10 Kasım ‘altın ittifakı’: Koç, Albayrak, Çinliler… - Bahadır Özgür

Türkiye’de ideolojik ve kültürel ayrımın sembolik tarihlerinden kabul edilen 10 Kasım günü yayınlanan bir ruhsat listesi, ülkenin zenginliklerinin paylaşımı söz konusu olduğunda, sermayenin tek sancak etrafında nasıl birleştiğinin delili oluyor.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 24 Kasım 2020
  • 11:34

Tokat’ın Erbaa İlçesi’nde açılacak altın madenine karşı çıkan yaşlı kadın, titreyen sesiyle isyan ediyor: “İstemiyoruz. Razı değiliz. Beşikteki çocuklar bile razı değil. Biz zaten bir kere göç ettik Rumeli’den. İstemiyoruz kızım. Dini imanı olan buraya gelsin.” (Video için bkz.)

Sıradan yaşamının ortasına bomba gibi düşen altın madeni, rant hissini, bize de pay düşer mi kaygısını değil; Balkan Harbi’nden, Kurtuluş Savaşı’ndan bugünlere uzanan asırlık bir bilinç akışını ortaya çıkarıyor. Tarihi kendi ömrüyle sınırlı görmeyenler için bu sözlerin kıymeti; kültürel kimlikleri, imajları birbirine tamamen zıt sermaye gruplarının, 10 Kasım’da nasıl kaderlerinin birleştiğini görünce, daha iyi anlaşılıyor.

Ama önce, her olayda seçim haritasını açanları zahmetten kurtaralım. Evet, son seçimde de Tokat AKP’nin, Erbaa MHP’nin oldu. Onlara verilebilecek bilgi bundan ibaret. Hayatı kör bir bıçakla ikiye ayıran gerçeklere geçelim şimdi…

Madenciliğe açılan Boğalı ve Sakarat Yaylaları 2000 metre yüksekliğinde kimsenin malı mülkü olmayan, uçsuz bucaksız verimli araziler. Anadolu bozkırlarının sınırındaki son ladin, gürgen, çam ormanları ile çevrili. Her türlü hububatın yanında üzüm, tütün ve meyve-sebze yetişiyor. Birkaç yıldır çilek tarımı da yaygınlaştı. Arıcılık ve hayvancılık ezelden beri yapılıyor zaten. 

Burayı, 2011-17 yılları arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını yapmış Ömer Özbay’ın CEO’su olduğu Verusa Holding cehenneme çevirecek. Holding, 2018 yılından sonra üst üste aldığı ruhsatlarla Türkiye’nin ve bölgenin en büyük boksit madeni rezervlerine de el koydu. Ruhsat sayısını sürekli büyüten şirketin 2020’nin ilk 9 ayındaki kâr artışı yüzde 348.

***

Erbaa’daki maden, Türkiye’nin yaşadığı hızlandırılmış çevresel yıkımın son örneklerinden. Lakin madencilik haritasını açtığımızda ne kadar vadi, yayla, orman alanı varsa ruhsatlandırıldığını görüyoruz. Talan zinciri ise yandaş şirketlerden eski-yeni, büyük-küçük her türden sermaye grubuna uzanıyor. Esas tehlike de burada baş gösteriyor esasında.

Toprağa yönelik bu hunharca saldırı için yıllarca pusuda beklendi, planlar hazırlandı, AKP despotizminin yarattığı uygun iklimle de büyük taarruza geçildi. Savaş arabalarının dizginlerini “öngörülebilirlik-şeffaflık-kurumsallık” isteyenlerle, kefen giyenler beraberce tutuyorlar.

Türkiye’de ideolojik ve kültürel ayrımın sembolik tarihlerinden kabul edilen 10 Kasım günü yayınlanan bir ruhsat listesi, ülkenin zenginliklerinin paylaşımı söz konusu olduğunda, sermayenin tek sancak etrafında nasıl birleştiğinin delili oldu.

Koç Holding her yıl olduğu gibi bu 10 Kasım’da da büyük beğeni toplayan yeni Atatürk’ü anma reklamını yayınladı. O saatlerde, Kaz Dağları’nın çeperindeki altın madeni için yaptığı işletme ruhsatına da onay alıyordu.

Yine 10 Kasım günü, AKP’nin ilk özelleştirme dalgasında, seramik bayisiyken Eti Gümüş’ü ve Söğüt Seramik’i ucuza kapatan; ardından elektrik dağıtım ihalelerinde Toroslar ve Osmangazi bölgelerini alan Yıldızlar SSS Holding’e ait 3 S Madencilik, Gümüşhane ve Artvin’deki altın madenleri için işletme ruhsatına kavuştu.

Şirketin kurucuları, Osmanlı sarayına uzanan kökleriyle övünüyorlar. Ertuğrul Gaziyi Anma ve Söğüt Şenlikleri’nin finansörüler. Ankara’da Osmanlı eserlerinin sergilendiği Selahattin Yıldız Müzesi’ni kurdular. Altın yağması resminde, Osmanlı bakiyesi de tamam yani.

Devam edelim…

Bu kadar Avrasyacı politikanın bir getirisi olmalı. 10 Kasım listesindeki Kastamonu Daday için arama ruhsatı alan PSG Madencilik, 16 Ocak 2019 günü kurulmuş Çin sermayeli bir şirket. Aynı gün aynı isimler, başka maden şirketleri de kurdular. Yakında sahaya çıkarlar.

Ve son isim, daha önce madencilikte adını pek duymadığımız, ama geri kalan her yerde karşımıza çıkan Albayrak Holding’in yöneticilerine ait Ağa Madencilik. Şirketin kurucuları Bayram Albayrak ve Faruk Albayrak. Onlar da Afyon Emirdağı’nda altın arama ruhsatıyla 10 Kasım günü buluştu.

Emirdağı, asırlardır Yörüklere kucak açıyor. 13'üncü yüzyıldan beri hayvancılık yapılıyor burada. 2019 verilerine göre yaylada 145 bin koyun, kalanı da keçi olmak üzere toplam 154 bin 935 küçükbaş hayvan varlığı tespit edilmiş. Çevreyle beraber yok olacak yaşama ve zenginliğe dair bir fikir veriyor rakamlar.

AKP iktidarı alelacele on binlerce dönümlük alanı siyanürlü altın madenciliğine açtı. Bölgeye ilk koşan, Uşak Kışladağı ve İzmir Efemçukuru felaketlerinin müsebbibi Kanadalı Eldorado Gold’du. Elinde 13 bin 640 dekarlık yerde arama ruhsatı var.

İşte size minnet duygularıyla dolu mesajlarının yayınlandığı bir 10 Kasım gününün farklı hikayesi.

***

2. Dünya Savaşı yıllarında Milli Korunma Kanunu sayesinde servetlerini artıran tüccarlardan birisi de Vehbi Koç’tu. Meşhur “çürümüş lastik ithalatı” skandalı üzerine söyledikleri, Türk burjuvazisinin mayasını oluşturan “etken maddeleri” gösteren bir reçete olarak tarihe kaydedildi:

“1926’dan 1936’ya kadar kendimin dürüstlüğü için her türlü yemini edebilirim. 1936’dan 1946’ya kadar ise ahlakımız bozuldu.”

O bozulan ahlakın toprağı bile çürütecek yoğunluğa ulaştığına tanık oluyoruz artık.

Dönüp baştaki videoyu, bu sözlerle beraber yeniden izleyelim. Zira, sahte Cumhuriyetçilerin de din bezirganlarının da safını, tıpkı altının çamurdan ayrışması gibi ayrıştırıyor.

Gazete Duvar / 24.11.20