Son olarak geçtiğimiz hafta 3 işçinin öldüğü otoyol inşaatı ile gündeme gelen ve AKP tarafından bu ölümlerle adının anılması “yasaklanan” Limak, dünyanın dört bir yanında emek düşmanlığı yapmaya devam ediyor.
AKP ile kurduğu yakın ilişkiler sayesinde hızla büyüyen, yine bu ilişkiler sayesinde uluslararası ölçekte ihalelerde boy göstermeye başlayan Limak’ın el attığı işlerden biri de Kuveyt Havalimanı inşaatı.
Türkiye’den de çok sayıda işçinin götürülüp çalıştırıldığı Kuveyt Havalimanı inşaatında işçilere oldukça ağır çalışma koşulları dayatılıyor, işçilerin sağlığı hiçe sayılıyor.
Limak’ın Kuveyt şantiyesinde çalışan ve gazetemize ulaşan bir Limak işçisi, gitmeden önce söylenenler ile gittiklerinde karşılaştıkları tablo arasında adeta bir uçurum olduğunu söylüyor.
Gitmeden önce İnsan Kaynakları (İK) müdürünün kendilerine maaş+mesai teklif ettiğini söyleyen Limak işçisi, Kuveyt’e vardıktan sonra kendilerine tercüme edilmeden Arapça ve İngilizce bir sözleşme imzalatıldığını, bu sözleşmeye dayanarak fazla mesai ücretleri de ödenmeden çalıştırıldıklarını anlattı. Yine bu sözleşmeye göre, sözleşme sona ermeden işten çıkmak isteyen işçi 8 bin TL’yi geçen ulaşım ve ikame masraflarını da kendi cebinden ödemek zorunda kalıyor.
Çalışma süresinin mesai ücreti ödenmeden günlük 11 saati bulduğunu belirten Limak işçisi, sadece taşeronların fazla mesai ücreti ile çalıştıklarını, bu nedenle onlara fazla mesai yaptırılmadığını belirtti.
İş kazalarının ve üretimde meydana gelen hataların da maddi olarak işçilere fatura edildiğini söyleyen işçi, çok yüksek para kesintileri yapıldığını, kimi zaman maaşlarının üstünde kesintiler yapılabildiğini ancak geri dönme şansları olmadığı için çalışmaya devam etmek zorunda olduklarını dile getirdi.
Koğuşların ve yemeklerin sağlıksızlığına da dikkat çeken Limak işçisi, yağmur yağdığı zamanlarda koğuşları su bastığını ifade etti. Ayrıca iki hafta öncesinde yemekten yüzlerce işçinin zehirlendiğini, kendisinin de günlerce karın ağrısı çektiğini bildirdi. Bir işçinin ise zehirlenme nedeni ile tedavi için Türkiye dönmek zorunda kaldığını duymuşlar.
İşçinin anlattıkları, işçi kanı ile semiren Limak’ın, sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında nasıl bir işçi düşmanlığı ile büyüdüğünü gösterdi.