Çin ile Suriye arasında Suriye’nin “kuşak yol” projesine dahil olması için mutabakat zaptı imzalandı. Çin’in Suriye savaşının daha en başından özellikle BMGK’de veto yetkisinin kullanarak Rusya ile birlikte Suriye’nin yanında yer alması sonucu beklenen bir hamleydi.
Suriye cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın daha 2009 yılında sözünü ettiği “Beş Deniz Projesi” aslında zaten Çin’in modern İpek Yolu projesine uyumluydu.
Beş Deniz projesi Akdeniz, Kızıldeniz, Basra Körfezi, Hazar Denizi ve Karadeniz’i birbirine bağlayan, bölgedeki bütün ülkelerin AB benzeri bir şekilde birbirine entegre etmeyi amaçlayan bir projeydi. Ancak Tahmin edileceği gibi hemen her aktörün bir diğerleri ile birçok başlık altında amansız bir mücadele içinde olduğu bölgemizde hoş bir sadadan ibaretti ve Arap Baharı adı verilen süreçte o dönemde başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirilen “Şamgen” düşüncesi ile birlikte rafa kaldırıldı.
Suriye’de savaş Esad’ın aleyhine sonuçlansaydı muhtemelen değişik bir senaryo konuşuyor olacaktık ancak şimdilerde Beş Deniz olmasa da İran’ın da parçası olduğu Kuşak Yol projesi Suriye için de konuşuluyor.
Bu hamle birkaç sonucu düşündürüyor. ABD Obama döneminden bu yana Oratdoğu’da son düzenlemeleri yapıp Çin’e yönelmeye çalışıyor. Son dönemde Ortadoğu’da yaşanan yumuşak iklim buna bağlanabilir. Çin ise Kuşak Yol projesi ile zaten küresel çapta meydan okuduğu ABD’nin “boşalttığı” Ortadoğu’yu da kendi projesine dahil etmek istiyor. Suriye öncelik tanınan ülkelerden. Bir yandan küresel hegemonya savaşında ABD karşısında verdiği mücadeleden dolayı. İkinci olarak Suriye’nin yakın zamanda başlaması beklenen yeniden imar sürecindeki pasta ile ilgili olarak. Bunlarla da sınırı değil. Suriye de Akdeniz’den başlayıp Humus – Kara’ya kadar uzanan gaz yataklarına sahip. Geçtiğimiz günlerde Palmira taraflarında yeni gaz sahalarının keşfedildiği haberleri de geçildi. Suriye petrol zengini değil, petrol rezervleri büyük değil ve kalitesi de rantabl sayılmaz, ancak yine de savaş öncesinde parsel alıp araştırma yapanlar arasında ABD, Fransa, Kanada gibi ülkelerin yanında Çin de vardı. Şimdi artık diğerleri yok sadece Rusya, İran ve Çin var.
Kısaca Suriye’deki ekonomik yeraltı potansiyeli, imar ekonomisi ve ABD’ye karşı Ortadoğu’da yeni bir “üs” olma potansiyeli Çin’in ekonomik savaşında önem arz ediyor.
Çin’in İpek Yolu’nun bir kolu Tahran, Bağdat, Deyrizor’un Irak sınırındaki ilçesi El Bukemal üzerinden Fırat nehri boyunca devam ediyor, Deyrizor ve Rakka sonrası Halep’e oradan da Lazkiye’ye ulaşıyor. Böylece Çin Karadan ulaştığı Lazkiye limanını önemli bir lojistik merkezi olarak kullanabilir.
Şam tarihte İpek Yolu’nun en önemli duraklarından biriydi. Yüzlerce yıl önce kullanılan hanlar halen ayaktadır. Bu hanlarda tarihteki ilk senetlerin / çeklerin kullanıldığı anlatılır.
Çin’in modern projesinde Tahran’dan gelen diğer kol Şam’a ve ardından Beyrut’a ulaşıyor. Çin’in büyük patlamadan sonra Beyrut limanının inşasını kullanma karşılığı istemesinin sebeplerinden biri de buydu. Çin Beyrut limanı için Lübnan ile anlaşabilirse Akdeniz’e açılan iki limana sahip olacak ki büyük avantaj elde edecektir.
Anlaşmanın ortaya çıkardığı diğer sonuç ise Suriye’nin bu anlaşma ile Batı’ya karşı taviz vermeyeceğini de ilan etmesi oldu. Bazı Arap ülkelerinin Suriye ile ilişkileri yeniden başlatması, Fransa’nın Suriye için diplomat ataması gibi gelişmeler sonrasında bile Suriye Batı’yı kızdıracak adımlar atmaya devam ediyor. Halen Batı’nın ekonomik yaptırımları altında inleyen bir ülkenin kaybedecek neyi olabilir ki?
Suriye ile Çin arasında somut işbirliğinin adımlarının atılması Rusya ve İran’ı da rahatsız etmez. Rusya Çin ile dikkatli bir birliktelik içinde, İran ise nükleer çalışmaları ile ilgili görüşmelerin olumlu sonuçlanma olasılığı olsa da artık hayal kurmak yerine “sahanın gerektirdiği” gibi hareket ediyor ve o da Çin ile kendisini çeyrek asır ve daha sonrasında da bağlayacak anlaşmalar yapıyor. Böylece Rusya, Suriye ve İran üçlüsü bir yerde daha buluşmuş oluyorlar.
Çin Suriye savaşı döneminde vetolar dışında çok aktif görünmedi. Ancak ABD ile küresel mücadelesi bundan sonra daha da sertleşebilir ve Suriye adımı zamanlama açısından tam da “karşı adımların atılması gerektiği döneme” denk geldi.
Rusya Suriye ile birlikte Ortadoğu’ya tekrar dönmüştü, üstüne Çin de gelecek. Ortadoğu bir hayli kalabalıklaşacak.
soL / 18.01.22