1 Mayıs’ın güncel çağrısı:

Tek çıkış yolu devrimci sınıf hareketi

2018 1 Mayıs’ı göstermiştir ki görev; ezilen, sömürülen, baskı gören tüm bu kesimleri bir arada tutacak, onların taleplerine yanıt verebilecek olan yegane sınıfı, işçi sınıfını devrimcileştirmek ve harekete geçirmektir. İşçi sınıfını sermaye adına denetim altında tutan tüm mekanizmaları parçalayıp atmaktır. Bu temelde işçi sınıfının bilinç ve örgütlenme düzeyini yükseltmek, eylem çizgisini ileri taşımak için seferber olmaktır.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 04 Mayıs 2018
  • 05:23

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs, dünyada ve Türkiye’de kitlesel gösterilere sahne oldu. İşçi ve emekçiler bir kez daha güncel taleplerini haykırmak için 1 Mayıs alanlarına indi.

Sermayenin kapsamlı saldırılarına karşı meydanlara inen yüz binlerce emekçi özgürlük ve eşitlik özlemlerini haykırdı, çalışma koşullarında yaşanan kötüleşmeye, işsizliğe, yoksulluğa, savaşa ve geleceksizliğe karşı tepkisini ortaya koydu.

Yaygın ve kitlesel 1 Mayıs

Türkiye’de gerçekleşen 1 Mayıs’ların en belirgin yanı ise yaygınlığı idi. Devletin resmi verilerine göre 1 Mayıs 66 ilde 100’ün üzerinde eylem ve etkinliğe konu oldu.

Yaygın olmasının yanı sıra, 1 Mayıs’ların bugünkü baskı ve zorbalık ortamında kitlesel geçmesi sınıf ve kitle mücadelesinin yeni dönemi açısından büyük bir önem taşıyordu. Bu yönüyle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük kentlerin tamamında katılımın kitlesel olması, toplamda ise yüz binlerin alanlara inmesi fazlasıyla anlamlı oldu.

Emekçiler sömürüye, baskıya ve gericiliğe karşı tepkilerini dillendirdi

2018 1 Mayıs’ının temel gündemlerini ise her geçen gün yoğunlaşan sömürü, işsizlik, yoksulluk, faşist baskı ve gericilik oluşturdu.

Başta kölelik koşulları olmak üzere, taşeronluk, işten atmalar ve işsizlik, düşük ücretler, güvencesizlik ve özelleştirme saldırıları emekçilerin temel sorun alanları olarak öne çıktı. OHAL’in kaldırılması, KHK’ların iptal edilmesi, temel hak ve özgürlükleri sınırlayan uygulamalara son verilmesi vb. talepler ise 1 Mayıs’ın diğer ana gündemleri idi.

Sınıf ve emekçilerin kortejlerinde bu sorunlar işlenirken, 1 Mayıs kürsüleri daha çok yaklaşan seçim sürecine endeksli konuşmalara sahne oldu. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin inisiyatifinde gerçekleşen 1 Mayıs’larda 24 Haziran seçimleri işaret edilerek, emekçilere AKP iktidarından hesap sormak için şimdiden hazırlanma çağrısı yapıldı. Hak-İş ve Türk-İş gibi yandaş sendikaların yöneticileri ise kah açıktan, kah üstü kapalı olarak Erdoğan yönetimine destek mesajları gönderdi, işçilerin kadro vb. taleplerini istismar eden konuşmalar yaptı. Dinci-milliyetçi propaganda ile emekçilerin zihni kirletilmeye çalışıldı.

Ehlileşmiş 1 Mayıs’lar

Toplamında Türkiye’de gerçekleşen 1 Mayıs’ların en temel zaafiyeti, sermaye devletinin ve sendikal bürokrasinin çok yönlü denetimi altında gerçekleştirilmiş olması idi.

Sermaye devleti OHAL koşullarının verdiği rahatlıkla 1 Mayıs eylemlerinin içeriğini, mekanını ve zamanını belirleme konusunda tam bir pervasızlık örneği sergiledi. Pankartlarda yer alan sloganların yasaklanması, hemen her kentte 1 Mayıs alanlarının emeçkilere kapatılması ve devlet tarafından belirlenen yerlerin dayatılması 1 Mayıs’ları ehlileştirme politikasının güncel örnekleri olarak yaşandı.

Bu konuda sendikal bürokrasi ve eylemleri örgütleyen tertip komiteleri de devletin bu tutumuna dayanak olacak pratikler sergilediler. Denebilir ki, neredeyse tüm dayatmalara boyun eğdiler. Kimi kentlerde kürsünün denetimi dahil eylemin tüm kritik alanları polise bırakılabildi.

1 Mayıs’ın çağrısı: Devrimci sınıf hareketi

1 Mayıs’lar her bir ülkede sınıf hareketinin verili tablosunu gözler önüne sermek için adeta barometre işlevi görürler. Bu nedenle işçi ve emekçilerin bilinç ve örgütlenme düzeyini, biriktirdikleri güç ve mevzileri görmek için 1 Mayıs tablosuna bakmak önemli bir yerde durmaktadır.

2018 1 Mayıs’ı da bu topraklardaki sınıf-kitle hareketi açısından bir dizi veri ortaya koymuş bulunuyor. Bunlardan ilki, sermayenin kapsamlı saldırılarına, baskıya, sendikal bürokrasinin çok yönlü kuşatmasına rağmen işçi sınıfı ve emekçilerin önemli mücadele potansiyellerine sahip olduğudur. Keza bu potansiyel 1 Mayıs gibi kendisine akacak kanallar bulduğunda harekete geçmektedir. OHAL koşullarına, eylem-grev yasaklarına, baskı ve zorbalığa karşı on binlerce emekçinin 1 Mayıs alanlarına akması bu gerçeği bir kez daha göstermiştir.

1 Mayıs tablosu öte yandan Türkiye toplumu içerisinde hâlâ güçlü bir ilerici-sol potansiyelin bulunduğunu göstermiştir. Kitleselliği ile ön plana çıkan İstanbul 1 Mayıs’ına büyük oranda bu kesimlerin katılımı damgasını vurmuş, rengini vermiştir.

Toplumsal yaşam içerisinde ezilen, baskı gören kadınlar, dili, kimliği, kültürü, varlığı yok sayılan Kürt halkı, sermaye devletinin çok yönlü baskısı ile karşılaşan Aleviler, geleceği karartılmak istenen gençler de 1 Mayıs alanlarının temel bileşenleri olarak öne çıktılar.

2018 1 Mayıs’ı göstermiştir ki görev; ezilen, sömürülen, baskı gören tüm bu kesimleri bir arada tutacak, onların taleplerine yanıt verebilecek olan yegane sınıfı, işçi sınıfını devrimcileştirmek ve harekete geçirmektir. İşçi sınıfını sermaye adına denetim altında tutan tüm mekanizmaları parçalayıp atmaktır. Bu temelde işçi sınıfının bilinç ve örgütlenme düzeyini yükseltmek, eylem çizgisini ileri taşımak için seferber olmaktır.

Önümüzdeki 1 Mayıs’ları militan, kitlesel ve devrimci içeriğine uygun bir şekilde gerçekleştirmenin, 1 Mayıs’lara vurulmak istenen prangaları parçalayıp atmanın yolu tüm bu alanlarda alınacak mesafeden geçmektedir. 2018 1 Mayıs’ı bir kez daha bu gerçekleri gözler önüne sermiştir.

İLİŞKİLİ HABERLER