Guardian: Erdoğan ne tür bir adalete bağlı kalmak istiyor?
İngiltere'de yayınlanan Guardian gazetesinin, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü kutlamalarına ilişkin başyazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'idam' açıklamalarına değinildi.
Yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "toplu intikam" arayışında olmasının endişe verici olduğu ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişiminin yıldönümünde Guardian için bir köşe yazısı kaleme almıştı.
Erdoğan Guardian'a yazdığı yazıda "Darbe girişiminin püskürtülmesi demokrasi tarihi için bir dönüm noktasıdır. Diktatörlerin yönetimi altında yaşayan herkes için bir ilham ve umut kaynağı olacaktır. Maalesef Türkiye'nin müttefikleri, özellikle de Batılı dostları, olanların önemini kabul edememişlerdir" mesajını vermişti.
'Ne tür bir adalet?'
Pazartesi günü Guardian gazetesinin iç sayfalarında yer verilen bir başyazı, Erdoğan'ın gazete için kaleme aldığı köşe yazısında kullandığı "Adalete bağlı kalmaya devam ediyoruz" ifadesini hatırlatarak başlıyor.
Yazının devamında, "Asıl soru, Erdoğan'ın ülkesinin ne tür bir adalete bağlı kalmasını istediği" deniliyor.
Erdoğan darbe girişiminin birinci yıldönümü için İstanbul'da düzenlenen etkinliklerde "Bu hainlerin kafasını kopartacağız" açıklamasını yapmış, destekçileri de bunun üzerine "idam" çağrısında bulunmuşlardı.
"FETO'nun yalnızca FETO olmadığını, PKK'nın yalnızca PKK olmadığını, DEAŞ'ın yalnızca DEAŞ olmadığını çok iyi biliyoruz" diyen Erdoğan; tüm bu örgütlerin arkalarında kimlerin olduğunu çok iyi bildiklerini söylemişti.
Erdoğan, "Ama piyonu ezip geçmeden kaleleri alamaz, şahı da mat edemeyiz. Onun için önce bu hainlerin kafasını kopartacağız" demişti.
Guardian'ın yazısına göre, idamın geri getirilmesi Türkiye'yi "hem dış hem de iç siyasette geriye götürür". AB üyelik müzakerelerinin sona erdirilmesi, bu risklerden biri:
"İdam cezası sadece vahşi ve ahlak dışı değil, aynı zamanda idamın caydırıcı etken olduğu kanıtlanmış da değil. İdam, bir tehlike varlığını başka yollarla da koruyabilecekken, tehlikeli olduğu düşünülen herhangi birini ortadan kaldırmaya hak tanıyor.
'Sıradan Türkler askeri diktatörlüğe dönmek istemedi'
"Seçilmiş siyasilerin generaller tarafından devrilmesi yanlış olurdu. Türk F-16'ları ülkenin Meclis'ini bombaladı. Ancak sıradan Türkler, askeri diktatörlüğe geri dönmek istemedi ve statükoyu savunmak amacıyla sokağa çıktı. Muhalefetteki siyasiler de darbe girişimini kınadılar.
"Batılı güçler, milyonlarca mülteciye kapısını açan ve onlara bakan, NATO üyesi bir ülkedeki darbe girişimini kınamak için öne çıkmakta gecikerek, Türkiye'yi yüzüstü bıraktı. Güçlü adam da, demokrasiyi yeniden kurmak yerine, güçlerini sıklaştırma arayışına girdi."
Cezalandırmanın "ulusal kimliği oluşturmak" için bir fırsat olarak düşünülmemesi gerektiği de vurgulanan yazı, şu ifadelerle sonlandırıldı:
"Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi yeniden biçimlendirme amacındaki fikirleri, birçok nedenden dolayı kaygı verici - en önemlisi de, toplu cezalandırmaya dayanıyor olmaları."
Times: Erdoğan 15 Temmuz etkinliklerini gücünü artırmak için kullandı
İngiliz Times gazetesi, Pazartesi günkü başyazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü etkinliklerini "düşmanlarının canına okumak ve gücünü artırmak için kullandığını" yazdı.
"Ankara'nın Sultanı" başlıklı yazıda, darbe girişiminin İstanbul'da yapılan yıldönümü etkinliklerinde Erdoğan'ın "destekçilerini toplama", ayrıca gözaltı ve tutuklamaları "meşrulaştırma" fırsatı bulduğu belirtildi.
İstanbul'daki etkinlikler için "Gösterişli dili ve tehditkar tonuyla bir Sovyet komünist partisi prodüksüyonuna" benzediği görüşünü paylaşan gazete, yazıda şu ifadelere yer verdi:
"Kimse darbeye direnmek için sokaklara çıkan insanların cesaretinden şüphe etmiyor. Hiçbir Batılı hükümet darbeyi hoşgörmezdi ve hoşgörmedi de. Erdoğan ve partisi ise, şimdi CIA'i gizlice darbecileri desteklemekle suçluyor. Ancak Batı'yı ve Türkiye'deki birçok insanı rahatsız eden, duygusal Cumhurbaşkanı'nın etkinlikleri düşmanlarıyla ve siyasi muhaliflerle hesaplaşmak için nasıl kullandığıydı."
Erdoğan Nato müttefiklerini alarma geçirdi
Darbe girişimi sonrası geçtiğimiz bir yılda yaklaşık 150 bin kişinin tutuklandığı, gözaltına alındığı, kovulduğu ya da görevden alındığı kaydedilen yazıda, Erdoğan'ın dış politikada attığı adımlara da dikkat çekildi:
"Erdoğan IŞİD'e karşı savaşan Kürt gruplara saldırarak ABD'yi kızdırdı. Bir Rus jetini düşürerek, Vladimir Putin'le yakın bir ittifak kurarak ve son dönemde Katar'a olan ambargosu sonrası Suudi Arabistan'a meydan okuyarak, Nato'lu müttefiklerini alarma geçirdi."
Yazıda Erdoğan'ın yaptığı 'Nazi' benzetmesi ile "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) olası üyeliğini belirleyecek olan Almanya ve Hollandalı liderlere de hakaret ettiği" belirtildi.
Times'ın Kılıçdaroğlu röportajı
"Ama bunların hiç biri Erdoğan'ı kaygılandırmıyor" diye devam eden yazıda, "Cumhurbaşkanı Türkiye'yi düşman dış güçlerin mağduru gibi resmederek, destekçilerine onları ve Türk'ün haysiyetini ayakta tutacağını söyleyerek başarıya ulaştı" denildi.
Öte yandan, Times'ın başyazısına göre Erdoğan "kendilerini güçten ve nüfuzdan dışlayan dindarlar ile laikler arasındaki ayrımı kasten ateşlemekle" suçlanıyor.
Yazıda, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülük ettiği Adalet Yürüyüşü'nün de bunun bir tezahürü olduğu yorumuna yer verildi.
Times gazetesi, etkinliklerden izlenimler ve kısa analizlerle, darbe girişiminin yıldönümü etkinliklerine geniş yer verdi.
Gazetenin muhabiri Hannah Lucinda Smith'in Kılıçdaroğlu ile yaptığı röportaj, Adalet Yürüyüşü'nü merkezine aldı. Kılıçdaroğlu röportajında Türkiye'yi "demokrasiye geri döndürme" sözü verdi.
Bundan sonra daha fazla sokak protestosu düzenleyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz 15 Temmuz darbe girişiminin karşısındayız. Yaşananları, insanların demokrasi mücadelesi olarak görüyoruz. Ama diğer yanda da, Saray'ın 15 Temmuz'u var. Saray darbe girişiminden yararlandı ve beş gün sonra olağanüstü hâl ilan etti. Buna 'Saray'ın darbesi' diyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve partisi için "Artık terör örgütleriyle birlikte hareket etme noktasına geldi" açıklamasını yapmıştı.
"Terörist tanımını kabul etmiyorum, hatta buna gülüyorum" diyen Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi:
"Özgür bir ruhum olduğu gerçeğiyle baş edemiyorlar. Eğer biri demokratik olmayan bir kültürden geldiyse, benim yürüyüşüme de terörist yürüyüş diyecektir."
BBC Türkçe / 17.07.17