Hürriyet’ten Banu Şen, Soma soruşturmasında savcının dinlediği tanık ifade tutanaklarına ulaştı. Soruşturmada savcının 12 kilit soru üzerine yoğunlaştığı görüldü.
Bu sorulara madencilerin verdiği yanıtlar ise dehşete düşürdü. Maden işçilerinin hemen hemen hepsinin ifadeleri birbiriyle örtüşürken uzun zamandır halsiz ve baş ağrısına maruz kalıp yemek yiyemediklerini anlatmaları, müfettiş denetimlerinden bir hafta önce hazırlıklar yapılmaya başlandığını ifade etmeleri dikkat çekti.
Kulikar bandı kömüre!
İşçilerin çoğu “kulikar” adı verilen işçi taşımak için kullanılan bantlarda vakit kaybetmemek için kömür taşındığını, madencilerin ocağı yürüyerek inip çıkmak zorunda kaldıklarını anlattı. Yine işçilerin ifadelerindeki en büyük ortak yanıt maskeler ve yangın sensoru ile ilgili oldu. Madenciler yıllardır kullandıkları maskelerinin bu süre zarfında bir kere kontrol edildiğini anlatırken madende yangın sensoru bulunmadığını kaydetti. Kömürün çok sık ısındığını kaydeden maden işçileri, zaman zaman yangın çıktığını belirterek önemli olanın çıkarılacak kömür olduğunu ve baskı gördüklerini ekledi. Bu arada Soma İçin Adalet Komisyonu, bugüne kadar savcılığın 750 mağdur ve tanık dinlediğini, savcılığın ifadesine başvurduğu tüm mağdur ve tanıklarla daha kapsamlı görüşerek bu görüşmeleri video kaydına aldıkları, yargılama sürecinde bunları mahkemeye sunacakları öğrenildi.
Savcıdan 12 soru
Soruşturmayı yürüten savcının tanık olarak dinlediği maden çalışanlarına sorduğu ve üzerinde yoğunlaştığı ortak sorulardan en dikkat çekeni dinamit patlatması yapılıp yapılmadığı, işçilerin malzeme özellikle de maskelerinin denetimlerinin yapılıp yapılmadığı, maden ocağındaki telefonların çalışıp çalışmadığı, yangın sensörlerinin bulunup bulunmadığı, fazla üretime dayalı baskı altında çalışıp çalışmadıkları ve teftişlerin ne şekilde gerçekleştirildiği oldu.
1- Maden ocağındaki çalışma yeriniz sabit miydi?
2- Olay günü patlama sesi duydunuz mu?
3- Olaydan önce herhangi bir yangın, elektrik kesintisi ve ya sıcaklık artışı oldu mu, havalandırma sıkıntısı nedeniyle fanların sayısında veya niteliğinde bir değişikliğe gidildi mi?
4- Maden ocağında dinamit patlatılması işlemi ne şekilde gerçekleştirilir?
5- Maden ocağında çalıştığınız yerde gaz ölçüm sensörleri ile yangın tertibatı var mıdır?
6- İşveren tarafından çalışmanız esnasında kullanmanız için size hangi malzemeler verildi? Bu malzemeler içerisinde ferdi gaz maskesi (Oksijen maskesi) var mıydı ve çalışıyor muydu? Bu maskelerin denetim ve kontrolü yapılıyor muydu?
7- Maden ocağındaki telefonlar çalışıyor muydu?
8- Madende çalışan iş sağlığı ve güvenliği uzmanları düzenli olarak denetim ve incelemeleri yapıyorlar mıydı?
9- İşe başlamadan önce ve işe başladıktan sonra kömür işletmesi (madencilik) ile ilgili gerekli eğitim ve kurslara tabi tutuldunuz mu?
10- Maden ocağında yaşam odası diye tabir edilen bir yer var mıydı? Ayrıca yangın tatbikatı yapılıyor muydu?
11- Fazla üretime dönük baskı altında çalışıyor muydunuz? Vardiya değişimleriniz ne şekilde gerçekleştirilir?
12- Maden ocağındaki dış denetimler kimler tarafından ne şekilde gerçekleştirilir? Teftiş öncesi hazırlık yapılır mı?
Bir gün önce çıkan kömürlere el değmiyordu
Savcının dinlediği, 4 yıldır madende çalışan H.A. savcının artışla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi. “12.05.2014 tarihinde ben S panosunda ayağın önünde çalışıyordum. O gün çıkan bütün kömürler sıcak çıktı. Elle uzun süre tutamayacağımız kadar sıcaktı. Maden içerisinde de olaydan önceki son 15-20 günlük süre zarfında hissedilir bir sıcaklık artışı vardı. Bu sıcaklık nedeniyle hava ağırlaşmıştı. Bu yüzden sağlık sorunu yaşayan arkadaşlarımız olurdu.”
Arızada bile makineler durmuyordu
S.G.’nin ifadesi de üzerlerindeki baskıyı ortaya koydu: “Beş yıldır aynı maskeyi taşırım. Kontrolü yapılmadı. Gelen müfettişler ocağa girip yarım saat sonra çıkıyorlardı. Müfettişlerin geleceğinden haberimiz oluyordu. Amirlerimiz işçilere hazırlık yaptırıyordu. Üretim güvenlikten daha önemliydi. Arızadan ötürü bile arızalı makinanın durdurulması istenmiyordu. Çalışırken bu arızanın tamir edilmesi isteniyordu.”
Bantla insan değil kömür taşınıyordu
M.K. ise ifadesinde bazı diğer işçiler gibi bantların işçi değil kömür taşımak için çalıştırıldığını kaydetti: “Normalde insan nakil bantları gün içerisinde kömür taşırken vardiya çıkışında 15-20 dakika kadar insanların üzerine binebileceği seviyede yavaşlatılırdı. Ancak son bir haftalık bir sürede bu yavaşlama olmadı. Sadece kömür taşımak için kullanıldı. Vardiyadan çıkan işçiler yayan madenden çıkıyordu.”
Mal mal! Bantlar boş!
Yüzlerce işçinin neredeyse ortak olan ifadelerinde ise şu dikkat çeken sözler yer aldı: “Uzun süredir başımız ağrıyor, yemek yiyemiyorduk, halsizdik, 10 litre su içiyordum. Isı içeride çok yükselmişti. Kömür bile el değmeyecek ısıda çıkıyordu. Zaman zaman yangın çıkıyordu bunun nedeni karbonmonoksit artışıdır. Emniyetçilerin elinde ölçüm yaptığı gaz sensörlerinin sürekli sinyal verdiklerini duyardık. Söylediğimizde işimize bakmamız yanıtını alıyorduk. İşçi taşımak için kullanılan bantlar kömür taşımak için kullanılıyor işçiler yürüyerek madene inip çıkıyordu. Maskemiz kaç yılda bir kez kontrol edildi. Son denetimde de müfettişler madenin sadece hazırlık yapılan bir bölümüne indi. Belli aralıklarla yangın çıkıyordu. Ama yangın sensörü yoktu. Sürekli ‘Mal mal! Bantlar boş’ sözleriyle daha çok çalışmamız için baskı yapılıyordu.”