Direnen emekçilerin, işçilerin her zaman yanında olan Necdet Özsaygın'ı 6 Ağustos günü kaybettik. O, her zamanki gibi o gün de bir eylem alanındaydı.
Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde, ölüm orucundaki avukatlar için gerçekleştirilen nöbette kalp krizi geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. Son nefesine kadar yüreği, mücadele edenlerin yanında atmıştı. Necdet abiyle, KHK direnişlerinde güler yüzlülüğüyle tanışmıştık. Gönüllü muhabirlik yaparak emekçilerin sesini, mücadelesini topluma duyurmaya çalışırdı. Bizler onu KHK direnişinde tanısak da, o Zonguldak maden işçilerinin direnişinden bugünlere kadar birçok eylemde direnenlerin yanı başındaydı. 68 yıllık hayatında, son ana kadar da sokaklarda olmaya devam etti. Mücadeleden kopan, kendi kabuğuna, dünyasına çekilen birçok yaşıtlarının aksine Necdet abi, hep meydanlarda, mücadele içinde olmayı seçti.
Kalp krizi, normal bir ölüm şekli gibi görülebilir. Ancak Necdet abinin ölümünün asıl sorumlusu, adliye önlerinde sıcağın altında insanları bekleten, “adalet” arayışına yönelten dümeninde AKP’nin oturduğu kapitalist düzendir. Necdet abinin her onurlu insan gibi haksızlık karşısında tarafı netti.
Necdet abi, 68 yaşında adliyenin önünde kalp krizinden kaynaklı hayatını kaybetti. Bugün "normal ölüm" olarak gösterilen birçok şeyden emekçiler can vermekte. Koronavirüs nedeniyle, patlamalarda, iş cinayetlerinde onlarca insan hayatını kaybediyor. Bu sömürü sarmalında hiçbir ölümün nedeni ne yazık ki “normal” olmuyor.
Necdet abi hayatını kaybetti. Onun gibi milyonlarca emekçinin hayatını cehenneme çeviren bu sisteme karşı mücadelemiz devam ediyor. Necdet abi de bu mücadelenin büyümesi için çaba harcayan, yanında, arkasında yürüyen büyük destekçilerinden biri olarak her daim yanımızda olacak…
Işıklar yoldaşı olsun!
İstanbul'dan bir DGB'li