Devrimci Yapı İşçileri Sendikası geçtiğimiz günlerde Ankara’da karayolu işçilerinin katılımı ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya Adana, Adıyaman, Ankara, Kastamonu, Kayseri, Konya ve İstanbul’dan öncü karayolu işçileri katıldılar. Toplantıya katılan öncü karayolu işçilerinin tümü sendikal bürokrasinin tutumuna ilişkin tepkisini ortaya koydu.
AKP iktidarının niyeti 2017 yılı içinde karayolları şube şefliklerinin tümünü özelleştirmektir. Bu özelleştirme programı içinde Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesindeki araç parklarının da özelleştirilmesi de yer almaktadır. Taşeron işçilerinin karayolu işçisi olduklarına dair onlarca mahkeme kararı olmasına rağmen AKP iktidarı mahkeme kararlarını uygulamamakta ayak diremiştir.
Mahkeme kararlarını uygulamayarak suç işleyen AKP iktidarına Yol-İş ağaları destek vermiştir. 30 Nisan’da karayollarında çalışan taşeron işçilerine, ortalama 80 bin lira alacaklarını almamak karşılığında kadro müjdesi veren AKP iktidarı ve Yol-İş ağaları taşeron işçileri önemli bir haktan elbirliği ile mahrum bırakmışlardır.
Toplantıda söz alan her öncü işçi sendika ağalarının yönettiği Yol-İş Sendikası’nın çürüdüğünü tüm açıklığı ile ortaya koymuştur. Bu yanıyla Yol-İş’in çürümüş sendikal anlayışının dışına çıkmak önemlidir. Ancak bu çıkışın taban örgütlülüğüne dayalı ve kitlesel bir kopuş olarak şekillenmesi yaşamsal önemdedir. Karayolu işçilerinin kitlesel kopuşunun zemini güçlenmekte, öte yandan taban inisiyatifine dayalı olmadığı sürece yaşanacak kopuşun çok da anlamlı sonuçlar yaratmayacağı aşikardır.
Yol-İş ağalarını ihanetleriyle baş başa bırakmak elbette ki önemlidir. Nitekim karayolu işçilerinin ana gövdesinin sendika ağalarının denetimindeki Yol-İş’ten kopmasına yol açacak dinamikler artmaktadır. Kopuşun kitlesel olması son derece önemlidir. Ancak daha önemlisi başından itibaren söz, yetki ve kararın karayolu işçisinde olduğu işleyişi, taban örgütlülüğünün hakim kılınmasıdır.
Öncü karayolu işçilerini önemli görevler beklemektedir. Bunlardan biri karayolu işçilerinin mücadele dinamiklerini birleştirecek, karayollarında çalışan işçilerden oluşan bir ülke koordinasyonu örgütlülüğü yaratmaktır. Karayolu işçilerinin önemli bir kısmının Yol-İş’te yaptıkları gibi hakları ve gelecekleri için mücadeleyi sendikacılara bırakması, yani işçilerin özneleştiği bir işleyişi oturtmaması durumunda Dev-Yapı-İş’te de, Yol-İş’e benzer bir yozlaşma ortaya çıkabilir.
Devrimci Yapı İşçileri Sendikası işçi sınıfı içinde en güvencesiz işçi kitleleri içinde yer alan inşaat işçilerine güven verilmesi ve mücadele içinde taşeron işçilerinin örgütsüzlük sorununun çözülmesi son derece önemlidir. Bu konuda önemli bir dizi girişimde bulunulmuştur. Karayollarında Kayseri bölgesinde sendika ağalarına karşı bayrak açılmış, farklı araçlarla karayolu işçilerine ulaşılmaya çalışılmıştır. Örneğin Kayseri bölgesinde çalışan öncü karayolu işçileri 2009 yılında Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Sempozyumu düzenlemişlerdir. Ayrıca sendika seçimlerine müdahale edilmiştir.
Kayseri bölgesinde aylık çıkan Karayolu İşçi Bülteni karayolu işçilerinin mücadelesinin birleştirilmesi açısından önemli bir araç olarak öne çıkmıştır. Kayseri bölgesinde çalışan karayolu işçileri bülten sayesinde önemli bir kürsüye sahip olmuşlardır. Bugün görev Karayolu İşçi Bülteni’ni ülke genelinde karayolu işçilerinin sesi haline getirmektir. Toplantıda bu konuda tam bir anlayış birliği sağlanmıştır.
Karayolu işçilerinin sendika değiştirme eğilimi içinde olduklarını söylemek özel bir açıklama gerektirmiyor. Dahası Yol-İş ağalarına karayolu işçileri zerre kadar güvenmiyorlar. Ancak bu noktada Devrimci Yapı İşçileri Sendikası fiili ve meşru mücadeleye çubuk bükecektir. Devrimci Yapı İşçileri Sendikası tabanın söz, yetki, karar sahibi olduğu bir işleyişi hakim kılacaktır. Bu noktada farkındalık yaratmak için seferber olacaktır. Aynı zamanda inşaat işkolunda tüm ağırlığı ile yaşanan özelleştirme ve taşeronlaşma saldırılarına karşı fiili mücadeleyi yükseltecektir.
Bugün karayollarında aynı işi yapan birinci skaladan ücret alan karayolu işçileri ile ikinci skaladan ücret alan karayolu işçileri arasındaki ücret farkı %50 civarındadır. Aynı işi yapanlar arasında iki katına yakın maaş farkı olması ne doğaldır, ne de mantıklıdır. Karayollarında 2005 yılı sonlarında sendika ağalarının desteği ile birinci ve ikinci skala sorunu karayolu işçileri tarafından yaşanmaya başlandı. Çoğu eğitimli genç karayollarında çalışan ikinci skala işçileri açlık ve yoksulluk sınırının altında bir ücrete mahkum edilmişlerdir.
İkinci skaladan maaş alan işçilerle ile aynı işi yapan birinci skaladan maaş alan işçiler arasında husumet artarak büyümektedir. Tüm bunlar yaşanırken Yol-İş Sendikası yöneticileri işçiler arasında ücret ayrımını ortadan kaldırmak için, eşit işe eşit ücret yaklaşımını destekleyen bir tutum almaktan özenle kaçınmaktadır. Dahası ikinci skala mağduru karayolu işçileri açtıkları davalar sürecinde bile Yol-İş yönetici takımını yanlarında görememişlerdir.
Yol-İş ağaları 2015 yılı Mart ayında yaptıkları toplu sözleşmede de ikinci skala mağduru karayolu işçilerinin “eşit işe, eşit ücret” taleplerine kulaklarını tıkamışlardır. İkinci skala işçileri açtıkları yeni davalar ile haklı mücadelelerini sürdürmektedir. İşçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek sendikanın görevidir. Yol-İş yönetimi 2. skala işçilerinin taleplerine kulaklarını tıkamaktadır. Sendikanın tutumundan rahatsızlık duyarak sendikadan istifa eden işçiler yeniden üye yapılmayarak esasen Yol-İş’in işçiyi sendikada istemediği sonucunu göstermektedir.
Karayolu işçilerinin Yol-İş yönetimine duydukları tepki büyümektedir. Aynı zamanda karayolu işçileri yeni bir sendikada örgütlenmenin ne gibi sonuçları olabileceği üzerinden Dev-Yapı-İş’i tanımaya çalışıyorlar. Devrimci Yapı İşçileri Sendikası kararlı bir şekilde mücadele ettiği sürece karayolu işçilerinin sendika değiştirme isteğine yanıt olabilir. Zira her geçen gün daha fazla karayolu işçisi masa başı sendikacılık anlayışından kopuyor. Yeni bir sendikal anlayışa doğru yöneliyor. Bu arayışa yanıt olmak Devrimci Yapı İşçileri Sendikası açısından temel bir sorumluluktur.
Devrimci Yapı İşçileri Sendikası fiili, meşru, militan mücadeleyi büyüten bir çizgide, yasal süreçlerin tutsağı olmayan duruşuyla, sınıfın iradesini, söz, yetki, karar sahibi olmasını önemseyen tutumunu ortaya koydukça, kapitalistlerle uzlaşmayı değil, çatışmayı göze aldıkça, tüm bunların tam aksini yapan Yol-İş ağalarının kastını çok daha hızlı bir şekilde kıracaktır. İşçi iradesinin belirleyici olması, ancak sağlam bir taban örgütlülüğü varsa mümkün olabilir.
(*) Devrimci Yapı İşçileri Sendikası Kayseri Bölge Temsilcisi…