İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzenerji firmasında çalıştığı sırada birçok arkadaşı ile birlikte kadro ve ilave tediye davası açtığı için 258 işçi ile birlikte işten atılan Mahir Kılıç açlık grevinin beraberindeki 6 işçi ise işlerine iade talebiyle başlattıkları eylemin 150 gününü geride bırakıyor. Kılıç’ın, 9 yaşında Yaren isminde bir kız çocuğunun yanı sıra eşi de 6 buçuk aylık hamile. Eşi hamileliğinin 5 ayını Kılıç’ın açlık grevi ile geçirmiş bulunuyor. Eylemlerini kentin en işlek meydanı olan Konak Meydanı’nda bulunan belediye binası önünde sürdüren Kılıç ve arkadaşları, her gün CHP’li Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yüz yüze geliyor. Ancak tüm çabalarına rağmen taleplerine olumlu bir cevap verilmiyor.
Sağlık durumu kötüye gidiyor
Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberine göre, işten atılmadan önce çalıştığı iş yerinde bağlı olduğu Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel İş İşyeri Temsilcisi olan Kılıç, eyleminin ilk gününden bu yana sendikasının tavrını da eleştiriyor. Kılıç, sendikanın işçilerin arkasında durmadığı eleştirilerini yaparken, sendika ise, “Biz takip ediyoruz” açıklamasının ötesine geçmiş değil. Bunun üzerine Kılıç, bir arkadaşı ile beraber eylemini yine Konak’ta bulunan sendika binası önüne taşırken, belediye binası önünde de diğer arkadaşları eylemlerini sürdürüyor. Yaşanan bu süreçte Kılıç’ın sağlık durumu da, her geçen gün kötüye gidiyor. Her ne kadar Kılıç, sağlık durumunun direnişinin önüne geçmesini istemese de, bugüne kadar 19 kilo kaybetti. Kılıç ile birlikte açlık grevinde olmayan arkadaşları da yaşadıkları stres nedeniyle 8 ila 10 kilo arasında kaybetmiş durumda.
‘Kör, sağır, dilsizi oynuyorlar’
Eylemde olan işçilerden Barış Kaya Kılıç’ın durumuna ilişkin, “Mahir ailesi ile beraber 5 aydır açlığa mahkum edilmiş durumdadır. Bugün Mahir onuru için işi için açlık grevindedir” vurgusu yapıyor. Kaya, ayrıca F Tipi uygulamasına karşı Aydın Cezaevi’nde 60 gün açlık grevinde kalmasından dolayı açlık grevlerine dair deneyimli bir isim. Kılıç’ın açlık grevi sürecinin ciddi aşamayı çoktan aştığını ifade ediyor Kaya ve ekliyor: “Ciddi hayati riskleri var. Şu an sol ayağını hissetmiyor. Sürekli istemsiz sürüyor. Sol ayağı istemsiz erken düşüyor. Bunlar nörolojik belirtiler ve kalıcı olabiliyor insanın üzerinde. Daha önceki açlık grevi deneyimlerinden öğrenilmiş durumlar. Açlık grevinin kritik aşamasında gece uyuyup sabah uyanamayan eylemcileri biliyoruz. Nörolojik problemler en zor tedavi edilebilen rahatsızlıklardır. Mahir’de görülen belirtiler de bu belirtilerdir. Bugün Mahir açısından geldiği durum kritik bir aşamayı yaşıyor. Bir telefonla sorun çözebilecekken yaşananlara ve uyarılara rağmen sorunun muhatapları kör, sağır ve dilsizi oynuyorlar. Bu işçiler burada tanıştılar ve kararlılıkla işlerini istemeyi sürdürüyorlar.”
‘İlk günkü gibi kararlıyım’
Mahir Kılıç da açlık grevinde olan birinde görülmesi beklenen rahatsızlıklar ile karşı karşıya olduğunu ifade ediyor. Sağlık sorunlarının kendisine geri adım attıracak sorunlar olmadığını kaydeden Kılıç, işine geri dönene kadar direnişini sürdüreceğini belirterek şöyle devam etti: “Biz bu eyleme başlarken sonuçlarının neler olacağını bilerek başladık. Yaşayacaklarımın farkındayım. İlk günkü gibi kararlı, ilk günkü gibi dirençli olarak eylemimi devam ettiriyorum. Bu bir işçi direnişidir. Bir sınıf meselesidir. Biz burada bizden sonraki atılacak işçiler için de mücadele ediyoruz. Atılan diğer işçiler için de.”
Dr. Gül: Yaşamsal olarak çok riskli bir süreç
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) doktorlarından Zeki Gül de Kılıç’ın sağlık durumunun kritik aşamada olduğunu ifade ediyor. Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) görevlendirmesi ile daha önce çok sayıda açlık grevi sürecini takip ettiğini söyleyerek devam eden Dr. Gül, Kılıç’ın sağlık durumuna ilişkin uyarılarda bulunarak şu bilgileri paylaştı: “Açlık grevi süreçlerini daha önce de takip etmiş olmam deneyimimle Kılıç’ın açlık grevinin önemli bir aşamada olduğunu söyleyebilirim. 150 gün gibi bir süreç çok önemli bir süreç. Bu tür açlık grevlerinde bu aşamaya gelinmiş ise, günlük yapılan tahlillerin bir sonraki gün çok bir önemi yok. Çünkü açlık grevinde olan kişinin durumu yarım saat içinde değişebiliyor. Geldiğimiz aşama bu nedenle kritik bir aşama. Açlık grevinin kendisi tıbbi bir süreç değil ama bununla birlikte tıbbi bir süreç ortaya çıkıyor. Geldiğimiz aşama kritiktir. Çözüm için kurumların zamanla yarışması gerekiyor. Hızlı bir şekilde ele alınması ve müdahale edilmesi gereken bir süreç. Tahlil sonuçlarına dair bilgileri doktor hasta hukuku açısından paylaşamıyoruz ancak; Yaşamsal olarak çok riskli bir süreç. Geldiği gün çok kritiktir.”