Darbeden sonra Mısır’a ilk gelişim. Cuma akşamları sokağa çıkma yasağı 19.00’da başlıyor. Uçağım yasaktan sonra indiği için insanların neredeyse üst üste yaşadığı Kahire caddelerini gece bomboş buluyorum. Gündüz dolaştığınızda ortalıkta darbe olduğunu anlayacağınız hiçbir şey görmüyorsunuz. Eskiden de her yerde asker-polis vardı, şimdi de. Darbe konusunda Kahire’de bizim 27 Mayıs’a has kafa karışıklığı mevcut. Birçok laik, sosyal demokrat hatta liberal olana ikide bir ‘darbe’ dememe bozuldu. Bir tanesi sonunda şakayı patlattı: “Şuna light darbe de anlaşalım.” Güldüm geçtim. Buradaki genel hava Muhammed Mursi’nin liderliğindeki Müslüman Kardeşler’in (İhvan) Mısır’ı yönetmeyi beceremedikleri konusunda ortaklaşıyor. İhvan’dan konuştuğum insanlar bile bu konuda zaafları olduğunu kabul ediyor.
Ancak buradaki esas sıkıntı İhvan’ın devrime ihanet etmesi, Mısır’ı yönetememesi, Mursi’nin Museviler ve Hıristiyanlar için “Domuz ve maymun torunu bunlar” demesine rağmen özür dilememesi değil. Esas sorun toplumun çok büyük bir kesiminin darbeyi meşru kabul etmesi. Dahası darbe sonrası Müslüman Kardeşler’e karşı girişilen savaşa olur vermesi.
‘Mursi rezil etti’
Devrim sırasında devlete karşı net duran iki aktivistle konuştum. Modern dansçı Adham Hafez ve ressam Shayma Aziz’i tercih etmemin iki önemli nedeni oldu. Adham Bey Mursi’yi iyi tanıyor. Okuduğu dans okulunu Mursi parlamentodayken kapattırmaya çalışmış. Böyle okulların ‘fahişelik ve homoseksüelliği yaydığını’ iddia etmiş ve hatta bir meclis komisyonu kurarak Adham Bey’in ifadesini almış. Ancak bir ‘gay görünümlü erkekle aynı odada bulunamayacağı’ için doğrudan konuşmak yerine bir odaya kamera kurdurmuş ve ifadesine öyle başvurmuş.
Shayma Hanım için devrimin ‘kırmızılı kadını’ diyebiliriz. Son eylemler sırasında Reuters muhabirinin çektiği bir fotoğrafı uluslararası basın tarafından çok kullanılınca birden ünlenmiş. Adham ve Shayma darbe konusunda netler. Müslüman Kardeşler’in Mısır’ı rezil ettiğini ve devrimi Mısırlılardan çaldığını söylüyorlar. Yanlış anlaşılmasın, İhvan’a doğrudan karşı değiller. Biri İhvan’a vermiş oyunu rejim geri gelmesin diye.
“Peki İhvan’ın öğrenmeye zamanı olmadı, ordu darbe için düğmeye basmadı mı?” diye soruyorum. Edham “Öğrenme ne? 3 ayda Mısır’ı kalkındıracağız diye iddiada bulunan biri yönetmeyi bilmiyor muydu! Elbette biliyordu. Ve demokrasi yerine yeni Mübarek olmayı seçti” diyor.
Shayma Hanım’ın içi rahat değil. Darbeyi meşru görmüyor ama yanlış da demiyor: “Bir otoriter kurum geldi, Mursi diktasını devirdi.” “Biri seçilmiş, diğeri ordu” dediğimde kabul ediyor, “Darbeler normal koşullarda gayri meşrudur ama Mısır normal bir ülke değil” deyiveriyor.
Selefilerin tavrı
Genel olarak Mısır toplumunun büyük bir kısmının hatta El Nur Partisi gibi Selefilerin dahi “Darbe istemem ama yan cebime koy” diye özetlenebilecek bir tavırları var. Müslüman Kardeşler dışında gerçekten küçük bir kesim darbeye açıkça karşı. Liberaller suskun. Büyük çoğunluk açıkça destekliyor. Ben bu kadar popüler bir darbe hayatımda görmedim. Mısır, Türkiye toplumunun 27 Mayıs’ta yaptığı hatayı yapıyor. Büyük bir hızla darbeci General Sisi’yi başkan yapmaya hazırlanıyor. Her yerde Sisi posterleri... İhvan’a karşı girişilen acımasız cadı avını da İhvan dışındaki bütün kesimler destekliyor. Kimsenin yanıtlayamadığı soru ise “İhvan’ın içindeki bazı grupların 1990’lardaki gibi silahlı mücadeleye başlaması durumunda ne olacağı...” Bir kafede buluştuğum ve adını vermek istemeyen bir gazeteci bu soruya şöyle cevap veriyor: “Önce bir güçleri kalıp kalmayacaklarını göreceğiz. Kalanını da asker temizler. Bu sefer İhvan’ı Erdoğan bile kurtaramaz. Bittiler.” “Bu kadar eminsen neden ismini vermiyorsun?” diye soruyorum. Yanıtı Şarkiyatçı ve şaşırtıcı: “Mısır’da işler belli olmaz.”
Radikal / 11.11.13