Ne demek faiz lobisi? - Uğur Gürses

Cumhurbaşkanı için yeni uçak ve AK Saray'a yapılan harcama 1.8 milyar lira. "Hepi topu 1.8 milyar TL ne olacak?" demeyin. 2014 bütçe açığının yüzde 7'si, faiz dışı harcamalarının yüzde 0.5'i oranında. Hiç de az değil.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 05 Kasım 2014
  • 08:22

Son dönemde Cumhurbaşkanının oturacağı yer ile seyahatlerinde kullanacağı uçağa ilişkin yapılan harcama kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Tartışmanın olması çok sağlıklı; vergi ödeyen yurttaşların, nereye ve ne kadar, nasıl harcandığını sormak haklarıdır. Bu, nihayetinde demokratik bir hak, bütçe hakkıdır.

İktisat politikası, kaynakların nereye harcanacağına dair politik tercihleri ve kararları içerir. Nereye, kime, ne kadar harcanacak? Tüm bu sorulara yanıt verirken de, alacağınız yanıtın akıl ve sağduyu ile toplumsal faydanın ne olacağına yanıt vermesi beklenir.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün iki önemli kamu harcaması konusunda Meclis’te bilgi verdi; biri Başbakanlığa ısmarlanan ama Cumhurbaşkanının kullandığı yeni uçağa 185 milyon dolar (415 milyon TL), Atatürk Orman Çiftliği’ne yapılan devasa Cumhurbaşkanlığı Sarayı için de önümüzdeki yılki bütçe tahsisi ile birlikte 1 milyar 370 milyon TL harcanmış olacakmış.

Bu sarayın inşaatı sırasında, açılan davalar sonucu kamu hukuku çerçevesinde verilen yürütmeyi durdurma kararı olduğu ama bu karar dinlenmeden inşaatın devam ettirildiği biliniyor. Bu yüzden, henüz resmi olarak nasıl adlandırılacağına karar verilmeden önce kamuoyunda ‘Kaçak Saray’ olarak telaffuz edilmeye başlandı.

Demokrasi, yapılan harcamaların bütçe hakkı çerçevesinde hesabının verilmesini de içerirken, hukuk içinde yapılmasını da gerektirir. Ülkeyi yönetenlerin, sokakta gösteri yapan yurttaşları ‘kamu düzeni’ için uyarırlarken, kendi icraatlarının da hukuk içinde olması gerekir.

Soru şu; Cumhurbaşkanı için iki ana alanda yapılan toplam 1.8 milyar TL’lik harcama, başka ve öncelikli bir alana yapılsa örneğin kreş ve yaşlı bakım merkezleri kurulsa böylelikle kadınların işgücüne katılımını yükseltecek biçimde toplumsal yararı artırma peşinde olsak fena mı olurdu? Alternatif olarak, kaç kadın evdeki ‘yükünü’ azaltıp iş bulabilecekti?

Yılbaşı piyangosu için ‘kaç konut, kaç otomobil satın alınabilir?’ hesabını yapan ülkem insanı, ‘kaç kreş ve yaşlı bakım merkezi yapılabilirdi?’ hesabını mı yapamayacak?

Tasarrufları yetersiz olan (cari açık) ve ekonomik büyüme sağlayabilmek için yurtdışındaki tasarruflara ihtiyaç duyan ülkeyi yönetenlerin yurttaşlarına örnek olacağı şey, oturduğu konutun ve seyahat ettiği araçların büyüklüğü ve sınıfı mıdır? Yoksa yatırımlara ve istihdam alanları yaratmaya akacak tasarrufların nasıl artırılabileceğine örnek olmak mı?

Öte yandan, Başbakanlığı süresince ekonomide işler sarpa sarınca faiz lobisine kızan lidere, saray ve uçağına yapılan harcamaların Hazine borçlanmasıyla finanse edilmesine en başta liderin destekçilerinin karşı çıkması gerekmez mi?

Öyle ya; faiz lobisinin ülkenizin kanını emdiğini düşünüyorsanız en başta ülkenin hazinesinin borç stokunu azaltma, bütçedeki faiz dışı harcamaları küçültme ve toplam tasarrufları artırmak için önce kamudan başlanması gerektiğini öne sürmeniz beklenmez mi?

Geçmişte, “Ne demek kredi kartı mağduru? Parayı sınırsız kullanıyorsun, ondan sonra ödemiyorsun. Sonra da kredi kartı mağduru oluyorsun, bu nasıl iş?” diyerek kredi kartı borçlularına çıkışan Erdoğan’a, saraylar yaptırıp lüks uçaklarla seyahat için kayda değer bir bütçe harcaması yaptıktan sonra, bizim de ‘ne demek faiz lobisi?’ diye çıkışma hakkımız doğmuyor mu?

“Hepi topu 1.8 milyar TL ne olacak?” demeyin; 2014 bütçe açığının yüzde 7’si, faiz dışı harcamalarının yüzde 0.5’i oranında. Hiç de az değil. Hazine verilerine göre; 2014 yılında anapara ve faiz toplam 157 milyar TL iç borç geri ödemesi yapan Hazine, toplam 128.1 milyar TL iç borçlanma yapmış olacak. Basiretle verilen harcama kararları, iç borçlanma ihtiyacını azaltıyor.

Cumhurbaşkanlığı için yapılan bu iki alandaki harcama yapılmasa, bir yıllık Hazine borçlanmasını kabaca yüzde 1.5 azaltmış olacaktı. Buradan da uzun vadeli faizleri belki de 20-30 baz puan aşağıda kılmak mümkün olabilecekti. Madem faiz lobisini alt etmek istiyorsunuz; basiretli harcama ve tasarruf tercihinde bulunmak birincil tercih olmalıydı.

Radikal / 05.11.14