Medyada köşe başlarını tutan AKP beslemelerine bakılırsa, “Türkiye şaha kalkmış, dünya kıskançlıktan çatlıyor.” Asgari ücretin 1604, açlık sınırının 1890 lira olduğu bir ülkede bunu söyleyebilmek için kişinin iktidardan dolgun maaş alan bir besleme olması gerekiyor.
Kapitalistlerin, yandaş yiyicilerin, birtakım iktidar beslemelerinin kişisel ekonomilerinin şaha kalktığı bir gerçek. Bu asalaklar işçi sınıfıyla emekçilerin sırtından zenginleşirken, emeği ile geçinenler diyarında ise durum bambaşka…
Bir tarafta dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip olmakla övüneneler, öte yandan Avrupa ve Balkanlarda en düşük ücret alan işçiler. Zaten düşük olan ücretler, krizle fırlayan enflasyon tarafından iyice kuşa çevrildi.
Kepazelik bundan ibaret değil. Ücretlerin en düşük olduğu ülke olan Türkiye’de, ortalama çalışma saatleri de en uzun olanıdır. OECD’nin (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verileri, hem batı hem doğu Avrupa ülkelerinde en uzun çalışma saatlerinin Türkiye’de olduğunu ortaya koyuyor.
Söz konusu verilere göre Türkiye’de haftada ortalama çalışma saati 47,7 saati buluyor. Bu rakamın gerçeği yansıtmadığı, birçok sektörde çalışma saatlerinin haftalık 60 saate çıktığı kimse için bir sır değil. Ancak gerçeği tam yansıtmasa da OECD verileri, bu örgüte bağlı ülkeler içinde en uzun çalışma saatlerinin Türkiye’de olduğunu kayıt altına alıyor.
Fransa, Almanya, Belçika, İtalya gibi ülkelerde ortalama haftalık çalışma süresi yaklaşık 35 saati bulurken, Yunanistan, Çekya gibi ülkelerde 39 saat civarındadır.
Haftalık çalışma süresinin ortalama 32.4 saat olduğu Danimarka’da ise, bu sürenin 30 saate indirilmesi gündemde.
İşte yandaşların arşa çıktığını iddia ettikleri AKP Türkiye’sinde işçi ve emekçilerin vaziyeti budur: çalışma saatleri uzun, ücret ise insanca geçinmeye değil sefalete uygun…