Suriye’de 2011 yılında başlayan şiddetli çatışmalar büyük ölçüde sona erdi. Son iki yıldır başkent Şam’da ve sanayinin kalbi olarak bilinen Halep’te normalleşme çabaları sürüyor. Ancak yıkıcı bir savaşın geride bıraktıklarına ek olarak uluslararası yaptırımlar bu çabaları ve günlük hayatı zorlaştırıyor.
Yaklaşık 6,5 milyon insanın yaşadığı başkent Şam’ın bir süredir gündeminde iki konu var: Ekonomik kriz ve koronavirüs. Aslında iki konu birbiri ile oldukça ilişkili.
Ülkenin büyük kısmında silahlar susmuş olsa da, beslenme ve barınma şartları hâlâ oldukça yetersiz. Ülke genelinde sağlık kuruluşlarının ve hastanelerin kapasiteleri ile sağlık personeli sayısı kitlesel bir salgın ile mücadele edebilecek durumda değil.
Savaş döneminde her alanda birçok uzman ya hayatını kaybetti ya da başka ülkelere göç etti.
Öte yandan yaptırımlar, ilaç sanayisinin savaş döneminde ağır hasar gördüğü ülkede yeniden üretime geçilmesinin önündeki büyük engel oluşturuyor. Bu durum, ilaç sanayisi için gerekli hammadde temininin ve kara listede olmaları sebebiyle bankalar üzerinden para transferlerinin yapılamamasına sebep oluyor.
Savaş döneminde ülkede yüz binlerce konut ve işyeri kullanılamaz hale geldi. İşsizlik ve ekonomik krizin son iki yıldır en önemli sorun olduğu ülkede, ev ve işyerlerini tamir süreci de birçok insanın yaşadığı maddi zorlukları daha da derinleştirdi.
Suriye, bütün dünyayı sarsan koronavirüs salgını ile bu şartlar altında mücadele etmeye çalışıyor.
Acil tedbirler
Suriye’nin komşuları olan Lübnan ve Irak’ta ilk vakaların görülmesinin ardından sınır kapılarındaki geçişlerin kontrol altına alınması için bazı tedbirlerin alındığı duyuruldu. Bu çerçevede, teyitli koronavirüs vakalarının olduğu ülkelerden gelenlerin 14 gün kontrol altında tutulması, bu ülkelere zorunlu olmadıkça seyahat edilmemesi, Covid-19 semptomları gösterenlerin karantinaya alınması gibi adımlar atılacağı belirtildi.
Resmi makamlardan yapılan son açıklamaya göre, 150'den fazla şüpheli vakaya test yapıldı ancak sonuçlar negatif çıktı.
Şam kırsalında bir karantina merkezi bulunuyor. Normalde İran gibi koronavirüsün görüldüğü yerlerden gelen yolcular doğrudan bu karantina merkezine aktarılıyordu. Ancak son olarak sosyal medyada bu karantina merkezinde şartların çok kötü olduğuna dair görüntüler ve ses kayıtları yayımlandı. Karantina altında tutulanlar bir kişinin paylaştığı kayıtlar epey tepki gördü. Bu tepkilerin ardından karantina merkezindeki insanlar Şam Havalimanı'ndaki bir otele transfer edildi.
Kamusal yaşam kısıtlanıyor
Birçok ülkede hayata geçirilen iki haftalık tatil uygulamasına Suriye'de de 14 Mart tarihinde başlandı. 2 Nisan'a kadar okullar ve üniversiteler tatil.
Yarından itibaren yiyecek ve sağlık malzemeleri satan dükkanlar, eczaneler ve özel sağlık kuruluşları hariç bütün ticari iş yerleri kapatılıyor. Cami ve kiliseler de ibadete kapatıldı.
Geçtiğimiz hafta kafe ve restoranlarda nargilenin yasaklanması ile sokaklar tenhalaşmıştı. Son olarak kafe ve restoranlar belirsiz bir süreyle kapatıldı. Sadece oturacak kısmı olmayan ve evlere servis yapan restoranlar açık.
Ayrıca sağlık hizmetleri ve koronavirüs ile mücadelede rol alan kurumlar hariç tüm kamu kurumlarında tatil kararı alındı. Tatil süresi ise belirsiz.
Yine toplu katılımın olduğu konser, maç, düğün, konferans, resmi toplantı gibi etkinlikler iptal edildi. Öğrenci yurtlarının, kamu binalarının, toplu taşıma araçlarının dezenfekte edilmesine başlandı. Yarından itibaren ise toplu taşımanın tamamen yasaklanması kararlaştırıldı.
Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere kamu kurumları koronavirüse dair bilgilendirme afişleri hazırladı. İç basında yine bilgilendirme ve bilinçlendirme temalı yayınlar oldukça yoğun. GSM şirketleri sık sık virüse karşı alınacak tedbirlere dair mesajlar gönderiyor.
Bu tedbirler başkent Şam, Halep, Hama, Humus, Lazkiye, Tartus, Dera, Haseke kent merkezi gibi Suriye ordusunun kontrolündeki bölgelerde uygulanıyor.
Koronalı hayat
Resmi kurumların ve okulların tatil edilmesi gibi tedbirler Şam sokaklarına kısa sürede yansıdı. Sokakların önceki haftalara göre oldukça sakin olduğu göze çarpıyor. Maske ve eldiven kullanan sayısı artarken eczanelere tıbbi alkol ve hijyenik jel için yoğun talep olduğu belirtiliyor.
Şam merkezde bulunan bir eczane çalışanı, insanların en çok "Koronavirüse karşı alkol mü daha etkili, yoksa hijyenik jel mi? Bunlardan daha etkili bir ürün var mı? Maskeleri ne kadar süre kullanabiliyoruz veya yıkayıp tekrar kullansak olur mu?" gibi sorular sorduklarını anlatıyor.
Eczanede karşılaştığımız genç bir kadın, banka çalışanı olduğunu, günlük hayatında ve evinde temizliği alkol ve çamaşır suyu ile yaptığını söylüyor.
Henüz eczanelere ve marketlere hücum veya stoklama eğilimi görülmüyor. Devlete ait ve piyasaya göre daha ucuz olan bir markette alışveriş yapan müşterilerden biri, "Hayatım daha önce nasılsa aynen devam ediyor" diyor. Bir başka müşteri de, "Evin ihtiyacı olan birkaç şey almaya geldim, koronavirüs alışverişi değil" diye konuşuyor gülerek.
Şam sokakları okul ve üniversitelerin tatil edilmesinin ardından önceki günlere göre sakin. Yarından itibaren kapatılacak olan dükkanların çoğu oldukça tenha.
Bu durumda koronavirüs tedbiri kadar ekonomik krizin de etkisi büyük.
Son olarak Sağlık Bakanlığı bir liste yayınlayarak kronik hastalığı olanlar başta olmak üzere herkesin evde kalmasını, koronavirüs semptomları gösterenlerin sağlık birimlerini aramasını, hijyene dikkat edilmesini istedi.
Bu tedbirlerin özellikle kırsal bölgelerde nasıl uygulanabileceği belirsiz. Yine, silahlar büyük ölçüde susmuş olsa da İdlib kırsalı ve Deir Ez Zor başta olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerinde geçici askeri karargahlar bulunuyor.
"Korku degil, tedbir var"
Koronavirüs salgını bütün dünyayı ve gelişmiş ekonomileri sarsarken Suriyeliler nasıl sakin kalabiliyor?
Suriye Tıbbi Acil Durum Bilim Konseyi Başkanı Dr. Nidal İssa’ya göre, yıllarca süren savaş dönemi insanların sorunlara bakışını değiştirdi.
"10 yıldır savaşın olduğu bir devletiz ve insanlar çeşitli krizlere, felaketlere ve sorunlara alışkın" diyen İssa, koronavirüs testi yaptırmak için hastanelere hücum edilmediğini ancak hükümetin idari, icracı ve eğitim kamu kurumlarının tatil edilmesi veya mesai saatlerinin azaltılması gibi kararlarının ardından insanlarda hastalığa dair korku oluştuğunu anlatıyor. İnsanların daha dikkatli olmaya, temizliğe daha fazla dikkat etmeye başladığını belirten Suriye Tıbbi Acil Durum Bilim Konseyi Başkanı, "Korku veya panik yok. Dikkatli olmak var" diyor.
Hediye Levent - Deutsche Welle Türkçe / 22.03.20