AKP iktidarı, 2015’ten bugüne yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’ni seçim şovuna dönüştürmek üzere 14 Mayıs’tan önce açmak istedi. Ancak bu seçenek hayata geçirilemedi. Bu nedenle henüz inşaat aşamasında olan santralin dört tane nükleer reaktöründen birine nükleer yakıtın 27 Nisan günü Türkiye’ye getirileceği açıklandı.
AKP iktidarının “Güçlü Türkiye’nin yeni enerjisi” propagandası ile sunulan Akkuyu NGS, daha faaliyete geçmeden fiziki altyapı yetersizlikleri, ağır çalışma koşulları ve iş cinayetleri ile sık sık gündeme geliyor. Çernobil Nükleer Santrali’ni de yapan Rus devlet şirketi Rosatom’un inşa edip işleteceği Akkuyu’da yeni felaketlerin adımları atılmaya devam ediliyor.
Ekolojik ve ekonomik tahribat
Konunun uzmanları, ekolojistler ve çevre örgütleri santralin faaliyete geçmesi halinde farklı felaketleri tetikleyeceği konusunda uyarıyor. Bunlardan birisi santralin bulunduğu yerin depremlerle sarsılması. Fay hattı yakınlarında yer alan santralin, sadece depremden değil ardından oluşabilecek tsunamiden de etkileneceği belirtiliyor.
Bir diğeri kullanılan yakıtın ham maddesi olan uranyumun canlılar için ölümcül bir kimyasal olmasıdır. Uranyum madenciliği sonucunda açığa çıkan radyasyon solunum yetmezliği, kanser, kısırlık, düşük ve deformasyona kadar uzanan sorunlara neden oluyor.
Bir başkası nükleer santralin oluşturduğu atıkların sevkiyatının yaratacağı kirliliktir. Uzmanlar kullanılmış yakıt çubuklarının soğutulması, atıkların işlenmek üzere Rusya’ya sevkiyatı, ardından nihai atıkların Türkiye’ye geri gönderilmesi için sevkiyatı ile en az yüz bin yıl depolanmasını gerektiren süreçlerin de deprem riski kapsamına girdiğini vurguluyor.
Rusya’daki iklim koşullarına göre proje planı yapılan Akkuyu’nun soğutma işlemi de sorun yaratacak bir konu. Karadeniz’in ve Akdeniz’in deniz suyu sıcaklığı arasındaki fark dikkate alınmadan inşa edilen santralin denize boşaltılacağı sıcak su nedeniyle artan su sıcaklığı canlıların yaşamını riske atacak. Öte yandan Akkuyu’da meydana gelebilecek bir radyoaktif kaza ya da sızıntı sadece Türkiye’ye değil tüm Akdeniz kıyısında büyük bir yıkıma neden olacaktır. Tüm bunlar hem ekonomik olarak hem de ekolojik olarak Türkiye için yıkım demektir.
“Türkiye’nin enerjisi” yalanı
“Yerli/milli” söylemlerini öne süren AKP iktidarı, Akkuyu projesini “Türkiye’nin enerjisi” demagojisiyle kamuoyuna sunmuştu. Ancak Akkuyu daha ilk çivi çakıldığı andan itibaren tümüyle bir Rusya’nın projesidir. Rusya ile Türkiye’nin ilişkisine paralel olarak projenin akıbetinde ve statüsünde bazı değişiklikler olmaktadır. 2015’te Rus uçağının TSK tarafından düşürülmesi üzerine Akkuyu için “Rusya yapmazsa başkası yapar” diye “rest” çeken Erdoğan, 2016’da ilişkiler normalleşince projeyi “stratejik yatırım” statüsüne aldı. Böylece santrale vergi muafiyetleri ve teşviklerden faydalanma ayrıcalıkları tanındı.
Akkuyu NGS, resmî sitesinde bile yer alan bilgilere göre dünyada “yap-işlet-sahip ol” modeline göre yapılan ilk nükleer santraldir. Buna göre Akkuyu’da üretilen enerji Rusya’nın ve Türkiye Rusya’dan satın alacak. Yol açtığı ekokırım ise tüm insanlığa ve gezegene zarar verecek.
Bir başka ifadeyle AKP, bedava arazi ve yüksek fiyatla alım garantisi vererek, Rusya’yı Türkiye’de nükleer santral sahibi yapmaktadır. Santralden çıkan değerli radyoaktif materyaller Rusya’da işlenecekken atıkları Akdeniz’e bırakılacaktır.
AKP şefi Erdoğan’ın iddiasına göre Türkiye’de elektrik ihtiyacının yüzde 15’i Akkuyu’dan sağlanacak. Yine Erdoğan’ın iddialarının aksine, verilere göre santral tam kapasite çalışsa bile elektrik ihtiyacının yalnızca yüzde 5’ini karşılayabilecektir.
Öte yandan ucuz işgücü, vergi indirimi, teşviklerle Rusya’ya yaptırılan santralin denetlenmesi ise çıkarılan birtakım yasal düzenlemelerle engellenmiştir.
Yeni Çernobiller olmaması için mücadeleye!
Fay hatlarının yakınında bölgede büyük felaketlere gebe olan santrale nükleer yakıt yüklemesi 27 Nisan’da yapılacak.
Ukrayna’nın Pripyat şehrindeki Çernobil Nükleer Santrali’nin reaktöründeki patlama sonucu gerçekleşen felaketin üzerinden tam 37 yıl geçti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 600 bin insan, felaket nedeniyle yüksek oranda radyasyona maruz kalmış, kent hayalet kente dönüşmüştü.
11 Mart 2011’de Japonya’nın Fukuşima kentinde deprem, tsunami, bunlarla beraber nükleer santralda yaşanan patlamalar sonrası 20 bin kişi öldü.
Çernobil’in 37, Fukuşima’nın 12’inci yılında yeni facialara yol açabilecek Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmemesi ve projenin iptal edilmesi için mücadeleye!