Bir süredir gasp edilen hakları için eylemli süreç içerisinde olan ODTÜ işçileri bugün basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamayı Tez Koop-İş, Eğitim Sen, Türk Eğitim Sen, Eğitim İş, Üni Per Sen ve Eğitim Hak Sen olarak düzenlediler.
İlk konuşmayı Tez Koop İş adına Mustafa Özgenç gerçekleştirdi. Özgenç açıklamayı ODTÜ’de örgütlü sendikalar olarak beraber yaptıklarını ve ODTÜ çalışanlarının bugünde kadar bir kazanımı olan servislerin gasp edilmeye çalışıldığını belirtti. Özgenç şunları dedi:
“1 Kasım 2022 tarihinde personal servisi kiralama şartnamesinin yayınlandığı günden beri ‘servis hakkımız kaldırılamaz servis hakkımıza sahip çıkıyoruz’ başlıklı bir mücadele yürütüyoruz…
…51 olan servis sayısı 39’a düşecek ayrıca servis güzergahı olarak da daha kısa mesafelere servis verilecek. Akşamları da semtlere servisler gitmeyecek. Sadece Kızılay ve Ulus gibi merkezi noktalarda bırakılacak şekilde bir düzenleme hedefleniyor. Bu bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil. Biz bunu duyduğumuzdan beri binin üzerinde işçi ve kamu emekçisi olarak rektörlük önünde protestolarımıza başladık”
Yaptıkları eylemin etkisini göstermesi açısından Özgenç şunları vurguladı:
“2 Kasım Çarşamba günü yani ilk gün eylemimizi yapmamızın akabinde Rektörlük sendika bileşenleri olarak bizleri görüşmeye çağırdı. Bu görüşmede taleplerimiz ve kararlarımızdan asla vazgeçmeyeceğimiz ve kesintisiz eylem kararı aldığımızı rektörülüğe açıkça belirttik. Ve 23 Kasım’da tekrar görüşme yapmak üzere toplantıyı sonlandırdık. Bunun karşılığında taleplerimizi değerlendireceklerini belirttiler. Biz de eylemlerimizi hiç bir şekilde bitirmeyeceğimizi toplantıda ifade ettik”
Ve bu sorunun 5200 çalışanı ilgilendiren bir sorun olduğunun altını çizdi. Bu soruna ek olarak ODTÜ’de 1200 işçinin ayrıca mağdur edilmesine dönük olarak yemekhane ve sağlık hakkı sorunu olduğunu dile getiren Özgenç şunları belirtti:
“Rektörük yine aynı tarihlerde sosyal medya hesabından ve web adresinden duyurduklarına göre yemeklerin 12.50 TL’den 55 TL’ye yükseldiğini duyurdu. Bu, hesaplarımıza göre % 340 bir zam anlamına geliyor. İşçilerin ücretlerinden bu miktarda bir kesinti olacak. Ki ODTÜ’nin kendi açıklamasına göre yemek maaliyeti 26 TL... Dolayısıyla burada anlaşılır ve kabul edilebilir bir durum yoktur. Bu haberi duyduğumuzdan beri, yani Kasım başından beri ODTÜ işçileri yemekhaneyi boykot ediyorlar. Ya evlerinden yemek getiriyorlar ya da başka alternatifler üretiyorlar. Bunun yanısıra 1200 işçi ODTÜ’de sağlık merkezinden yararlanamıyor. Herkesin yararlandığı sağlık merkezinden 1200 ODTü işçisi yararlanamıyor. Sağlık en doğal ve en temel haktır. Bu hakkımızın engellenmesini doğru bulmuyoruz”
Ardından Türk Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı İbrahim Çömez bir konuşma yaptı. Çömez ODTÜ çalışanlarının dışarıdan bakanlar nezdinden ayrıcalıklı olarak görüldüğü ama bu ayrıcalıkların artık zamanla ellerinden alındığını dile getirerek şunları ifade etti:
“Bizim son zamanlarda sosyal tesislerimiz kapatılmaya ya da başka amaçlarla kullanılmaya başlandı. Elmadağ ve Uludağ tesislerimiz bunlara örnek olarak verilebilir. ODTÜ’de de aynı sorunu yaşıyoruz. Spor tesisi ve havuzdan faydalanılan ücretler neredeyse özel yerlere çekildi”
Sonrasında Eğitim İş ODTÜ işyeri temsilcisi bir konuşma yaptı. Temsilci şunları dedi:
“Bence en önemli sorun olarak kamu kaynaklarına faturalardan kaynaklı bir sıkışma yaşanmasıdır. ODTÜ’nün fatularaları ticarethane olarak fiyatlandırılmaktadır ve bunun yükü bizlere yüklenmektedir. Kamu bütçeleri doğru yönetilmemektedir. Yetkililer bu konuda üzerlerine düşen görevi yerine getirmelidir”
Eğitim Hak Sen Ank. 1 Nolu Şube Başkanı Abdullah Aydın ise servis sorununa değinerek ihaleyi alacak servis şirketinin sabah taşımayı yapıp akşam yapmayacağı ve buna rağmen rektörlükten aynı ücreti alacağını belirtti ve şunları dedi:
“Ankara çok büyük ve çalışanlar yolda mağduriyet yaşayacak. Bu mağduriyetler giderilmediği durumda ODTÜ’de eğitim, bilim gibi gelişmeler yaşanamayacaktır”
Üni Per Sen adına yapılan konuşmada ise şunları vurguladı:
“Herkesin rafah içerisinde olduğu bir çalışma düzeni istiyoruz. Eğer bir tasarruf yapılacaksa özel kullanılan hizmet araçlarından yapılmalıdır. Eğer 23 Kasım’da olumsuz bir sonuç çıkarsa sonuna kadar alanda olacağımız bilinsin”
Eğitim Sen İşyeri Temsilcisi Ulaş Nacar ise tarihsel olarak işçi ve emekçilere dönük saldırıları değerlendirerek bugün işçilerin ve emekçilerin ellerindeki haklara dönük saldırıların geçmişteki saldırıların bir uzantısı olduğunu belirtti ve şunları ifade etti:
“Üniversiteler sermaye sınıfının ihtiyaçlarına göre şekillendiriliyor. Ama üniversiteler bilim üretilen yerlerdir, şirket değildir. Fakat sermaye sınıfı üniversiteleri şirket gibi yönetmeye çalışıyor. Ve bugün yaşadığımız sorunlar bunun bir yansımasıdır. İktidarın politikaları sonucu rektörlükler de çalışanlara ve öğrencilere müşteri gözü ile bakmaktadırlar”
Açıklama “Biz bu mücadelede haklıyız ve örgütlü bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz” diye sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Ankara