17 Aralık operasyonu sonrası yükselen tansiyon bir türlü inmiyor.
Bu süreçte en çok tartışılan konulardan biri de telefon dinlemeleri.
Son 15 yıldır yürütülen önemli adli soruşturmalarda, telefon dinleme tutanakları, soruşturmaların içeriğinden daha fazla değer bulur hale geldi.
Devletin güvenlik birimlerinin sistematik telefon dinleme uygulamaları 1970’li yılların öncesine kadar uzanıyor.
Sayısal haberleşme sistemlerin gelişmeye başladığı 1990’lı yılların ortalarına kadar, telefon dinlemeleri hep PTT santralleri üzerinden yapılıyordu. Telefonu dinlemeye alınması planlanan kişiye ait telefon hattı, abonenin bulunduğu bölgedeki PTT santralindeki görevlilerin gözetiminde hattın fişinin paralel sisteme takılmasıyla gerçekleşiyordu.
Halen kullanılan “fişin takılması” ve “fişin çekilmesi” deyimleri buradan doğdu.
Dijital sistemler olarak adlandırılan sayısal iletişim sistemlerinin gelişmesi, telefon dinleme sistemlerinin de modernleşmesini sağladı.
1990’ların ikinci yarısında araç telefonlarıyla başlayan ve cep telefonlarıyla devam eden mobil iletişim araçlarının yanı sıra, bilgisayar teknolojisinin yarattığı fiber optik kablolama sistemleri, güvenlik birimlerinin telefon dinlemeleri konusunda elini kolaylaştırdı.
Peki bugün nasıl yapılıyor dinlemeler?
Fiber optik kablo ağı
Yasal dinlemeleri kontrolle görevli kurum Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı.
Türkiye’de halen üçü GSM, biri de sabit hat olmak üzere dört servis sağlayıcı şirket ile TİB’in Gölbaşı’ndaki merkezi arasındaki özel fiber optik kablo bulunuyor. Bu sistem MİT, emniyet, jandarmanın dinleme yapmasını sağlıyor.
Mahkeme, savcılık veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amiri tarafından verilen dinleme kararı, aynı anda TİB’e ve dinlemeyi yapacak olan kurumun merkezine bildiriliyor. Bu merkezler, MİT’te müsteşarlık, emniyette Emniyet Genel Müdürlüğü, jandarmada ise Jandarma Genel Komutanlığı.
TİB ile talepte bulunan birim, kararın hukukiliğini de araştırmakla görevli. Sorun yoksa, dinlemenin başlatılması için TİB’deki teknik takip birimine talimat gönderiliyor.
Bu aşamadan sonra, dinleme talebinde bulunan numaranın türüne göre TİB, ilgili servis sağlayıcı şirketle temas kuruyor ve hattın TİB’e yönlendirilmesi sağlanıyor.
TİB bu noktada dinleme yapmıyor, numarayı kullanan hattı, talebi yapan birime doğrudan yönlendiriyor. Dolayısıyla, dinlemeyi direkt olarak mahkemeden karar çıkartan güvenlik birimi gerçekleştiriyor.
Bu amaçla, TİB merkeziyle MİT, emniyet ve jandarmanın 81 ildeki taşra teşkilatlanması arasında fiber optik kablolama sistemi kuruldu. Böylelikle, dinlemeyi yapacak birim, yasal kararı çıkarttıktan sonra tamamen kendi olanaklarıyla telefon dinlemesini gerçekleştiriyor. Elbette, bu işlemlerin hepsi bilgisayar sistemleri üzerinden gerçekleşiyor.
Modernizasyonun etkisi
2000’li yılların ilk döneminde telefon dinleme sistemi özellikle emniyette farklı yöntemle işledi.
Örneğin, A kentinde yapılacak bir operasyon çerçevesinde belirlenen telefon hattı / hatları için alınan kararlardan sonra operasyonda görevli polisler o kentten Ankara’ya gelir ve bilgileri operasyonu yapacak kente aktarırdı.
Ancak, yıllar içinde bu sistemin yarattığı verimsizlik nedeniyle, aynı zamanda TİB’in de gelişmesiyle TİB ve iller arasında doğrudan fiber optik sistemler kurularak telefon dinlemeleri yapılmaya başlandı.
Mevcut uygulamada, hem TİB, hem de ilgili güvenlik birimlerinde “ikili” karar inceleme mekanizması olmasına karşın, halen farklı kişiler adına farklı telefon ya da IMEI numaraları üzerinden mahkemelerden yasal dinleme kararları alınabiliyor. Öyle ki, anımsanacağı gibi, yakın geçmişte, yasal dinleme kararını veren yerel mahkeme başkanı hakim, kendi cep telefonunun IMEI numarasıyla talepte bulunulduğu için kendi hakkında da dinleme kararı verdi.
İnsan unsuru
Telefon dinlemelerinin yerel unsurlara bırakılması sonrasında yaşanan bazı aksaklıklar hükümeti bu konuda da 17 Aralık operasyonu sonrası harekete geçirdi. Bu konuda henüz kesinleşmemekle birlikte denetimi ağırlaştıran bazı düzenlemelerin yapılacağı yönünde bilgiler kamuoyuna yansıyor.
Yasal düzenleme ilk oluşturulduğu dönemde oldukça sağlam olarak tanımlanmıştı, ancak gelinen süreçte, araya insan unsurunun girmesiyle birlikte, işlerin farklı boyuta gelmesinin kaçınılmaz olduğu da anlaşıldı. Sonuçta, yasal telefon dinlemeleri her ne kadar teknoloji kullanılarak gerçekleştirilse de teknolojiyi kullanan “insan unsuru”nu guzak tutmamak gerekiyor.
Milliyet / 13.01.14