Sosyal medya ve sansür

Koyu sansür uygulamaları ve erişim engelleri, toplumu yalan ve demagojiye boğan AKP-MHP rejiminin, gerçeklerin dile getirilmesini engellemek için nasıl da histerik bir saldırı içinde olduğunu gözler önüne seriyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Ağustos 2024
  • 13:30

İktidarın emriyle Instagram, BTK tarafından erişime engellendi. Karardan sonra taraflar arasında pazarlığın devam ettiği söyleniyor. Erdoğan, Instagram'ın kapatılmasının sansürcülük olmadığını iddia etti, "Bir dijital faşizmle karşı karşıyayız" lafları ederek karara itiraz edenlere "ev zencisi" dedi.

2 Ağustos'ta BTK'nın Instagram'a Türkiye'den erişimi resmen engellemesinin ardından bir mahkeme kararı bekleniyordu ancak mahkeme kararı çıkmadı. Instagram’a erişim engeli geldiği saatlerde AYM’nin İletişim Başkanlığı’nın dezenformasyonla “mücadelesinin” ifade özgürlüğüne aykırı olduğuna dair bir kararı paylaşıldı. AYM’nin sitesi “çöktü” ve ardından kararın silindiği görüldü.

Yasak kararı ve yaşanan kepazelikler üzerine BTK'den yapılan açıklamada, sosyal medya platformunun "katalog suçlara uymadığı" gerekçesiyle erişime kapatıldığı öne sürüldü. AKP şefleri konuyu Hamas’ın siyasi lideri Haniye’nin öldürülmesiyle ilgili paylaşımların engellenmesine bağladı. Instagram'ın engellediği içerikler arasında yandaş Yeni Şafak'ın İsmail Haniye için taziye mesajı içeren paylaşımının da yer aldığı öğrenildi. Instagram'ın BTK tarafından kapatılmasının ardından Erdoğan'ın Instagram hesabından 10.36’da "Hayırlı Cumalar" paylaşımı yapıldı ve paylaşım daha sonra silindi.

Meta'nın verileri, hükümet yetkililerinin erişim engeli getirilen Instagram'ın “katalog suçlarla ilgili yasal talepleri yerine getirmediği” yönündeki iddialarını yalanladı. Meta'nın raporuna göre, 1 Ocak - 30 Haziran tarihleri arasında Türkiye'den toplam 2 bin 953 kaldırma talebi alındı, bunun 2 bin 445'ine erişim engeli getirildi.

Türkiye’de 57 milyon Instagram kullanıcısı var. Meselenin sansür boyutunun yanı sıra sosyal medya fenomenlerinin trafiği de dahil olmak üzere, bu erişim yasağından günlük 1,9 milyar TL değerinde e-ticaret hacminin etkilenebileceği duyuruldu. 

“İfade özgürlüğünün” AKP iktidarı üzerinde bir etkisi olmayacağını bilenler bu olguyu da kullanarak işin ekonomik kısmına vurgu yapıyor. Öne çıkarılan kısım kişilerin ve kurumların bundan dolayı zarar etmesinin yanı sıra, devletin de bu durumdan kaynaklı vergi zararı olacağı yönünde. İnternetin ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla reklam gelirleri basılı ve görsel yayınlardan internete kaydı. Dünyanın her yerinde online reklamların yarısından fazlası Meta ve Google’a (en çok Youtube’a) gidiyor. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu “dijital telif” gündemiyle geçtiğimiz aylarda toplandı ve Tiktok, Google temsilcileri ile görüştü. 

Sosyal medya platformlarına dair tartışmalarda platformların kapitalist şirketler tarafından kâr etme amacıyla işletildiği gerçeğini bir an bile gözden kaçırmamak gerekiyor. Bu gerçeği gözden kaçırdığımızda platformların yarattığı olanaklar ve ifade özgürlüğü açısından işlevleri gibi başlıklar üzerinden yapılan çeşitli tartışmaların altı boş kalacaktır. Sosyal medya platformları, kullanıcıları bu platformlara çekmek için her şeyi yapıyor. Amaç, şirketler için platformlardan maksimum kar transferi yapmaktır. 

Sosyal medyanın artan gücü bu alandaki hakimiyet kavgasını da kızıştırıyor. Kapitalist şirketler ve devletler arasındaki rekabet bağlamında pek çok ülkede yasalar devreye sokulmaya çalışılıyor. Sosyal medya tekelleri ise her yerde farklı farklı uygulamalarla kârlarını korumaya ve arttırmaya odaklanıyor. Bu süreçte paylaşım engeli veya erişimi arttırma gibi uygulamalar bu araçların hakimiyetinin kimde olduğuna dönük bir kavga sürecinin yansıması olabiliyor.

AKP’nin “dijital faşizmi”: Sansür

Teknolojinin gelişmesi ve medyanın tekelleşmesiyle birlikte bu tür platformların kullanım alanları sürekli olarak artıyor. Alt yapı ortaklığı ve pazarlama stratejisi, yaşam alanlarının vazgeçilmez uygulamaları haline geliyor. Akıllı ev, araba, dijital para hesapları vb. uygulamalar belli sosyal medya hesaplarıyla kullanılıyor. Bunun da bir getirisi olarak sosyal medya platformlarına ilgi giderek artıyor.

Bu ilgi artışına AKP-MHP iktidarı tarafından verilen “tepki” ise sansürü koyulaştırmak oluyor. Bu iktidarın sansür ve ifade özgürlüğüne saldırı konularındaki suç sicili hayli kabarık. Sosyal medya platformlarının “Türkiye temsilcisi seçme zorunluluğu” bu alanda uygulanan yaptırımlardan biri oldu. “Dezenformasyon yasası” denen düzenleme, baskıya rağmen iktidarın tahakküm altına alamayacağı gazetecilerin ve medya organlarının sesini kesmek için kullanılan bir kılıç işlevi taşımaktadır. 

Türkiye'de Instagram yasağından önce de birçok web sitesi ve sosyal medya platformuna erişim engeli getirilmişti. Haziran Direnişi başta olmak üzere, tüm toplumsal hareketliliklerde sosyal medya engellendi. 6 Şubat depremlerinden iki gün sonra Twitter 9,5 saat boyunca keyfi biçimde engellenmişti. Yüzbinler enkaz altındayken iktidarın aldığı o karar, sansürün de ötesinde bir suçtu.

Meta'nın sahibi olduğu Threads uygulaması, Nisan'da askıya alındı.

Google'a ait sosyal medya platformu YouTube’a da Türkiye'de 2008'den 2010'a kadar erişim engeli getirilmişti. Platform, 2015'e kadar Türkiye'de farklı gerekçelerle defalarca kapatıldı.

Dünyanın en büyük dijital ansiklopedisi olan Wikipedia ve Türkçe versiyonu Vikipedi de 2014 yılından itibaren çeşitli engellemelere maruz kaldı. Anayasa Mahkemesi 2019'da internet sitesine erişim engelinin kaldırılmasına hükmetti ve site Ocak 2020'de yeniden erişime açıldı.

Önceden Twitter olarak bilinen X platformu da Türkiye de defalarca erişim engeline takıldı. 2014 ve 2015'te iki kez tamamen yasaklanan uygulama, bir kere Anayasa Mahkemesi'nin kararı, bir kere de tartışmalı paylaşımların kaldırılması sonucu yeniden erişime açıldı. Ancak Türkiye'de yetkililer, artık X'e erişimi direkt kısıtlamak yerine bant daraltma ya da belirli paylaşımları engelleme yoluna gidiyor. Bu uygulama ile sansür daha az görünüyor oluyor. Bu arada kendileri de o platformu yalan ve demagojik açıklamalarını yaymak için kullanıyor.

Mahkemeler bugüne kadar binlerce paylaşım ve hesabın erişime engellenmesi yönünde karar verdi.

Free Web Turkey’in raporuna göre, 2023’te engellenen haber sayısı 14 bin 680. Kızıl Bayrak’ın da içerisinde yer aldığı bir çok web sitesinin “alan adları” birden fazla kez engellendi. Bu sürede 14 bin 680’i haber, 5 bin 641’i sosyal medya paylaşımı, 743’ü sosyal medya hesabı, 38’i işletmelerin Google’da kayıtlı konumlarına yapılan yorumlar, toplam 219 bin 59 URL için erişim engeli kararı verildi. EngelliWeb ise, 2023 yılında erişime engellenen 240 bin 857 alan adı ve web sitesi ile birlikte 2023 sonu itibarıyla Türkiye’den toplam 953 bin 415 web sitesi ve alan adına erişim engeli geldiğini paylaştı…

Tüm bunlar, toplumu yalan ve demagojiye boğan AKP-MHP rejiminin, gerçeklerin dile getirilmesini engellemek için nasıl da histerik bir saldırı içinde olduğunu gözler önüne seriyor.

G. Umut