‘McKinsey ile anlaşıp IMF MR’ından kaçıyorlar ama IMF’ye gidiş kaçınılmaz’ - Ceyda Karan

Mustafa Sönmez’e göre Erdoğan hükümeti, ekonomi yönetiminde ABD’li küresel danışmanlık şirketi McKinsey’le anlaşarak, özellikle yerel seçimler öncesinde IMF’in MR’ından kaçmayı hedefliyor. Ancak McKinsey olayının ‘abartıldığını’ söyleyen Sönmez, Türkiye IMF’ye gitmedikçe kriz tünelinden 2019’da da çıkamayacağını ifade etti.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 02 Ekim 2018
  • 09:24

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, Yeni Ekonomik Program (YEP) kapsamında, Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulacak ‘Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi'nin, ABD'li bir yönetim danışmanlık şirketi olan McKinsey'le çalışacağını açıklaması tartışmalara yol açtı. Ekonomi yönetiminin Amerikalılara havale edildiği yolunda eleştiriler eşliğinde Osmanlı dönemindeki ‘Duyun-u Umumiye' akıllara düştü. Hükümetin kısa süre öncesine kadar ‘dış güçlerin Türkiye'ye ekonomik savaş açtığı' söylemini kullanmış olması da eleştirileri katlarken, Türk ekonomisindeki krizin ülkeyi şimdilik ‘IMF'siz bir IMF programına zorladığı' değerlendirmeleri öne çıkıyor.

Gelişmeleri, iktisatçı ve yazar Mustafa Sönmez ile konuştuk.

‘AKP DIŞARIDAN GELEN PARAYLA YÜKSELDİ'

Mustafa Sönmez'e göre McKinsey ile ilgili Türkiye'deki muhalefetten getirilen eleştiriler çok abartılı. Bunun bir danışmanlık firması olduğunun altını çizen Sönmez, yapılan anlaşmanın da Erdoğan yönetimi boyunca ‘ekonominin dışarıdan gelen paralarla döndürülmüş olunması ancak artık rejimin artık dışarıdan para bulamaz hale gelmesinin' etkili olduğunu söyledi.

"Bunun çok abartıldığını düşünüyorum. Mckinsey dediğimiz şirket son tahlilde bir danışmanlık firması. Bu danışmanlık firmasına muhalefet yapıyoruz diye olmadık şeyler vehmedildi; ‘Gelip Türkiye'yi yönetecek. IMF misyonu yüklenecek' vs. diye. Muhalefet partilerinin de bu dolmuşa binmesi garip bir durum. Sonuçta bir danışmanlık firması. Bu rejim artık dışarıdan para bulamıyor. Fotoğrafı büyüterek bakalım. Bu ekonomi dışarıdan gelen parayla döndü, AKP bu parayla yükseldi. Şimdi bu para gelmiyor, AKP düşüşe geçti. Bu paranın mutlaka yerine gelmesi lazım. Ama bu para artık hem eskiden olduğu gibi ucuz değil hem de Türkiye'yi riskli, problemli, bu rejimi güvensiz buluyor. Dolayısıyla dışarıdan para gelmiyor."

‘AKP, YEREL SEÇİM YAKLAŞIRKEN IMF'YE GİDERSE KARİZMASI ÇİZİLİR'

Sönmez'e göre AK Parti'yi ayakta tutan dışarıdan parayı bulmanın tek bir yolu var: IMF'ye teslim olmak. Sönmez, Erdoğan yönetiminin yerel seçimlerden önce IMF'ye gitmeyeceğinin altını çizdi:

"Dışarıdan para bulmanın tek bir yolu var. IMF'ye gidip teslim olmak, IMF parasıyla çarkı döndürmek. IMF'ye iki nedenle gidemiyorlar. Bir, önümüzde yerel seçimler var. Bu şimdiye kadar ‘IMF'ye borçlarımızı ödediğimiz gibi bir de onlara borç verdik' diye halkın önünde yalan yanlış şeyler söylediler. Şimdi IMF'ye giderlerse karizma iyice çizilir. Hele yerel seçime giderken iyice çizilir. Bir bundan çekiniyorlar. İki, IMF'ye gittikleri takdirde IMF, Yunanistan'ı hatırlayın, bir girer bütün hesapları alt üst eder. Bunların halının altına sakladıkları, toplumdan gizledikleri, Saray bütçesinden tutun, bilmem mega projelerin bilmediğimiz sözleşmelerine kadar hepsini didik didik eder gerçeği görmek için ve gerçekte bu ekonominin ne kadar paraya ihtiyacı var görmek için. Şimdi böyle bir IMF MR'ından da kaçıyorlar. Onu en azından yerel seçim sonrasına erteliyorlar. Bundan kaçışları yok. Çünkü bütün veriler hızla kötüye gidiyor."

‘IMF'YE GİDİŞ KAÇINILMAZ'

IMF'nin kaçınılmaz son olduğunu söyleyen Sönmez, Erdoğan yönetiminin kaybolan güveni tekrar kazanmak için McKinsey ile danışmanlık anlaşması yaptığını ifade etti:

"Bugün sanayi PMI verisi geldi. Anormal bir düşüş var. Çarşamba günü enflasyon açıklanacak. İTO'nun enflasyonu yüzde 4 geldi. En azından TÜİK enflasyonu da yüzde 4 gelirse yüzde 22 yıllık enflasyon olacak. Verilerde hiçbir iyileşme yok. IMF'ye gidiş dolayısıyla kaçınılmaz. Şimdi o zamana kadar ne yapalım da görünüşü kurtaralım diye gidip McKinsey ile bir danışmanlık anlaşması yaptılar. McKinsey güya kefil olacak. Geldiler, bize açtılar hesaplarını, hesaplarına baktık, şöyle raporlar yazdıracaklar, onunla çıkıp piyasadan para istemeye, yani dışarıya bir güven verme ihtiyaçları var. Bu güveni de IMF ile veremediklerine göre gidip McKinsey'den satın almak peşindeler. Parayı bastırınca McKinsey de danışmanlığı üstlenir. Rapor yaz dediğinde o raporu da yazar."

‘MCKINSEY'E EN PARLAK RAPORLARI DA YAZDIRSALAR…'

Türkiye hükümetinin küresel ekonomi içerisinde çok fazla yol hatası yaptığını anlatırken, kendilerinin ‘IMF iyidir' demediklerini ve sadece somut olgulara dayalı değerlendirme yaptıklarının altını çizin Sönmez, "Bize kalsa bütün paradigmanın dağılmasını isteriz. Başka şeyler isteriz" vurgusu yaptı. Diğer yandan Ankara'nın sıkışmışlığına dikkat çeken Sönmez'e göre, Moody's'in, Fitch'in raporları dururken kimse McKinsey hazırladığı rapor doğrultusunda Türkiye'ye para vermez:

"Sıkıştığın zaman her şeye başvurursun. Gidersin düne kadar küfrettiğin Amerika'nın ocağından McKinsey'i çekip alırsın, parasını verirsin, raporunu yazdırırsın. McKinsey'e en parlak raporları da yazdırsalar, öbür tarafta Moody's'in, Fitch'in raporları dururken kimse kalkıp da McKinsey böyle yazdı diye Türkiye'ye para vermez. Ayın üçünde IMF dünya görünümünü açıklayacak. Türkiye'nin Yeni Ekonomik Program'daki hedeflerinin ne kadar gerçekçi olup olmadığını dünyaya duyuracak. IMF çaktırmadan yılda bir gelir, bütün bilgileri toplar. Ondan sonra bir tane rapor yazarlar. Nisan ayı raporunda ekonomi daha türbülansa, kriz tüneline girmeden, ‘İşler iyi gitmiyor. Türkiye'nin göstergeleri iyi değil' diye IMF rapor yazmıştı. Nisan'dan sonra zaten olanlar oldu. Bu yol IMF'ye gider derken hiçbirimiz kaçınılmaz olarak IMF'ye gideceksiniz ve IMF sizden iyidir demeye getirmiyoruz. Biz dışarıdan bakıyoruz ve diyoruz ki iki oyun planı var bu rejimin önünde. Ya top çevirecekler ama doğrusu bu durumdaki yönetimlerin hem bizim kendi deneyimimiz hem dünyadaki deneyimler gösteriyor ki bu duruma gelen IMF'ye gider. Bu bir temenni değil. Yarın CHP iktidara gelirse CHP de IMF'ye gidecek. Bu küresel ekonomi içerisinde bu kadar yol hatası yapılmış, araba böyle devrilmişse bu arabayı yeniden küresel oyun içerisinde yola koyabilmek için kaçınılmaz gideceğiniz lyer IMF'dir. Yani bu bir temenni değildir. Biz IMF'yi istemeyiz. Bize kalsa bütün paradigmanın dağılmasını isteriz. Başka şeyler isteriz. Bu oyunu oynuyorsanız sizin geldiğiniz yer IMF'liktir. Ama bunu geciktirirsiniz, yan yollara saparsınız o başka."

‘ARJANTİN İLE TÜRKİYE'NİN GÖSTERGELERİ ÇOK BENZER'

Sönmez, Arjantin ile Türkiye'nin benzer bir ekonomik süreçten geçtiğine değindi. Başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın Türkiye'de çok ciddi yatırımlarının olduğunu belirten Sönmez, yüzde 80'ini Avrupa'nın oluşturduğu 635 Milyar Dolar yabancı varlığı olduğunu söyledi:

"Arjantin'in göstergeleri ile Türkiye'nin göstergeleri çok benzer. Tek fark var. Arjantin kamu maliyesinde ciddi açıklar vermiş. Türkiye de borçlanma, ağırlıkla özel sektörün borçlanması. Ama özel sektörün borçlanması kamu borçlanmasına döner. Ondan hiç kaçamaz. Dolayısıyla burada gidilecek yer eninde sonunda IMF'dir. O zamana kadar AKP ne yapıyor? McKinsey diyerek ortalığı bir şey yapmaya çalışıyor. Ondan sonra bir Almanya'ya yaslanıyor. Ama şunu unutuyorlar. Merkel de IMF'ye gitmelisiniz dedi. Şimdi düne kadar Nazi dedikleri Almanya'nın da ocağına düştüler. Oradan bir şeyler bekliyorlar. Bu durumdaki bir ülkeye bütün uluslararası derecelendirme kurumları yatırım yapılamaz notu vermiş ve her gün bir başka bahaneyle bu notu indiriyorlar. Bunu Alman seçmen görüyor. Bu durumdayken Alman hükümeti ya da Alman firmaları kalkıp Türkiye'ye herhangi bir karşılıksız maddi yardım yaparlar mı? Burada bir risk var. Almanların ve Avrupalıların Türkiye'de gömdükleri çok ciddi bir para var. Hem kredi biçiminde hem doğrudan yatırım biçiminde hem borsaya yatırım biçiminde. Şu anda Türkiye'de 635 Milyar Dolar yabancı varlığı var. Bunun yüzde 80'e yakını Avrupa'nındır. Körfez ülkelerinin payı yüzde 10'dur. Amerika'nın daha düşüktür."

‘AVRUPA, TÜRKİYE'NİN DARALMASINI İSTEMEZ'

Erdoğan yönetiminin yanlış borçlanmalar yaptığının altını çizen Sönmez, Avrupa'nın Türkiye'deki ekonomik durumun böyle devam etmesini istemediklerini belirtti. Sönmez'e göre, Türkiye'ye ciddi bir para girişi lazım:

"Ama esas risk Türkiye'ye esas borç veren ve yatırım yapan Avrupa'dır ve başrolde de Almanya vardır. Dolayısıyla Türkiye'nin dağılıp gitmesi ve bu borçlarını ödeyemez duruma gelmesinden tabii ki endişe ve rahatsızlık duyarlar. Bir de unutmasın ki Türkiye, son tahlilde 81 milyonluk yanı başındaki bir pazardır. Avrupa, buranın daralmasını istemez. Bir de şunun farkına varmaya başladılar: ‘Ocağımıza düştünüz mü, biz size ayar vermesini biliriz.' Onların flörte yaklaşmalarının altında da bu var. Bir eksen değişimine rıza gösterdiler. Rusyaların İranların ekseninden Batı'ya doğru bir niyetleri var. O zaman biz de bu niyeti değerlendirelim. Kapımıza kadar geldiler, biz ayar verelim derdinde Avrupa. Ama buradan kimse karşılıksız bir para çıkacağını ummasın. İpleri ellerine geçirirlerse ki geçirmeye yakınlar o zaman Türkiye'ye onlar ayar vermeye başlayacaklar. Bir sihirli değnek gelip dokunacak, ekonomi güllük gülistanlık olacak diye bir şeyi kimse ummasın. Türkiye 2018'in ikinci yarısında girdiği bu kriz tünelinden 2019'da da çıkamayacak. IMF'ye gitmedikçe çıkamayacak. Çok açık. Çünkü Türkiye'ye dışarıdan ciddi para girişi lazım. Her ay 15 Milyar Dolar para girmesi gerekiyor. Yılda 180 Milyar Dolar para gelmesi gerekiyor. Bu parayı kimse kolay kolay çıkarıp vermez. Ancak ve ancak gider IMF ile anlaşma imzalarlar, IMF ‘Tamam, ekonomi kontrolüm altında' der. Ondan sonra yatırımcılar ‘IMF duruma el koymuştur, biz de belli yatırımlar yapabiliriz' derler. Bir de şanssız durum şu: Dünyada şimdi öyle bir iklim var ki kimse Türkiye'ye yatırım yapmaya bayılmıyor. Çünkü dünyada Fed faizleri yükseltti. Amerika ciddi bir yatırım çekiciliğine sahip. Keza Avrupa iyi kötü belini doğrultuyor. Hindistan, Çin var. Şimdi durup dururken niye Türkiye'ye para getirsinler ki? Bu para aslanın ağzında, bulunması çok zor. AKP yönetimi çok yanlış işler yaptı, çok yanlış borçlanmalar yaptı. Şimdi bedeli maalesef ödenecek."

Sputnik / 02.10.18