Akkuyu NGS’de çalışan eller prangalı, denetim insanlık dışı!

Akkuyu NGS’de ve başka birçok yerdeki vahşi uygulamalar her geçen gün daha pervasız bir hal alıyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 24 Haziran 2024
  • 19:01

Kim demiş “prangalı kölelik” eski dönemlerde kaldı diye. Artık prangalı ücretli kölelik dönemindeyiz. İşçilerin bileğine takılan saat şeklindeki GPS cihazı ile işe giriş-çıkış saatleri denetleniyor. Nerede uygulanıyor derseniz, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde. Her yıl en az bir insanlık dışı çalışma koşulu örneği ile karşımıza çıkan Akkuyu NGS’de çalışan şirketler bir sene içerisinde belli aralıklarla takip sistemini uygulamaya başladı.

2023 yılında Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaatında TSM şirketi bünyesinde çalışan işçilerin bileklerine saat şeklinde GPS cihazı takılması zorunluluğu getirilmişti. Bu yılın mayıs ayında IC İÇTAŞ şirketi de işçileri çipli bilekliklerle takip etmeye başladı.

Akkuyu NGS işçileri sürekli takip altında. İşe giriş-çıkış saatleri, çalışıp çalışmadıkları denetleniyor. Ola ki çalışırken elektronik bileklik çıktı veya bir nedenden dolayı işçi tarafından çıkarıldı o günkü ücret kesiliyor. Cihaz bozulmuşsa tamir masrafı işçilerden alınıyor. İnsanlık dışı olduğu gibi onur kırıcı bir uygulamadır söz konusu olan.

Tuvalete girerken kart basma, kaç dakika kaldığına göre ücretin kesilmesi; makine başından ayrılmasına izin verilmediği için bez kullanan işçiler ve daha nice vahşi uygulama birçok fabrikadan, işyerinden biliniyor. Tüm bunlar kapitalizmin modernize edilmiş vahşiliğinin vardığı boyutu gösteriyor. Gelişen teknoloji, otomasyon, yapay zeka gibi imkanlardan yararlanan kapitalistler, bunları işçilerin çalışma hayatını kolaylaştırmak için değil, denetim ve gözetim altında tutmak için kullanıyorlar.

Prangalı ücretli köleliğin reddi ve örgütlenme!

Akkuyu NGS’de ve başka birçok yerdeki vahşi uygulamalar her geçen gün daha pervasız bir hal alıyor, üzerine yeni örnekler ekleniyorsa iki nokta üzerinde durulmalıdır. Biri kapitalistlerin üretim planlaması, ikincisi ise işçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyi. Kapitalizmin vahşi uygulamaları hatta kapitalistlerin küstahlaşması sadece sermaye sınıfı ve egemenlerin eseri değil. Bu tabloda işçi sınıfının bilinç ve tarihine uzak kalmış; tepeden tırnağa örgütlü sermaye sınıfının karşısında dağınık, parçalı, hareketsiz kalmış işçi kitlelerinin de payı var.

Eğer sermaye sahibi veya mülkiyet zengini biri değilseniz, kapitalizm koşullarında işgücünü (kol ya da kafa emeğini) satarak hayatını idame ettirmek sizin için zorunlu bir haldir. Beslenmek, barınmak, insani en temel ihtiyaçları karşılamak için ücret karşılığı kapitalistler için çalışmak zorunludur. Ancak insanlık dışı her türlü psikolojik, ekonomik, fiziksel davranışa maruz kalmaya katlanmak gerekmiyor. Vahşi kapitalizmden “modern kapitalizme” gelinmiş olsa da özünde insan olmayı unutturan, insani değerleri yok eden, insanlaşmaya yabancılaştıran bir düzen var. Yani kapitalizm geçmişte de bugün de vahşiydi. Tek tek kapitalistlerin iradesinden bağımsız olarak o vahşi bir düzenidir. Bu düzende en küçük bir hak kazanmak da bu hakkı kullanıp korumak da ancak sınıf mücadelesinin geliştirilmesiyle mümkündür.

Bu koşullarda insanca bir yaşam ve çalışma koşulları için işçilerin, emekçilerin, toplumun tüm ezilenlerinin yapması gereken ilk şey somut veya soyut prangalı ücretli köleliği reddetmektir. Bu vahşi kapitalist sistemin yıkılması ve insanca yaşanabilecek sosyalist bir toplumun inşa edilmesi için ise örgütlü bir işçi sınıfı, örgütlü bir toplum olmayı başarmak gerekiyor. Örgütlü olmak insan olmaya ve insanca yaşamaya yakınlaştıracak gücü hissettirecek, yolu açacaktır.

Z. İnanç