Kriz, sosyalizmi hatırlattı

Koronavirüsün hayatımızı nasıl etkilediğini söylemeye gerek yok. Gittikçe büyüyen bir endişe ile her birimizi kapsama ihtimali olan gelişmeleri izliyoruz.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 21 Mart 2020
  • 18:31

Başlangıçta sadece bir coğrafyayla sınırlı sanıldığı için ABD’li Cumhuriyetçiler, salgın ülkelerini vurmadan önce ABD için asıl tehlikenin “koronavirüs değil, sosyalizm” olduğunu söylüyordu. Bunu Peter Nicholas’ın “Salgında Liberterler Yok” başlıklı yazısından öğrendim ben de. Nicholas, yazısında geçen ay bir Muhafazakâr Politik Eylem Konferansı yapıldığını, konferansın ana temasının da “Amerika mı, Sosyalizm mi?” olduğunu belirtiyor.  Konferansta bazı konuşmacılar sosyalizmi bir tür koronavirüse benzetmişler. Başkan Donald Trump’ın üst düzey ekonomik danışmanlarından biri olan, aynı zamanda Beyaz Saray’ın koronavirüs görev gücünde de yer alan Larry Kudlow, “Virüs Amerikan ekonomisini batırmayacak, Amerikan ekonomisini çökertebilecek ya da düşürebilecek şey sosyalizmdir” demiş meğer.

Çok değil, kısa bir süre sonra Trump virüsün ciddiyetini fark ettiğinde önlemleri sıklaştırmaya başlayacaktır ama. Firmalara devlet desteği vermekten, mali açıdan zor duruma düşenlere yardım etmek istediğinden söz edecektir. Virüs nedeniyle durgunluk yaşayan seyahat endüstrisindeki firmalar için vergi ertelemeleri yapılacağını söylemektedir. Tüm bunlar bile ABD için “sosyalist” sayılacak vaatler. 

Nicholas’ın yazısında görüşlerine yer verdiği Columbia Üniversitesi’nde siyaset teorisi profesörü Jean Cohen de zaten bu önlemleri serbest piyasa kapitalizmine uygun görmediğini belirterek “Bu kontrollü kapitalizm ya da müdahaleci devlet veya demokratik sosyalizm uygulamasıdır. Kâr elde etmek yerine kamu yararına hizmet etmek istiyorsanız yapılması gereken budur” diyor. 

New York Times yazarı Farhad Manjoo da “Cumhuriyetçiler Herkes İçin Medicare (Tıbbi Bakım Sigortası) İstiyor, Sadece Bu Hastalık İçin” başlıklı yazısında herkesin bu salgın ve benzeri kaos durumunda sosyalist olduğunu iddia ediyor. 

Buna örnek olarak da çalışanlarına yarar sağlamaktan çoğunlukla uzak duran firmaların koronavirüsten zarar gören en düşük maaşlı elemanlarına bile ödeme ve koruma planları uygulamaya başlamalarını gösteriyor. Bunlardan biri de şu Uber; hükümetin işçileri için para harcamaya zorladığı bu firma nihayet ücretli iznin o kadar da kötü olmadığını kabul etti diyor Manjoo. Uber, virüsü kapan ve karantinaya alınan sürücülere iki haftaya kadar ödeme yapılacağını da söylemiş. Birkaç teknoloji devi, salgın sırasında çalışamayan çalışanlarına ödeme yapmaya devam edeceklerini belirtirken Amazon, depo işçilerini eksik vardiyalardan sorumlu tutmayacağını açıkladı mesela Manjoo’dan öğrendiğimize göre. 

Daha sonra politikacıların harekete geçtiğini söyleyen Manjoo, Trump yönetiminin son olarak işçiler için federal düzeyde bir ücret artışı teklifini gündeme getirmeye hazırlandığını da hatırlatarak birdenbire herkesin sağlık hizmetlerinin hükümetçe finanse edilmesinin yararlarını keşfettiğine dikkat çekiyor. Trump yönetiminin Kongre’ye Covid-19’a yakalanmış ABD’lilerin tedavisi için hastanelere yeniden ödeme yapmayı düşünmesi karşısında, “sosyalleşmiş tıbba” karşı olan Cumhuriyetçilerin komik duruma düştüğünü belirtiyor. Manjoo’nun şu cümlesi pek hoş: “Herkes salgın sırasında sosyalist oldu.”

Ama şunu da eklemeyi ihmal etmiyor tabii: “Gerçek şu ki, hastalık izni vs. gibi işçi koruma politikalarının çoğu, yalnızca koronavirüs krizinde geçerlidir. Cumhuriyetçilerin küresel sağlık hizmetlerine ilgisi geçici. Sadece bu hastalık için herkese Medicare’i savunuyorlar. Liderlerin Amerikan işgücünün sağlığının ulusun gücü için önemli olduğunu fark etmesinin bir salgınla olması gerçek bir utançtır.” 

Bedeli, sola kayış

Muhafazakâr İngiliz gazetesi The Telegraph’ın yazarı Jeremy Warner de koronavirüs nedeniyle yaşananlardan çıkardığı sonucu “Normal Kurallar Artık Geçerli Değil - Bedeli Sola Kayış Olacak” başlıklı yazısında belirtiyor. Warner’a göre, Covid-19’a karşı savaş, hükümetin çok daha kolektivist ve müdahaleci bir yaklaşım getirmesinde kalıcı bir etkiye sahip olacak” diyor. Yani daha ortaklaşa bir tutum izleyecek hükümet, demek istediği bu. 

Tarihin tekrardan ibaret olduğunu Warner da biliyor. On yıl önce yaşanan Mortgage krizinde daha kolektivist bir yaklaşım gereğinden söz edildiğini anımsatarak daha sonra yeniden kemer sıkma politikalarına dönüldüğünü belirtiyor.  

İngiliz siyasi ortamında Warner’a göre bugünkü kriz durumundan önce de “toplum diye bir şey yok” bireyciliğine karşı güçlü çıkışlar vardı. “Bu daha da güçlenecek” diyor. Warner’in en çarpıcı tespiti, Covid-19’un “içimizdeki en iyiyi ortaya çıkaracak” sözleri. “Zor zamanlarda daha şefkatli, paylaşımcı tutumlar belirgindir. Ama şimdi aynı zamanda sola doğru bir kayma ve eşitsizliğe karşı hoşgörüsüz bir tutum göreceğiz.” 

Warner, İngiltere’nin “Savaş sürecinde, otoriter komünizme yakın, planlı, merkezi olarak kontrol edilen bir ekonomiye sahip” olduğunu da iddia ediyor. “Zorunluluktan ötürü benzer bir ekonomik modelin başladığını görebiliyoruz” diyor. 

Mustafa K. Erdemol – Cumhuriyet / 21.03.20