İktidarın ‘asrın projesi’ olarak ilan ettiği KKTC’ye denizden su taşıma işi, bir ‘ihale’ skandalına dönüşüyor. Hattın Mersin açıklarında patlayan borularının tamiratı için yine ihale yasasının meşhur 21/b maddesinden çılan ihaleye yine kamuoyunun yakından tanıdığı ‘yandaş’ şirketler çağrıldı. Üstelik deniz hattı 630 milyon liraya ihale edilmişken, onarımın tahmini maliyeti 499 milyon lira olarak belirlendi. Peki en uygun teklifi kim verdi dersiniz? İşte size yeni bir, ihaleyle yandaş ihya etme hikayesi daha…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘asrın projesi’ olarak ilan ettiği ve “Dünyada ilk kez uygulanan bir mühendislik çalışması” dediği KKTC Deniz Geçiş İsale Hattı’nın temeli 2011’de atıldı. 2015 yılında da deniz geçişindeki son boru monte edilerek hizmete açıldı.
Türkiye tarafında inşa edilen Alaköprü Barajı’nda toplanan yıllık 75 milyon metreküp su, denizin 250 metre derinliğine döşenen ‘askıda geçiş sistemi’ ile KKTC tarafında inşa edilen Geçitköy Barajı’na iletiliyordu. Farklı etaplardan oluşan projenin ihaleleri 2012 yılında tamamlandı ve toplam maliyeti 1.6 milyar lira olarak açıklandı.
Projenin ‘dünyada ilk kez’ denilen bölümünü oluşturan deniz geçiş hattı ihalesi, 630 milyon lira bedelle Malezyalı Sigur Ros Sdn Bhd- Kalyon İnşaat ve Kutay İnşaat iş ortaklığına verildi.
Geçen ocak ayında hattın Mersin’in 5 mil açığında bulunan bölümünde boruların patladığı anlaşıldı. Olayın ortaya çıkmasından sonra Sabah gazetesi başta olmak üzere ‘havuz medyası’, hatta terör örgütlerince sabotaj düzenlendiğini iddia ettiler. Daha sonra trolle avlanan balıkçılara suç atıldı.
Ancak Devlet Su İşleri (DSİ) 15 Ocak günü bir açıklama yaparak, olayın teknik nedenlerden kaynaklandığını söyledi. Açıklamada sabotaj veya trol avcılığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, şöyle denildi:
“Olayın, bölgedeki olumsuz hava şartları nedeniyle denizde meydana gelen dip dalgasıyla deniz tabanına döşenen son borudan sonra askıya geçen ilk borunun yerinden çıkması neticesinde teknik nedenlerden meydana gelmiştir.” Açıklamanın ardından hattın tamiratının yaklaşık 35 milyon liraya mâl olacağına dair haberler yayınladı.
DSİ Genel Müdürlüğü İçme Suyu Daire Başkanlığı Kamu İhale Yasası’nın meşhur 21/b maddesine göre ihale açtı. İhalenin yaklaşık maliyeti 499 milyon 825 bin 632 lira olarak belirlendi. İhaleye kamuoyunun yakından aşina olduğu 6 şirket çağrıldı. Makyol, ilk oturumda elendi. Limak 492 milyon 700 bin; Kolin 518 milyon; Fernas 530 milyon 701 bin; Özaltın 554 milyon 700 bin 24 liralık teklif sundu. En düşük teklifi veren ise, 483 milyon 830 bin lira ile hattı inşa eden Kalyon oldu.
İhale bu haliyle onaylanırsa Kalyon, ortakları ile beraber 630 milyon liraya inşa ettiği hattı, onarmak için de bu sefer 483.8 milyon lira alacak. Tüm projenin maliyetinin 1.6 milyar liraya mâl olduğu düşünülürse, DSİ’nin tamirat için ödeyeceği para ihalelerin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya çıkarıyor.
Bu arada pandemi döneminin gölgesinde kalan olayla ilgili olarak 15 Mayıs günü CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kağan Salıcı’nın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesini de yeniden hatırlatalım:
* Maliyeti 1.6 milyar doları aşan, ‘asrın projesi olarak nitelendirilen’, Cumhurbaşkanı’nın ‘Dünyada ilk kez uygulanan bir mühendislik çalışması’ diye övgüyle bahsettiği proje için ilk yapıldığı sırada neden yedek boru üretilmemiş ve sadece 2 boru için söz konusu proje aylardır aksamaktadır, bu nasıl bir mühendislik zekasıdır?
* Onarım ihalesinin maliyeti de dikkate alındığında, projenin tekrar hayata geçmesi ile birlikte suyun birim maliyetinde herhangi bir değişiklik olacak mı?
* Onarım ihalesiyle birlikte üretimi gerçekleşecek 10 adet borunun birim maliyeti ile emsal boruların piyasa rayici dikkate alındığında, boruların piyasa koşullarından daha pahalıya ürettirildiği iddiası doğru mudur?
Gazete Duvar / 10.06.20