Hırsızlığa bir de bu eklendi. E-devlet şifresi hırsızlığı başladı. Bilindiği gibi işçi sendikalarına e-devlet kapısı aracılığıyla üyelik 7 Kasım 2013 tarihinde başladı.
Artık işçiler e-devlet kapısı üzerinden sendikaya üye olabiliyor ve üyelikten ayrılabiliyor. 6356 sayılı yeni sendikalar yasası ile 1983-2013 arasında uygulanan noter mekanizması ortadan kaldırıldı. Böylece yıllardır eleştirilen işçilere ve sendikalara maddi olarak ciddi külfetler getiren ve sık sık kötüye kullanılan antidemokratik bir mekanizma ortadan kalkmış oldu.
Ancak noter mekanizması ile karşılaştırıldığında daha basit ve kolay bir yol olan e-devlet kapısından üyeliğin de çeşitli riskler içerdiği uygulama öncesinde dile getirilmişti. 7 Kasım 2013 tarihli BirGün’de yazdığım “E-sendika üyeliğinin artıları ve eksileri” başlıklı yazımda bu tehlikelere işaret etmiştim.
Söz konusu yazıda işverenlerin, çalışanlardan e-devlet şifrelerini almak yoluyla onları izlemek, sendikadan istifa ettirmek veya işverene yakın bir sendikaya üye kaydetmek gibi kanunsuz uygulamalarının gündeme gelebileceğini belirtmiştim. Nitekim “necip” Türk sermayesi beni yanıltmadı! E-devlet kapısı üzerinden üyelik konusunda yasadışı yollara başvurmaya başladılar.
Noter mekanizmasının uygulandığı dönemlerde, işverenler bu mekanizmanın cılkını çıkarmıştı. İşçileri notere götürerek veya noteri bizzat fabrikaya götürüp işçileri sendikadan istifaya zorlamak veya işverenin istediği sendikaya üye yaptırmak veya noterlerden bilgi sızdırmak bu dönemin yaygın uygulamalarındandı. Özellikle noterin işveren tarafından işyerine götürülmesi ve işçilerin sendikal tercihlerine müdahale edilmesi ayyuka çıkmıştı.
E-devlet uygulaması ile bu tür hak ihlallerinin ortadan kalkacağı ileri sürülüyordu. Ancak usulsüzlüğün ve hak ihlallerinin kitabını yazan kurnaz işverenler bu işin de çözümünü bulmuş durumda: Şifre hırsızlığı. Son günlerde yaşanan örnekler bunun kanıtı.
İzmir Torbalı’da kurulu Yatsan fabrikasında işçilerin e-devlet şifrelerinin işveren ve işveren vekilleri tarafından alındığı ve işçilerin işverenin istediği sendikaya üye yapıldığı ve bu yolla işyerinde DİSK’in örgütlenmesinin engellendiği kamuoyuna yansıdı.
Benzer bir gelişme Manisa’da kurulu ve Petrol-İş Sendikasının örgütlenmeye çalıştığı Standart Profil (Ege) işyerinde yaşandı. İşveren vekili işçilere baskı yaparak e-devlet şifrelerini almış ve sendikadan istifa ettirmişti. Böylece Standart Profil işvereni Petrol-İş’in bu işyerinde örgütlenmesini engellemek için kullandığı yasadışı yöntemlere bir yenisini eklemişti.
Yine Petrol-İş Sendikası’nın örgütlenme çalışmaları yürüttüğü Laspar işyerinde ise inanılmaz bir uygulama yaşandı. Petrol-İş’in işyerinde örgütlenmesini engellemek isteyen işveren, Türk-İş üyesi bir başka sendikanın şube yöneticileri ile birlikte işçileri PTT’ye götürerek e-devlet şifrelerini almalarını sağlamış. Daha sonra bu şifrelere sendikanın şube başkanı tarafından el konulmuş ve işçiler arzuları dışında bir başka sendikaya üye yapılmış.
Anlaşılan bu örnekler önümüzdeki günlerde artacak gibi. E-devlet uygulamasından tedirgin olan ve engellemek için uğraşan işverenler bunda başarılı olamayınca şimdi en iyi bildikleri yönteme başvuruyorlar. E-devlet şifresi hırsızlığı yapıyorlar.
Açık bir suç olmasına rağmen işverenlerin bu yönteme pervasız biçimde başvurmasının nedenlerinden biri sanırım ülkede hukukun çivisinin çıkmış olması, bir diğeri ise çoğu durumda suç ortağı “makbul” sendikalar bulabilmeleridir.
E-devlet şifresi hırsızlığı işçinin anayasal hakkını ayaklar altına alıyor. Ne noter mekanizması ne de e-devlet kapısından üyelik çözümdür. Çözüm işçinin sendikal tercihini özgürce ortaya koyabileceği referandum mekanizmasının uygulanmasıdır. Referandum olmadığı sürece her yöntem işverenler tarafından kötüye kullanılabilir. Tek kelime ile çözüm referandumdur.
Birgün / 06.03.14