Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın mücadelemiz!

Bir yanda milyonları elinde bulunduran, diğer yanda malı mülkü olmayan milyonlar; yaşamak uğruna, ekmek için mücadele eden, emeğin en büyük zenginliğini yaratanlar... İşte bugün bu iki sınıfın bir araya geldiği bir gündür 1 Mayıs. Yani 1 Mayıs, bir hesaplaşma ve kavga günüdür. Yaşamı yaratan işçi ve emekçilerin sömürücülere karşı bir araya gelip, yarattığı o büyük zenginliği bir avuç asalağın elinden kurtarmak için savaştıkları bir gündür. Bu sene 1 Mayıs'ı koronavirüs salgını ile karşılıyoruz. Salgının ciddi boyutlara vardığı, milyonları açlık, sefalet, işsizlik hatta yaşamıyla tehdit ettiği bu süreçte 1 Mayıs'ın anlam ve önemi daha da yakıcı bir hale gelmektedir. Durum böyle iken bizler bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirmeli, bu sömürü düzenini yıkmak için mücadeleyi büyütmeliyiz!

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’dan bir DGB’li

***

Yolumuz işçi sınıfının yoludur!

1 Mayıs işçi sınıfı için mücadele, birlik ve beraberlik açısından ne denli anlamalıysa biz gençlik için de yani geleceğin işçileri için de ayrı bir anlama sahiptir. Bugün insanlığı felaketlere, yoksulluğa, sefalete sürükleyen; krizi, salgını, savaşları yaratan bu sisteme karşı, kapitalizme karşı mücadele bayrağını yükseltme günüdür. Yolumuz, kapitalist barbarlık sistemini alaşağı edebilecek yegane güç olan işçi sınıfının yoludur.

1 Mayıs, ücretsiz izin, insanca yaşam, eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim taleplerimizi daha gür bir şekilde haykırma günüdür. Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm!

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa TBMYO'dan bir DGB'li

***

Bulunduğumuz her alanı 1 Mayıs alanına çevirelim!

Baskının, yasaklamaların tırmandırıldığı, Covid-19 salgınının tüm dünyayı etkisi altına aldığı bir süreçte 1 Mayıs gününü karşılıyoruz. Salgını fırsata çeviren AKP iktidarının işçi ve emekçilerin sağlığını hiçe sayarak üretime devam ettiği, oluşan ağır ekonomik krizin faturasını işçi ve emekçilere ödettirdiği koşullarda, 1 Mayıs gününü de sokağa çıkma yasağı getirilmesiyle karşıladık. “Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez.”

İşçi ve emekçilere ödettirilen faturadan da büyük ölçüde payını alan biz işçi emekçi çocukları, salgın günlerinde eğitime ara verilmesi ile birlikte hem yurtlarımızdan bir anda dışarı atılarak sokakta bırakıldık, hem de eğitimin devamı olarak uygulanan online eğitime ulaşımda yaşadığımız sorunlardan kaynaklı ikinci kez mağdur edildik. Tek gayeleri “daha çok kâr” olan sermaye ve devleti, tüm topluma açlığı ve sefaleti reva görüyor.

Bizler işçi sınıfı ile burjuva sınıfının karşı karşıya geldiği, işçi sınıfının haklı talepleri uğruna mücadeleyi yükselttiği 1 Mayıs gününün yarattığı coşkulu ruh ile bulunduğumuz her alanı 1 Mayıs alanına çevirerek mücadeleyi dün olduğu gibi, bugün ve yarın da büyütmeye devam edeceğiz!

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bir DGB’li

***

1 Mayıs'ta mücadele bayrağını daha da yükseğe taşımalıyız

İşçiler, emekçiler ve gençler olarak hepimiz salgın günlerinde zorlu bir süreç yaşıyoruz . Bu zorlu süreçte ise yine faturalar işçiye, emekçiye, öğrenciye kesilmekte. İnsanlara evlerinde oturmaları “tavsiye” edilirken, çalışmak zorunda olan kesim ise salgına rağmen işlerine gidiyorlar. İktidarca alınan önlemler ise tamamen göstermelik ve yetersiz. Yani salgın günlerinde de yine işçiler ölüyor, yine emekçiler ağır işlerde çalışmaya devam ediyor.

1 Mayıs'ta ve sonrasında biz öğrenciler, işçiler, emekçiler olarak bu günlerde mücadele bayrağını daha da yükseğe taşımalıyız. Unutmayalım ki asıl virüs krizi fırsata çeviren faşistlerdir. Asıl virüs kapitalizmdir!

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bir Kızıl Bayrak okuru