşmasını “Anlaşma 90 gün içinde yürürlüğe girebilir” diye duyurdu.
Almanya dahil, nükleer güçlerinin katılımı olmadan yürürlüğe girecek anlaşma yalnızca sembolik bir anlam taşıyor.
New York’taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde bir BM temsilcisi tarafından yapılan açıklamada, “Nükleer silahları yasaklayan uluslararası anlaşma 50 devlet tarafından onaylandı ve bu nedenle yürürlüğe girebilir” denildi. Honduras, anlaşmayı onaylayan 50. ülke oldu.
BM Genel Sekreteri António Guterres, anlaşmanın “nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik önemli bir taahhüdü” temsil ettiğini öne sürdü. Anlaşmayı “nükleer silahların her türlü kullanımının felaket boyutundaki insani sonuçlarına dikkat çekmek için dünya çapında bir hareketin doruk noktası” olarak nitelendirdi.
Sözü geçen anlaşma, Temmuz 2017’de 122 devletin oylarıyla BM Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş, 84 ülke anlaşmayı kabul etmekle beraber onay sürecini tamamlamamıştı. Honduras’ın onayıyla birlikte BM anlaşmanın 22 Ocak 2021’de yürürlüğe gireceğini duyurdu.
Onaylayan nükleer güçler yok
Uluslararası hukuka göre bağlayıcılığı olan bu anlaşmaya göre, imzacı ülkelerin hiçbir koşul kabul edilmeksizin “nükleer silah geliştirmesi, üretmesi, temin etmesi, bulundurması” yasak. Nitekim anlaşma ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya gibi nükleer silahlara sahip devletler tarafından reddediliyordu. ‘Nükleer caydırıcılık’ NATO ittifakının stratejisi olduğu için, NATO üyesi ülkeler anlaşmayı onaylamaya yanaşmadı. ABD ve Trump yönetimi anlaşmayı imzalayanlara “stratejik bir hata yapıyorlar” diyerek onaylarını geri çekmeye çağırdı.
Bu haliyle sembolik olan anlaşmanın, “caydırıcı” etkisi olacağı kimi STK’lar tarafından öne sürülüyor. STK’lar, anlaşmanın hayata geçirilmesindeki kilit rolü nedeniyle 2017’de Nobel Barış Ödülü’nü kazanan, Uluslararası Nükleer Silahları Kaldırmaya Yönelik Uluslararası Kampanya (ICAN) da dahil olmak üzere haberi memnuniyetle karşıladı. ICAN, “Honduras anlaşmayı onaylayan 50. devlet olarak yürürlüğe girmesinin yolunu açtı ve tarih yazdı” dedi. Devamında, “şirketlerin nükleer silah üretimini durdurması ve finans kuruluşlarının nükleer silah üreten şirketlere yatırım yapmayı bırakması” çağrısı yaptı.
2014’den beri ICAN direktörü olan Beatrice Fihn, anlaşmayı “Onlarca yıldır süren mücadelemiz, birçoklarının imkânsız olduğunu söylediği şeyi başardı: Nükleer silahlar yasaklandı” diye karşıladı.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi başkanı Peter Maurer yaptığı açıklamada, “Bugün insanlık için bir zafer ve daha güvenli bir gelecek vaadidir” diyerek anlaşmanın önemine işaret etti.
Ülkesinin imzacı ülkeler yanında “belirleyici bir rol oynadığını” savunan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, gelişmeyi “nükleer silahların olmadığı bir dünya hedefimize doğru önemli bir adım” ifadeleriyle Twitter’den paylaştı.
Dünyayı onlarca kez yok edecek nükleer silahlara sahip emperyalist devletler nükleer silahlardan ‘caydırıcılığı’ nedeniyle vazgeçmeyeceklerini belirtiyorlar. Varılan anlaşma sembolik bir anlam taşımanın ötesinde olmasa da anlaşmanın nükleer silahlara karşı farkındalık yaratması, olası nükleer felakete işaret etmesi ve konuyu uluslararası kamuoyunun gündemine getirmesi, nükleer güç odaklarını rahatsız etmişe benziyor.