Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 18-19 Ağustos’taki Bakü ziyareti, stratejik bağlamları ve simgesel vurgularıyla uzunca süre gündemde kalma potansiyeli taşıyor.
Ukrayna ordusunun daldığı Kursk bölgesinden yükselen kara bulutlar, Bakü’de yerini açık bir havaya bıraktı. Basitçe Putin, Ukrayna’da başı çok kalabalık olsa da Rusya’nın zemin kaybettiği Güney Kafkasya’daki rolünü terk etmediği, batı kapısı kapanırken kuzey-güney koridorunda ilerleyebileceği ve jeopolitik kuşatmayı kolayca yarabileceği mesajını veriyor.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de Batıyla yakın ilişkilere rağmen stratejik dengeler, ekonomik çıkarlar ve bölgesel istikrar açısından Rusya’nın vazgeçilmezliğini vurguluyor.
Aliyev’in Putin’i ihtimam ile ağırlaması sadece yeni Soğuk Savaş karşısında mesafeli bir konuşlanmayı teyit etmiyor, aynı zamanda Karabağ savaşından beri bölgede etkisi artan Türkiye’yi dengeleme arayışını yansıtıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Biz nasıl Karabağ'a girdiysek…” diye başlayan sözlerinin Bakü’de yarattığı rahatsızlık nüfuz savaşlarına dair tedirginliği yansıtıyor. Azerbaycan Milli Meclisi’nin gazetesi Azerbaycan, Erdoğan’a “Aldığımız her merminin bedelini ödedik... Kardeşlik bağı tek amaç üzerinde oynanan futbol maçına çevrilmemeli… Zaferimizi sahiplenme çabalarını tüm Azerbaycan hayal kırıklığıyla izliyor” diyen bir başyazı ile yanıt verdi.
Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi’nden (RUDN) Kamran Hasanov, Vzglyad gazetesine yaptığı değerlendirmede “Azerbaycan Türkiye'nin boyunduruğu altına girmemeye çalışıyor. Bu nedenle Rusya ile müttefiklik ilişkileri kuruyor ve Moskova'nın Güney Kafkasya'dan ayrılmayacağını söylüyor” değerlendirmesini yapıyor. Vzglyad da “Rusya ile yakınlaşmanın tüm amacı Ankara'nın şemsiyesi altından çıkmaktır” diyor.
***
Peki ziyaretle ilgili bu çıkarımları yapmaya sebep nedir?
İki taraf da karşılıklı olarak ilişkilerde itibar yükselten bir diplomatik incelik sergiledi. Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva, Putin'i Bakü'den 40 km uzaklıkta Zağulba’daki evlerinde ağırladı.
Putin, “Kara Ocak” diye anılan ve 1990’daki Sovyet müdahalesinde ölenlerin yattığı Şehitler Sokağı’nı ziyaret edip Ebedi Alev Anıtı’na çelenk koydu. Etkileyici bir jestti. Haydar Aliyev ve eşi Zarifa Aliyeva'nın Şeref Sokağı'ndaki mezarına çelenk koyarak KGB’den kıdemli meslektaşının anısını onurlandırdı. Kutsal Mür Taşıyan Kadınlar Katedrali'ni ziyaret edip Rus Ortodoksların güven içinde oldukları mesajını verdi. Heyetler arası görüşmede masanın iki tarafı da kalabalıktı. Zağulba’da hem aile sıcaklığı hem de devlet ciddiyeti.
Azerbaycan eski Sovyet coğrafyasında Rusya ile ilişkilerde savrulma yaşamayanların başında geliyor. Ukrayna’yı NATO’nun Rusya ile hesaplaşma arenasına çeviren Kiev gibi yapmadı. Abhazya ve Güney Osetya’yı silah zoruyla zapt etmeye kalkışıp Rusya’ya toslayan Gürcistan ya da Rus nüfuzundan çıkmak için Batı’da himaye ararken Azerbaycan’ın askeri operasyonları karşısında Rusya’nın desteğinden olan Ermenistan gibi hesapsızlık içinde olmadı. Ruslar, Rusça ve Rus kültürüne karşı kampanyalardan uzak durdu. Ukrayna savaşına paralel olarak Batı’da nükseden “İptal Kültürü”ne alan açmadı. Batı’nın Rusya’yı çevreleme stratejisine prim vermedi. Ziyarette iki tarafın da bu durumun altını çizmesi boşuna değil. Aliyev, gururla, “Azerbaycan'da Rusça eğitim veren 324 okul var. Bu okullarda 160 bin öğrenci eğitim görüyor. 800 binden fazla öğrenci Rusçayı ikinci dil olarak öğreniyor. 26 üniversitede 15 binden fazla öğrencinin okuduğu Rusça bölümler var” dedi. Putin de “Rus diline gösterdiğiniz bu ilgiyi takdir ediyoruz, İlham Haydaroviç” diye ev sahibini selamladı. Rus lider ayrıca Bakü'de Rusya-Azerbaycan Üniversitesi’nin kurulacağını müjdeledi.
Bunlar güven ilişkisini perçinleyen faktörler.
Temasların düzeyi eski SSCB ülkesi ile patron arasındaki ilişkiden giderek eşitler arası ilişkiye yükseliyor. Taraflar, 2022’de Ukrayna işgalinin arifesinde imzalanan Müttefik İşbirliği Deklarasyonu’na çok önem veriyor.
Ekonomik çıkarlar, siyasi yönelimler ve gözetilen hassasiyetler Azerbaycan’ı Rusya’nın Güney Kafkasya’daki ana ortağı haline getirdi. Buna mukabil Ermenistan, Moskova açısından “yola getirilmesi gereken” eski müttefike dönüştü. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Rusya ile kopuşu vaat ederek iktidara yürüdü. 2020 ve 2022’deki savaşlarda yardıma gelmediği gerekçesiyle Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nden çıkıp ABD ve Fransa ile askeri ilişkileri geliştirmeye çalışıyor. Bu adımlar Ermenistan’ı peyderpey Rusya ile hesaplaşma alanına çekiyor.
Beri tarafta Kafkasya’daki iki savaş Türkiye lehine Rus nüfuz alanını daralttı. Fakat Aliyev hızlıca Türkiye ve Rusya’nın çakışan ya da çatışan çıkarları karşısında denge siyasetine yöneldi. Ziyaret de bunun son göstergesi.
***
Azerbaycan-Rusya ilişkileri 170 civarında anlaşmayla yürüyor. Son ziyarette üç anlaşma ve üç mutabakat zaptı imzalandı. Putin’in ziyaretinden ne çıktı sorusunun yanıtı aranırken öne çıkan birkaç nokta var:
- Azerbaycanlı uzmanlar Rus gazını Azerbaycan gazına karıştırıp Avrupa pazarlarına satacak mekanizma üzerinde durulduğunu belirtiyor. Aliyev de petrol, gaz ve elektrik dahil enerji sektöründe koordineli çalışacaklarını söyledi. Tabii Avrupa’ya giden TAP ve TANAP gaz boru hatlarında Rusya’yı memnun edecek kadar kapasite açığı olmadığı tespiti yapılıyor. Beri tarafta Socar’ın doğrudan Rus gazını mı satacağı yoksa Gazprom temsilcisi gibi mi davranacağı yönünde sorular geliyor. Azerbaycan’ın iç tüketim için Rusya'dan gaz alıp ihracatını arttırabileceği de söyleniyor. Geçen yıl 48,3 milyar metreküp gaz üreten Azerbaycan bunun yaklaşık yarısını içeride tüketti.
Bazı Avrupa ülkeleri Bakü'ye boru hatlarının kapasitesini arttırmayı teklif ediyor ama bunun için gereken yatırımlara yanaşmıyor. Aliyev de yakıt alımı için uzun vadeli sözleşmeler olmadan ilave maliyetlerden kaçıyor. Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksander Novak da Hazar havzasında yeni bir proje üzerinde çalıştıklarını söyledi.
- İkinci husus kuzey-güney ulaşım koridoru. Putin, "Bu koridor, Hint Okyanusu kıyılarına ulaşmamıza imkân tanıyacak” dedi. Koridor Hindistan’dan başlayıp İran limanları üzerinden Kafkasya’ya, Azerbaycan-Hazar bağlantısıyla Rusya’ya çıkıyor. Eski bir plan ama Ukrayna savaşından sonra hızlandırıldı. İran da çok önemsiyor.
Aliyev’e göre Azerbaycan kısmında hem demiryolu hem de otomobil segmentleri hayata geçirildi. Demiryolunda modernizasyon çalışması sürüyor. Bunun için 2024’te 120 milyon dolar ayrıldı. Aliyev “Yılda 15 milyon tondan 30 milyon tona kadar yük taşıma imkanından bahsediyoruz” dedi.
Gazprom Başkanı Aleksey Miller de Socar ile kuzey-güney projesi üzerinde ortaklık görüşmelerinin sürdüğünü, kapsamlı teknik işbirliği programının eylülde çıkacağını söyledi.
- Üçüncü mesele; ortak tanker üretimi. Putin, "Petrol ve doğal gaz taşıyacak modern tankerler hem Hazar'da hem de Azak ve Karadeniz rotalarında kullanılacak" dedi. Socar’ın ortak olduğu Bakü Tersanesi ile Rus Birleşik Gemi İnşa Şirketi tarafından inşa edilecek tankerler Sovyetler Birliği'nden kalma filonun yerini alacak. Bu tankerlerin güzergâh olarak kullanılacağı Volga-Don Kanalı, Hazar’ı Azak Denizi üzerinden Karadeniz’e bağlıyor. Kanal 1952’de açılmıştı.
- Bir diğer gündem konusu ikili ticaret. Azerbaycan, Rusya’ya karşı yaptırımların atlatılmasında öne çıkan ülkelerden biri. Rusya, İtalya ve Türkiye'den sonra Azerbaycan'ın üçüncü büyük ticaret ortağı. Geçen yıl ikili ticaret hacmi yüzde 17.8 artışla 4.3 milyar dolara çıktı. Artış eğilimi sürüyor. Rakam bu yılın ilk yarısında 2.5 milyar doları geçti. 2023’te Azerbaycan'ın 3.3 milyar dolarlık petrol dışı ihracatının 1.2 milyar doları Rusya'ya aitti.
Putin Lukoil, KamAZ, Sollers ve UAZ gibi devlerin yanı sıra 1270 Rus şirketinin Azerbaycan'da çalıştığını hatırlattı. Transmashholding’in Bakü metrosu için vagon üreteceğini söyledi.
Bankacılık, petrokimya, kamyon üretimi, şarapçılık ve gıda endüstrisi gibi alanlarda Rus yatırımlarının hacmi 8.7 milyar doları geçiyor. Azerbaycanlıların Rusya’daki yatırımları da 1.2 milyar dolar civarında.
Ayrıca ticarette ulusal para birimlerinin payı artıyor. Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk’a göre bu oran geçen yıl yüzde 57’ye, bu senenin ilk beş ayında yüzde 73'e ulaştı.
Rusya, Azerbaycan’ın ilişkilerini çeşitlendirme yönelimini de olumlu karşılıyor. Bu minvalde Putin, Azerbaycan’ın Şanghay İşbirliği Örgütü'ndeki statüsünün artırılması ve BRICS’e üyelik hedefine destek açıkladı.
- Bir diğer mesele; Karabağ’ın Azerbaycan’ın kontrolüne geçmesi sonrasında Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ilerleme sağlanamayan barış görüşmeleri. Putin bunun için mümkün olan her katkıyı sunmak istediklerini vurguladı.
Burada iki kritik mesele çözüm bekliyor: Sınırların belirlenmesi ve ulaşım hatlarının açılması.
Bir süre önce Zengezur Koridoru’yla ilgili madde barış antlaşması taslağından çıkarıldı. Bu konu bir sonraki aşamaya bırakıldı. Yani Erdoğan’ın düşlerini süsleyen koridor tamamen gündemden düşmese de masadan çekmeceye indi. Paşinyan yol üzerindeki egemenlik haklarının korunması konusunda geri adım atmadı. Ayrıca koridorun Rus sınır muhafızlarının kontrolünde olması da işine gelmiyor. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov açıkça Paşinyan’ı anlaşmayı sabote etmekle suçladı. Erivan da suçlamayı aynen iade etti.
Beri tarafta İran sınırlar ve jeopolitik durumun değişmesine izin vermeyeceği tehdidini savuruyor. Ayrıca Tahran, Erivan’ı bölgeye Amerikan-Fransız güçlerinin yerleştirilmesine karşı uyardı. Paşinyan’ın Batı aşkı, İran’ın Bakü ile gerilimli sayfayı çevirmesine izin verdi. Zengezur kilidi açılmayınca Bakü, Nahçıvan ile Azerbaycan arasındaki İran güzergahının geliştirilmesi konusunda Tahran’la el sıkıştı. Ekim 2023’te Aras güzergâhında otoyola paralel olarak demiryolunun inşası kararlaştırıldı. Ayrıca İran ve Azerbaycan kuzey-güney koridorunu ilerletme konusunda mutabakat sağlamıştı. Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu’nun ağustos başındaki Tahran ve Bakü ziyaretlerinde bu meseleler ele alındı.
Ermenistan-Azerbaycan sınırının çizilmesi konusunda ikili görüşmeler sürüyor. Tabii Ermenistan AGİT Minsk Grubu'nun devreye girmesini umarken Azerbaycan bu grubun dağıtılmasından yana. Grubun iki başkanı ABD ve Fransa, üçüncü eşbaşkan Rusya’yla dolaylı bir savaşın içinde. Minsk Grubu’nun kapatılması konusunda Rusya ile Azerbaycan örtüşüyor. Putin’in tercihi 2020’de kurulan Moskova-Bakü-Erivan formatındaki görüşmelere patronluk etmek. Putin, Bakü ziyaretinden çıkan sonuçları Paşinyan'la paylaşacağını söyledi. Fakat Paşinyan’ın arabulucu ya da kolaylaştırıcı olarak masada görmek istediği kişi Putin değil.
Özetle Putin, Batı’nın el atmaya çalıştığı Güney Kafkasya’da Rus rolünü geri istiyor. Tarafsız bir pozisyonla Azerbaycan’ı kazanıyor. Ermenistan’ın da bir yere gidemeyeceğini düşünüyor. Ve Bakü ziyareti Rusya’nın Güney Kafkasya’da oyundan kolayca düşürülemeyeceğini teyit ediyor.
Gazete Duvar / 22.08.24