İşgücü piyasalarına ilişkin verilerin yorumlanmasında büyük bir karışıklık söz konusu. TÜİK’in resmi verileri, mart-nisan-mayıs ayları ortalamasının geçen senenin aynı dönemiyle karşılaştırıldığında işsiz sayısının 427 bin kişi azalmış olduğunu (3 milyon 775 bin kişi) ve işsizlik oranının da yüzde 12.8’e gerilemiş olduğunu dile getirmekte. TÜİK’in açıklamakta olduğu resmi “açık” işsizlik verileri, referans dönemine görece son bir ay içerisinde iş arayıp da bulamayanları ve iki hafta içerisinde de işbaşı yapmaya hazır 15 yaş üstü kişileri kapsıyor.
Ulusal ekonomide sanayi üretiminin nisan ayında yüzde 40 ile 60 arasında daralmış olduğu, 3.5 milyon işçinin “kısa çalışma ödeneği” programı altında “istihdam ediliyor” diye nitelendirildiği koşullar altında TÜİK’in paylaşmakta olduğu “açık” işsizlik verileri, işgücü piyasalarında yaşananları açıklamaktan uzaktır. Türkiye ekonomisi ne yazık ki karşılaştırmalı gelişmekte olan piyasa ekonomilerine görece Covid -19 salgınının yarattığı ekonomik ve sosyal krizden en derin etkilenen ülkeler arasındadır. Resmi veriler ise “Avrupa standartları” ve benzeri savlarla ulusal ekonomide yaşanan tahribatı istatistik tanımlarının ardına gizlemektedir.
İşgücü piyasalarına ilişkin alternatif istatistiksel hesaplamalar, bağımsız araştırmacılar yanında DİSK’in Araştırma Dairesi tarafından da düzenli paylaşılmaktadır. DİSK-AR uzmanları en son olarak Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Covid -19 salgınının yarattığı iş kayıplarını yakından izlemek üzere geliştirdiği metodolojiyi kullanmaktadır. Buna göre Covid -19 nedeniyle çalışılmayan su¨reler istihdam kaybı olarak hesaba katılmakta ve salgın nedeniyle meydana gelen toplam fiili iş kayıpları bulunmaktadır.
Bu metodolojinin ulaştığı sonuçlar çarpıcıdır:
-
Covid -19 nedeniyle meydana gelen fiili iş kaybı 9.4 milyon kişidir. Böylelikle, nisan ayı itibarıyla yeniden hesaplanan geniş tanımlı işsiz sayısı (tam zamanlı istihdam kaybı dahil) son bir yılda 10 milyon 759 artış göstermiş ve 17 milyon 722 bin kişiye yu¨kselmiştir.
-
İstihdamdaki daralma cinsiyet eşitsizliklerini de beraberinde yansıtmaktadır. DİSK uzmanlarının bulgularına göre geniş tanımlı işsizlik oranı erkeklerde Nisan 2019’da yüzde 16.5 iken 2020’de yüzde 25.9’a, kadınlarda ise Nisan 2019’da yüzde 26.5’ten 2020’nin nisan ayında yüzde 34.1’e yükselmiştir.
-
Kadın emeği, işgücüne katılmaktan giderek vazgeçerken bir yandan da evde artan sosyal sorumluluklarla baş etme uğraşındadır. Nitekim kadınlarda Nisan 2019’da toplam işgu¨cu¨ne katılma oranı yu¨zde 52.9 iken, Nisan 2020’de bu oran yu¨zde 47.2’ye değin gerilemiş durumdadır.
Resmi verilere geri dönersek, son derece dar kapsamlı tanımlamalar altında dahi TÜİK verileri Nisan 2019’da 28 milyon 199 bin olan toplam istihdamın, son bir yılda 2 milyon 585 bin kişi azalarak 25 milyon 614 bine gerilemiş olduğunu belgelemektedir. Gerçekten işbaşında olanların sayısı ise bir yılda tam 7 milyon 100 bin kayba uğrayarak, 20 milyon 456 bin kişiye gerilemiştir.
80 milyon nüfuslu “yeni” Türkiye, nüfusunun sadece dörtte birini işbaşında tutabilmektedir!
Cumhuriyet / 15.07.20