“Bize insan gibi davranılsın istiyorum”

Adıyaman'da konteyner kentte kalan Suriyeli bir emekçi ile 6 Şubat depreminden bu yana yaşadıkları ve güncel sorunları üzerine konuştuk.

  • Mücadele postası
  • |
  • Güncel
  • |
  • 01 Ekim 2023
  • 12:30
ikon

Adıyaman'da konteyner kentte kalan Suriyeli bir emekçi ile 6 Şubat depreminden bu yana yaşadıkları ve güncel sorunları üzerine konuştuk.

-6 Şubat depremleri yaşandı. Biz öylesi zor günlerde mültecilerin hedef gösterildiğini gördük. Depremzede mülteci babaların enkaz başında beklerken saldırıya maruz kaldığını gördük. Siz 6 Şubat depreminden nasıl etkilendiniz, neler yaşadınız?

Depremin ilk gününde bizim evimiz yıkıldı. Biz aile olarak on üç kişiyiz. Çıktık, sokakta resmen yağmurun altında kaldık. Ne aracımız var ne bir şey var girdik bir yere. Ertesi gün sabah Suriyeli olduğumuz için kovalandık. Bir dostumuz vardı, geldi bir yere götürdü bizi. Yani oturulmayacak şekilde bir yer. İnşaat durumunda, kapısı, penceresi yoktur. Pencerelere, kapılara battaniye takarak üç günde orada oturduk. Üç günden sonra Narlıkuyu koordinasyon alanına geldik. Alan zaten depremin ilk haftası burada açıldı. Alana geldik. Arkadaşlar sağ olsun aldılar, bize ayrımcılık yapmadılar. Demediler de bu Suriyeli bu Arap'tır, bu Kürt'tür. İhtiyaçlarımızı da gördüler. Çocukların hemen elbisesini, kıyafetten, çoraptan her şeye kadar sağladılar. Aynı şekilde kadınlara da pek çok şey dağıttılar sağ olsunlar. Isıtıcı da verdiler. Elektrik de vardı. Yani o gün biz depremi unuttuk. Buraya gelince gerçekten depremi unuttuk. 

-Seçimden sonra iktidar böyle çok dışlayıcı, ırkçı, düşmanlaştırıcı cümleler kurmaya başladı. İnsanlara sürekli kimlik soruyorlar. Eğer mülteciyse anında geri gönderme merkezlerine gönderiyorlar. İnsanlar arasında düşmanlaştırma politikası başladı. Siz güncel olarak bu düşmanlaştırıcı söylemlerden etkileniyor musunuz?

Tabii ki, yani etkilenmez olur muyuz? Bize diyorlar ki “Bizim kanunlarımız var kanunlara uyun”. Ben bir yere gideceğim gitmek zorundayım da. Gidiyorum Göç İdaresine yol belgesi istiyorum, izin istiyorum. Diyorlar ki “senin gitmen yasaktır.” Ben kanuna uyup geliyorum sen bana izin vermiyorsun. Ben nereye gideceğimi söylüyorum, kaç gün kalacağımı söylüyorum, işimin ne olduğunu söylüyorum, her belgeyi veriyorum gene ona rağmen yok diyorlar. Bu sefer ben mecbur kalıyorum özel bir arabada yolcu olarak kaçak gidiyorum, kaçak geliyorum. Mecbur bırakıyorlar, mecbur bırakmasalar benim de işime gelmez mi? Normal otobüsle gitsek 300 TL o araca binince en az 1000 TL. Aslında bana diyorlar ki sen kaçak git. Bana bıraksalar ben izin-yol belgemi alırım rahat rahat gider gelirim.

Tekstilde makinacıyım en kötü şartlarda 15 bin TL almam gerekiyor ama ben de asgari ücret alıyorum ve sigortasız çalıştırılıyorum. Ben asgari ücretle bu çocuklara ne yedirebilir ne içerebilirim. Kiralık ev arıyoruz, bulamıyoruz. Bulunan en kötü ev 7-8 bin TL. Ben de fatura ödemedim, çocuğuma bir şey yediremedim. Çocuğum bugün okula gidecek. Kırtasiye ihtiyaçlarını en ucuza karşılamak bile 2-3 bin TL, ben bunları nasıl karşılayıp da çocuğumu okula gönderebileyim.

-Okullar açıldı. Ancak mülteci çocuklarını okullara almıyorlar. Bu sorunu bize anlatabilir misiniz?

Benim evim yıkıldı depremde. Çocuğumu yeni kayıt edeceğim. Şimdi benim evim yıkılmış orada çocuğu okula gönderemem. Yakında okul var, burada bize ne diyorlar, nakil getirin. İkametiniz yoktur diyorlar, ben gavur değilim zor bir şey istemiyorum, hırsızlık yapmıyorum, yanlış bir şey yapmıyorum tek istediğim çocuğum okusun diyorum. Diyorlar ikametiniz burada değildir. Tamam da benim evim yıkıldı ben bir çadır kentte kalıyorum şuan daha yeni konteyner kent oldu. Ben çocuğu nereye göndereyim? Bu okul kabul etmiyor o okul kabul etmiyor. Neden? Mülteci olduğumuz için. Ben sana demiyorum çocuğa bak, masrafını karşıla, kıyafetini ver. Hatta ben bir okula çocukları yazdırmak istedim çok uzaktı, serviste tutarız dedik. Çocuk başına 1500 TL para istediler. Ama o okul bile kabul etmedi.

-Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

İnsan olarak söyleyeceğim: Biz burada keyfimize göre değil, mecbur olduğumuz için kalıyoruz. Bizim başımıza gelen kimsenin başına gelmesin. Bize insan gibi davransınlar başka bir şey istemiyoruz. Kötü insanları kimse bir yere kabul etmez, ister Türk olsun ister Suriyeli olsun kimse kabul etmez. Bize ailelerimize insan gibi davransınlar istiyorum.

Kızıl Bayrak / Adıyaman