Sendika ağaları maden direnişini hedef aldı. Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Manisa Soma'daki Cengiz Topel Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Sendikal bürokrasinin tüm ruhunu taşıyan açıklama Genel Başkan Nurettin Akçul tarafından yapılırken arkasında maden işçileri değil kendisi gibi takım elbise giymiş bürokrat yığınıyla konumlandı.
Madenlerde iş cinayetleri olurken, iş güvenliği önlemleri alınmazken, tazminatsız hukuksuz işten atmalar yaşanırken seyretmekle yetinen Maden İş Genel Başkanı Nurettin Akçul, günlerdir hakları için saldırılara rağmen direnen madencilere ve Bağımsız Maden İş Sendikası’na şu sözleri ile saldırdı:
“Maden işçisine zerre kadar hayrı olmayan, hayır tarafında bezi olmayan, kökü dışarıda isimler, seyyar provokatörler bu meydanda boy gösteriyorlar. Tek amaçları Soma hassasiyetleri üzerinden ülkeyi kargaşaya götürmek.”
Tüm imkanlarını madenciler için seferber ettiğini iddia eden Akçul “Kimse bizden ülkeyi, maden işçisini zora sokacak çıkışlar beklemesin. Emekçinin sırtından siyaset yapmayı hiç beklemesin” diye konuştu.
Akçul bir yandan huzur vurgusuyla sermaye devletinin de sıkça kullandığı bir argümanı öne sürdü diğer yandan da gerekirse 'mücadeleci' olduklarını kanıtlamak için Yatağan'daki direniş örneğine sarıldı. Yatağan direnişinde ise sendika ağaları sükuneti salık verirken maden ve enerji işçileri fiili-meşru mücadele yolunu seçmişti. Sendikal bürokrasinin 447 günlük direnişi hatırlatması bu yanıyla aradan geçen zamanla rol çalma girişimidir. Fakat aynı bürokrasinin ruhuyla bugün Yatağan madenlerinde artan korona vakalarına dair tek bir eylem ortaya koymamaları bu sahiplenmelerindeki riyakarlığı gösteriyor.
Akçul'un açıklamasında bir diğer noktaysa mücadeleci işçilerin fiili-meşru yöntemlerine dairdi. İşçilerin gayrimeşru bir şekilde haklarının gasp edilmesine karşı sendika ağaları olarak sessiz kalmalarını "meşruiyet" demagojisiyle savunan Akçul, şunları ifade etti: "Biz, seviyesi olmayan, karşılığı olmayan, meşruiyeti olmayan, gerçekliği olmayan söylemlerle sizlerin karşısına çıkamayız. Bundan da hicap duyarız."
Akçul'un saldırgan sözleri DİSK Tekstil, Türk Metal'de örnekleri apaçık bir şekilde görülen, patron ve hükümet destekçisi bürokrasinin açıklamalarından kopyalanmıştı. Taban örgütlülüklerini, fiili-meşru mücadele yol ve yöntemlerini, bürokrasiye karşı çıkışları aynı "provokatörler" söylemiyle karşılayan sendika ağalarının bugün eylem yapmasının bile nedeni işçilerden duydukları korkudur.
Maden işçilerinin alay komutanına seslenişindeki gibi işçilerin korkusu yok, sermaye devletinin, burjuvazinin, sendika ağalarının korkusu var. Daha önce linçle Soma'dan atmaya çalıştıkları maden işçilerinin örgütlenmesine emek verenleri hedef alan açıklamanın da etkisi olmayacaktır.