Türkiye’de işçi sınıfı genelinde maden işçileri önemli bir yer tutmakta. Geçmişte özellikle de büyük madenci yürüyüşü Türkiye’de tüm işçi ve emekçileri birleştiren bir eylem olarak hala hafızalarda kayıtlıdır. Ancak o dönemde kaybedilen mücadele maden işçileri açısından birçok şeyi değiştirmiştir. Maden işçileri o günden bugüne kadar sessiz kalmış, birçok baskıya ve kölelik koşullarına boyun eğmiştir.
Maden işçilerinin mücadelesinde Soma Katliamı’ndan sonra sermaye devleti tarafından işçilere sus payı olarak çıkartılan Torba Yasa’dan sonrası önemli bir yer tutmakta. Katliamdan sonra maden işçilerinde ve diğer emekçi kesimlerde artan öfkeyi bastırmak için devletin maden işçilerine “sus payı” olarak çıkarttığı Torba Yasa yeni mücadelelere yol açtı/açıyor.
Torba Yasa çıktıktan hemen sonra Türkiye’nin birçok yerinde maden işçileri eylemde olsa da bu eylemler işçilerin örgütsüz olmasından dolayı genelde patronların isteği doğrultusunda gerçekleşmiş ve yönlendirilmişti. Amaçları ise Torba Yasa’da yer alan ve maden işçilerine “sus payı” olan 2 asgari ücretle haftalık çalışma saatinin 37,5 saate indirilmesinin geri çekilmesiydi. O dönem özellikle de küçük işletmelerde patronlar ortak hareket edip “zarar” etmekten bahsediyordu. Oysa yıllardır maden işçilerini köle gibi çalıştırdıklarını unutmuşlardı. Torba Yasa’nın ardından devam eden toplu işçi kıyımlarına en sert tepki Kandilli/HEMA işçilerinden gelmiş, kendilerini ocağa kapatmalarına rağmen sendikanın acizliğinden dolayı kazanım elde edememişlerdi.
Aradan geçen yaklaşık 1 yıl boyunca maden patronları özel ocaklarda işçi sınıfı üzerine kin kusmaya devam etti. Kimi yerde maaşlar verilmedi, kimi yerde verilen maaşların yarısı elden geri alındı. Ve en önemlisi de bu süreç içerisinde 10 binden fazla maden işçisi işsiz kalarak açlığa mahkum edildi.
Geldiğimiz noktada ise yine baskılarını arttıran ve yaygınlaştıran maden patronlarına karşı hiç de küçümsenmeyecek direnişler görüyoruz. İlk etapta verilmeyen 3 aylık ücretlerine karşı Zonguldak’ta Demir Madencilik işçileri fiili olarak üretimi durdurdu. Direniş sonucu maden işçileri tüm haklarını aldı ve diğer maden işçilerine yolu gösterdi. Hemen ardından ise Aydın/Söke’de Elit Madencilik işçileri yine geçmiş alacakları için eylem başlattı. Maden işçileri en başta koydukları talepler doğrultusunda direnişlerine 3 haftayı aşkın süredir devam ediyor.
Aslında tüm bunlar ekonomik talepler doğrultusunda işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanacağı en somut durumdur. Tüm bu direnişler maden işçilerinin yenilgi dolu yıllarını siliyor, yerine özgüven getiriyor. Bunu yakın bir zamanda 8 saat çalışmaya karşı üretimi durduran yine Demir Madencilik işçilerinden anlıyoruz. Maden işçileri artık yenilgi dolu yılları üzerinden atıyor. Patronların baskıları ve hak gaspları sonucu özellikle de özel ocaklarda birçok maden işçisi artık “üretimi durdurmaktan” söz ediyor.
Bahsi geçen ya da birliğin yeşerdiği madenlerin sendikasız olması da bu noktada dikkat çekiyor. Sendikasız maden işçileri güçlerini daha kolay yollar ile görebiliyor. Eyleme başlamadan önce kendi aralarında “işçi demokrasisi” ile seçtikleri temsilciler işçilere öncülük edebiliyor.
Elbette ki, baskılara ve hak gasplarına karşı üretim durdurmalar tesadüf değildir. Yeraltından Sesler’in doğru yerlere doğru politikalar ile gitmesi sonucu işçi sınıfından karşılığın verilmesidir. Örgütlenmenin en zor olduğu, işçilerin birçoğunun köylerde ek geliri olmasına rağmen Yeraltından Sesler bir süredir özel ocak işçileri üzerinde yoğun bir çalışma harcıyor. Aylardır düzenli bir şekilde çıkan bültenlerin “yıllardır işsizlik korkusu” ile yaşayan maden ocaklarında okunması da bu çabanın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
Tüm bunlara rağmen Yeraltından Sesler halen daha bir sınıf örgütü olabilmiş değildir. Ancak “Maden İşçileri Birliği” için temel sağlam bir şekilde atılmaktadır.
Sonuç olarak maden işçileri büyük bir örgütsüzlük içerisindedir. Ancak önümüzdeki dönem maden işçileri açısından birçok direnişe gebe olacağı açıktır. Maden patronlarının yıllardır işçiler üzerinde uyguladığı baskı politikası sınıf devrimcilerinin maden işçileri ile buluşması ile püskürtülecektir. Tıpkı Elit Madencilik’te olduğu gibi…
Zonguldak’tan bir sınıf devrimcisi