İzmir’de farklı fabrikalardan yan yana gelen metal işçilerinin ortak bir iletişim, koordinasyon ve mücadele mevziisi yaratmak için yola çıktıkları duyuruldu.
Ege İşçi Birliği ve Metal İşçileri Birliği ile yan yana geldiklerini duyuran işçiler metal işçilerine “Yalnız değilsin, güçsüz değilsin” çağrısı yapıldı. EİB ve MİB sayfalarında yer alan açıklamada şunlar ifade edildi:
“İzmir’in farklı fabrikalarından yan yana gelen metal işçileri olarak
Metal işçisinin tabandan birliği ve mücadelesi için adım atıyoruz…
MESS TİS döneminde süreç grev aşamasına kadar gelmiş bulunuyor. Süreci bu aşamaya kadar getirenin biz metal işçilerinin tepki ve öfkesi olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar bizleri yok sayan, taleplerimizi görmezden gelen, söz-yetki-karar hakkımızı tanımayan sendikal bürokrasi, işçinin gücüne güvenmek yerine hep MESS kapitalistlerinin neyi ne kadar vereceği üzerinden hareket etti. Bu seferde fırsatını bulduğunda aynı biçimde davranacağından şüphe duymuyoruz. Oysa sınıf mücadelesinde gerçek kazanımlar ancak dişe diş bir mücadele ile sağlanabilir. Metal işçisi ise böyle bir mücadeleye önderlik edebilecek sendikalar üstü bir merkez ve koordinasyondan halen mahrumdur. Yalnız süregiden sözleşme sürecinin değil ondan sonra devam edecek olan sınıf kavgamızın da halen en önemli handikabı budur.
Geçtiğimiz hafta içerisinde İzmir bölgesinde bulunan değişik metal fabrikalarından işçilerin katılımıyla bir toplantı gerçekleşmiştir. Toplantıda mevcut sözleşme sürecine dair gelişmeler ele alınmış, sözleşme sürecinde ve sonrasında yapılabileceklerle ilgili anlamlı tartışmalar yapılmıştır. Metal İşçileri Birliği ve Ege İşçi Birliği’nin katkı ve yönlendirmesiyle gerçekleşen toplantıda; başta MESS kapsamındakiler olmak üzere bölgedeki bütün metal fabrikaları arasında bir koordinasyon zemininin inşa edilmesi karar altına alınmıştır. 2015 Metal Fırtına deneyiminden yola çıkarak bu koordinasyonun ‘Fabrikalar Arası Kurul’ diye isimlendirilmesi anlamlı bulunmuştur.
Ülkedeki genel siyasal atmosferin ve sınıf hareketinin mevcut geri durumunun elbette farkındayız. Ancak farkında olduğumuz diğer gerçek emeğiyle geçinen milyonlarca işçinin açlık sınırında bir yaşama ve ağır çalışma koşullarına bir avuç kapitalistin çıkarını korumak adına bilinçli olarak mahkûm edildiğidir. Sözleşme nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, haklarımızı koruyup geliştirmenin yolu ancak sınıfının tabandan örgütlenmesi ve mücadelesi ile mümkündür. Halen eksik olan budur. Bu eksikliği gidermek metal işçileri arasında ortak bir iletişim, koordinasyon ve mücadele mevzisi yaratmak için yola çıkıyoruz. Bölgemizdeki bütün metal işçisi kardeşlerimizi bu iradeye güç katmaya, omuz omuza vermeye davet ediyoruz.
Metal işçisi arkadaş!
Yalnız değilsin, güçsüz değilsin. Bize kölece bir yaşam dayatan bu baskı ve sömürü düzenine karşı çaresiz hiç değilsin. Birleşirsek, omuz omuza verirsek çok şey başarabileceğimizi mücadele tarihimizden biliyoruz. Çağrımız sana! Haklarımız için, geleceğimiz için, insanca çalışma ve yaşam koşulları için, mücadeleci sınıf sendikaları yaratmak için safları sıklaştıralım.
-Toplantıya katılan Türk Metal ve Birleşik Metal İş üyesi işçiler olarak bizlere sorulmadan imzalanacak sözleşmeyi kesin bir dille reddediyoruz. Aynı zamanda sendikalarımızın aldığı grev kararı uygulanmadan imzalanacak her sözleşmenin alınabilecek olandan çok daha azına rıza göstermek manasına geleceğini bir kez daha ifade ediyoruz.
-Yüksek Halem Kurulu ve grev ertelemesi tehditlerine karşı sendikalarımızı bugünden fiili-meşru mücadele çizgisini esas almaya, olası grev ertelemesi ve YHK kararlarını tanımayacaklarını açıklamaya davet ediyoruz.”