Dün dolar kuru 2.39’a vurduğunda Merkez Bankası bir açıklama yaptı; Salı akşamı karar verici Para Politikası Kurulu (PPK) olağanüstü toplanacak ve karar gece 12’de açıklanacaktı. Bu açıklama dolar kurunu 8 kuruş düşürüverdi. Ama saatler içinde, sadece içeride değil tüm gelişen ülke ekonomileri için önem taşıyan bir gündem oluşturuverdi.
Çünkü Türkiye’nin diğer gelişen ülkelerdeki piyasaları etkileme kapasitesi yüksek. Malum son bir hafta TL’deki sert değer kaybı diğer gelişen ülke paralarını da aşağı çekmişti. PPK toplantısına atıfta bulunan yatırım bankası SocGen, dün yazdığı rapora “TCMB: Tüm dünya seni izliyor” başlığını koyarken bu düşüncede idi. TCMB’nin finansal stresi kontrol etme çabasının başarısız olması halinde felaket potansiyeli olduğunu; Türkiye’nin, diğer gelişen ülkelere ‘domino etkisi’ yaratmak açısından yeterince büyük olduğunu not ediyordu.
Ara PPK toplantısı açıklamasına ilk tepki, Merkez Bankası’nın bu kur artışına karşı sert bir faiz artırım kararı alacağı yönünde idi. Ama birçok soru birbirini de izlemeye başladı.
1. Merkez Bankası’nın bu sabaha planlanmış bir toplantısı vardı zaten; yılın ilk Enflasyon Raporu kamuoyuna açıklanacak, basından gelen sorular yanıtlanacak. Enflasyon kadar, bunda etkili döviz kurunun seyri ve faiz oranına dair sorular da olacak. Bugün sorulacak temel soru şu: Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri nerededir? Merkez Bankası enflasyon tahmini yaparken faizleri nerede tutacağını varsayıyor?
2. Madem bu sabah rapor açıklanacak ve basından gelen sorular yanıtlanacaktı, neden dün akşam toplanıp karar alınmadı? Adı üzerinde, olağanüstü toplanıyorsanız kararı alır ve açıklarsınız kamuoyuna. Neyi bekliyorsunuz? Böyle yaptığınızda önceki ‘sabıka’ nedeniyle “Başbakan’dan izin alacaklar” dedirtirsiniz. Yok, başka bir nedeni varsa Enflasyon Raporu’nu bir gün sonraya ertelersiniz. Hem de PPK’da aldığınız kararı daha iyi anlatırsınız.
3. Merkez Bankası’nın ne yapacağına dair belirsiz bir hava kimi zaman etkili olur mu? Olur. Dün de öyle oldu; dolar kuru 2.39’dan 9 kuruş düştü. Olağanüstü toplantı ile olağanüstü kararlar gelecek ve Merkez Bankası “piyasayı ezecek” beklentisi ile. Bu, en azından piyasanın hala Merkez Bankası’ndan çekindiğinin iyi bir göstergesi; yeter ki bankayı yönetenler araçları kullanmayı istesin.
4. Madalyonun diğer tarafı şu; ‘dövizi ezecek’ beklentisini yaratan faiz artışı ve diğer önlemler gelmezse kur yeniden düşmeden önceki yere fazlasıyla geri döner. Daha kötüsü, sonrasında; bankanın ‘olağanüstü’ davranışı artık ciddiye alınmaz.
5. Benim tahminim, banka 2011’de olduğu gibi yüzde 5-12’lik bir faiz koridoru açıklayabilir. Faizin bir süre yüzde 10-12 arasında seyrine izin vererek, sterilize edilmemiş müdahaleler ile kuru aşağı çekmeye çalışabilir. Her ne karar alınırsa ve ‘dağ fare doğurdu’ sonucu yaratırsa işler daha zor olacak demektir.
Radikal / 28.01.14