25 Mayıs pazartesi, her yıl olduğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri’nde kutlanan Anma Günü’ydü. Amerikan Silahlı Kuvvetleri’nde hayatını kaybedenleri hatırlamak, anmak ve gayri resmi olarak da yazın başlangıcı kabul edilen bugün; tüm ülkede genelde barbekü partilerinin yapıldığı, açık yüzme havuzlarının yaz sezonuna girdiği gün olarak da bilinir. Minneapolis, Minnesota eyaletinin büyük kentlerinden birisidir. Geçtiğimiz pazartesi akşamüstü, şehir merkezindeki gıda satan bir dükkandan polise, sahte evrak ile alışveriş yapıldığı ihbarı yapılıyor. Amerika Birleşik Devletleri, korona virüs salgınından oldukça olumsuz etkilendi. Nisan ayı işsizlik oranı %14.7’ye ulaştı. 1933’de yaşanan Büyük Buhran’da bile işsizlik oranı %25 idi. Bu sebeple insanlar devletten gıda yardımı için pullar alıyor. Detayını hala bilmiyoruz ancak sanırım marketten gelen şikayet bu yönde: Sahte evrakla alışveriş.
Olay yerine polisler intikal ediyor. Marketin önünde arabasının ön kısmında oturan 46 yaşındaki Afriko-Amerikan George Floyd’u görüyorlar. İlk polis bilgilerine göre içkili olduğu söyleniyor. Polis, arabasından uzaklaşmasını istiyor. Floyd da komutlara uyuyor ve polis kendisini arabadan uzaklaştırıyor. Bu esnada polis ters kelepçe takıyor. Güvenlik kamerası görüntülerinde Floyd’un polise direnç göstermediği açıkça görülüyor. Daha sonra polis, kendisini arabadan uzak bir duvarı kenarına çekiyor. Bundan sonra Floyd’un polis aracının sağ arka kısmına doğru yere yatırılmasına neyin sebep olduğu şu an için bilinmiyor. Ancak sosyal medyada da geniş izlenme sayılarına ulaşan bir videoda, bir polis memurunun dizini Floyd’un boynuna bastırdığı, Floyd’un ters kelepçeli ve yüzükoyun yerde yattığı görülüyor. Video’da “nefes alamıyorum”, “lütfen, nefes alamıyorum” dediği duyuluyor. Bunun dışında olay yerinde, dizini Floyd’un boynuna bastıran polis memurundan başka 3 polis memurunun olduğu görülüyor. Hatta bunlardan bir tanesi de dizini bastıran polis memuruna engel olmaya çalışan ya da durumun ciddiyetini anlatmaya çalışan yoldan geçenleri engellemeye çalışıyor. Daha sonra olay yerine ambulans geliyor ve Floyd hastaneye kaldırılıyor. Kaldırıldığı sağlık merkezinde yerel saat ile 21:25’de hayatını kaybediyor.
George Floyd, birçok Amerikalı gibi çalıştığı işyerinin kapanması üzerine işsiz kalmıştı. Arkadaşlarının çok sevdiği birisi olarak biliniyordu. Arkadaşları onun iş aradığını, hiç kimseyle problemi olmayan bir kişi olduğunu söylüyor. Polisin ilk yazılı açıklamasında olayın, “polisle etkileşim halindeyken tıbbi bir sebeple ölüm” olarak nitelendirdi. Ancak kısa bir süre sonra Belediye Başkanı, Floyd’un ölümüne sebep olan 4 polisin görevlerine son verildiğini açıkladı. Floyd’un ailesi olayla ilgisi olan 4 eski polis memurunun cinayet ile yargılanmasını istiyor. Bu arada konu federal seviyede soruşturulmaya başlandı ve FBI konuya dahil oldu. Yerel polisin açıklamasında olayla ilgili polis memurlarının vücutlarındaki kameraların olay boyunca kayıt yaptığı ve olayın aydınlatılmasında bu kayıtların kullanılacağı söylendi. 5 dakika boyunca boynuna bastırarak ölümüne sebep olan eski polis memurları ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldılar. Adli tıp ve FBI raporu savcılığa teslim edildikten sonra olayın detayları daha iyi anlaşılacak.
Olayın ardından binlerce gösterici Floyd’un hayatını kaybettiği kavşakta protesto eylemleri yaptı. Zaman zaman polis göstericilere göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle müdahale etti. Protestocular polis arabalarını camlarını kırarken, birçok binaya grafitiler çizdiler.
Bu son olay 2014 yılında gözaltındayken yine polisin nefes almasına engel olarak ölümüne sebep olduğu bir başka Afriko-Amerikalı Eric Garner olayını akıllara getirdi. Garner yine bir cep telefonu kaydında “nefes alamıyorum” diyordu. Aynı şekilde o da hayatını kaybetti.
Amerika Birleşik Devletleri’nde siyahlara karşı polis şiddeti yeni değil. 2015 yılında Michael Brown isimli bir başka Afriko-Amerikalı’nın polis tarafından vurularak öldürülmesi ve ardından Ferguson’da başlayan protestolar, polis şiddetine ve sistematik ırkçılığa karşı olarak ortaya çıkan “Black Lives Matter” siyah hareketini tüm dünyaya duyurdu. Bu arada son zamanlarda bu tür olayların yoldan geçenler tarafından cep telefonu kameraları ile kaydedilmesi, bazı durumlarda canlı olarak sosyal medyadan yayınlanması, siyahların yaşadıkları bu tür polis şiddeti ve benzeri olayları daha ön plana çıkarmaya yarıyor. Daha önce birçok olayda güvenlik görevlilerinin polis kamerası kayıtlarını değiştirdikleri ve soruşturmaları manipüle etmeye çalıştıkları biliniyor. Toplumsal bilinç ve farkındalık her geçen gün artıyor. Ancak siyahlara karşı polis şiddeti aynı hızda devam ediyor.
Ergin Koçyıldırım
Pittsburgh Üniversitesi Öğretim Üyesi, Pediatrik Kalp-Damar Cerrahı
Gazete Duvar / 28.05.20