ABD ile Türkiye’nin Suriye topraklarının işgali konusunda sürdürdüğü kirli pazarlıklar hem Şam yönetimi hem Kürt hareketi tarafından yakından izleniyor. İki taraf da Efrîn’le başlayıp Menbic’e uzanan, Fırat’ın doğusuyla devam edeceği söylenen pazarlıklardan rahatsız.

Göründüğü kadarıyla ABD’ye angaje olan PYD, bu emperyalist güce güvenmenin risklerini idrak etmeye başladı. Esad yönetimi ise, Türk ordusunun Suriye topraklarını işgal etmesinden duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiriyor. ABD ordusunun Suriye topraklarında işgalci güç olduğunu ilan eden Şam yönetimi, ülke topraklarını işgalci güçlerden temizlemeye kararlı olduğunu da ifade ediyor.

İlk çağrı Esad’dan

Doğu Guta’yı, El Yermük Filistin mülteci kampını, Hums ile Hama kentlerinin kırsal bölgelerini cihatçı çetelerden temizleyen Beşar Esad yönetimi, Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) görüşmelere başlama çağrısında bulundu. ABD güçleri dahil bütün işgalcileri Suriye topraklarından temizleyeceklerini ifade eden Esad, DSG ile görüşmeye hazır olduklarını belirtti.

DSG’nin ABD ile işbirliği yapmasından rahatsız olsa da, Suriyelilerin savaşarak değil, müzakere yoluyla sorunlarını çözebileceklerini ifade eden Esad, Kürt hareketiyle diyaloga verdiği önemi hissettirdi. Ancak Esad, müzakere yoluyla çözüme ulaşılamaması durumunda, kontrolü sağlamak için Suriye ordusunun uygun zamanda harekete geçeceğini de belirtti.

İlerici Suriye muhalefeti devrede

İlk günden beri cihatçı çetelere ve Türkiye başta olmak üzere dış güçlerin saldırganlığına karşı çıkan Suriye’nin ilerici muhalefeti, son gelişmeler üzerine devreye girdi. PYD/DSG liderlerine önerilerini sunmak için Hasake’ye heyet gönderen ilerici muhalefet, görüşmelerin başlatılmasına ön ayak oldu. Bir dönem Kürt hareketiyle ortak hareket eden bu muhalefet, PYD’nin ABD ile işbirliği yaparak federasyon ilan etmesinden sonra yollarını ayırmıştı.

Türkiye ile ABD arasında süren kirli pazarlıkların yarattığı tehditler, bunun sonucunda Efrîn’den sonra Menbic’den de çekilmek zorunda kalan Kürt hareketi, Esad yönetimiyle görüşmelerde bulunmak için Şam’a heyet gönderdi. Bu adım, ABD-Türkiye pazarlıklarının bedelini ödeyen Kürt hareketinin, bu aşamadan sonra gelişmelere seyirci kalmayacağının işaretlerini verdi.

Çözüm için başlangıç

Emperyalist güçlerin halklara özgürlük bahşetmeyip kölelik dayattığı gerçeği, bütün tarihsel olaylarla sabittir. Rojava’da yaşanan son gelişmeler de ABD emperyalizmine angaje olan PYD’nin bu yolla Kürt halkının sorunlarını çözemeyeceğini gözler önüne sermeye başladı.

AKP’li bakanın Kobanê’ye ve Rakka’ya girmekten söz etmesi ABD ile Türkiye arasındaki kirli pazarlığın tüm Rojava’yı kapsayabileceğinin işaretlerini veriyor. Bu pervasızlık, Kürt hareketinin ABD ile ilişkilerini sorgulamaya başlamasına yol açmış görünüyor.

DSG heyetinin Şam’a gidip Esad yönetimiyle diyalogu başlatması, sorunların hemen çözüleceği anlamına gelmiyor. PYD/DSG’nin, istediğinde bile ABD belasından kurtulması kolay olmayacaktır. Buna karşın DSG’nin Şam’a heyet göndermesini ileriye atılmış önemi bir adım saymak mümkün. DSG ile Esad yönetiminin anlaşması durumunda ABD ordusu dahil bütün işgalci güçleri Suriye topraklarından söküp atmak kolaylaşacaktır. Böyle bir anlaşma, Türk devletinin Rojava kentlerini işgal, hatta ilhak etme planlarını da kursağında bırakacaktır.