Mayıs ayında bir soru önergesi üzerine Almanya Ekonomi Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlar Federal Meclis'te tartışma konusu olmuştu. Rakamlara göre Ocak’la Nisan ayları arasında Alman tekellerinin yaptığı silah ihracatı yaklaşık 1 milyar 200 milyon avro buluyor. Geçen yılın aynı dönemine göre Alman silah ihracatında yüzde 23'lük bir artış söz konusu.
2013 silah ihracatı raporuna göre, Almanya'da FDP/Hür Demokrat Parti ile CDU/Hrıstiyan Birlik partilerinden oluşan bir önceki koalisyon döneminde onaylanan silah ihracatı dörtte bir oranında artarak 5 milyar 850 milyon avroya yükselmiş.
Düzen partilerinin ikiyüzlü tutumu
Rapora göre, Alman silah, zırhlı tank ve diğer savaş araçları ağırlıklı olarak Suudi-Arabistan, Katar, Cezayir gibi, batının ikiyüzlüce insan hakları ihlalleri nedeniyle ‘eleştirdikleri’ ülkelere satılmış.
Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel'in bakan olduğu 2014 yılının ilk dört aylık döneminde CDU/SPD (Sosyal Demokrat Parti) hükümetinin, silah ihracatının geçen yılın aynı dönemine kıyasla 128 milyon avro dolayında artmış olması da oldukça anlamlıdır.
Ortaya çıkan durum, kapitalist sistemin yönetimine talip olan ve onun temellerine dokunma program ve pratiği ortaya koymayan partilerin, isimleri ne olursa olsun hükümete gelince aynı politikaları uygulamak zorunda olduklarının rezilce bir örneği olmuştur.
Komşuları Tunus ve Fas ile çok gergin bir ilişki içinde olan Cezayir'in yanı sıra, aylardır büyük bir gerginliğin tarafları olan Rusya ile Ukrayna'ya da aynı anda Almanya silah satmaya devam etmiş. Bu durum Alman emperyalist tekellerinin, çıkarları gerektirdiğinde kendi yasalarını bile çiğnemekten geri kalmayacaklarının itirafı olmuştur. İkiyüzlülüğün belgesi olan Alman Anayasası 'çatışmalı bölgelere' silah ticaretini yasaklıyor.
Sol Parti'nin silahlanma uzmanı milletvekili Jan van Aken “Kameralar çalışıyor olduğunda Sosyal Demokrat Sigmar Gabriel silah ihracatlarının büsbütün eleştirmeni oluveriyor ama kamera kapanır kapanmaz silah ihracatı gözü kapalı devam ediyor” diye, bu akbabaları suçlarken sonuna kadar haklıdır.
Jan van Aken partisi Sol Parti çoğunluğunun, Suriye'ye savaş gemilerin gönderilmesine evet oyu verdiğini de unutmamalıdır. Kapitalist sistem içerisinde kalarak, onun temellerine dokunmadan kapitalizmi 'barışçıl' ve 'insancıl' bir çizgiye çekme çabasının partileri böylesine rezil rüsva ettiğini de bir köşeye kaydetmelidir.
Alman devrimcilerinin onlarca yıllık deneyden süzülüp gelen, Alman emperyalizmini suçlayan ve ona suçüstü yapan “Deutsche Waffen, deutsches Geld morden mit in aller Welt / Alman silahı,Aalman parası her yerde cinayet işliyor!” şiarı, Alman emperyalizminin gerçek suratını açığa çıkartan tek doğru , samimi şiar olmaya devam ediyor.